Tarihi 2500 yıl öncesine kadar giden ve günümüzde kaybolmaya yüz tutan Mezitli Dokuması, 3 kurumun işbirliğinde kurulan dokuma atölyesinde yeniden hayat bulmaya başladı. Mezitli Belediyesi, Mersin Üniversitesi (MEÜ) ve Mezitli Soroptimist Kulübü'nün birlikte kurduğu atölyede 20 kadın kursiyer Mezitli Dokumasıyla ilgili eğitim almaya başladı. Yrd. Doç. Dr. Özge Usluca, "Biz bu kültürle büyüyen bir nesil olarak, gelecek nesillere bu geleneği aktarabilmek için bu el dokuması geleneği devam ettirmemiz gerekiyor. Çünkü bunlar birer kültürel miras" dedi.
Özellikle merkez Mezitli ilçesindeki Soli Pompeiopolis Antik Kenti kazılarında bulunan dokuma araç gereçlerinden yola çıkılarak yaklaşık 2500-3000 yıllık tarihi olan ve kıyafetten ev gereçlerine kadar pek çok alanda kullanılan Mezitli Dokumasının yeniden hayata geçirilmesi amacıyla Mezitli Belediyesi, MEÜ ve Mezitli Soroptimist Kulübü işbirliğinde Mezitli Belediyesi Sanatevi'nde atölye kuruldu. 3 kurumun birleşmesiyle birlikte 20 kadın kursiyer, dokumacılık eğitimi almaya başladı. MEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Özge Usluca, öğretim görevlileri Handan Demir ve Yelda Gezicioğlu tarafından verilen eğitimlerde, dokumacılığın ince ayrıntılara kadar bilgi veriliyor. 3 ay sürecek kurslar kapsamında haftada 3 gün sabah ve öğleden sonra olmak üzere eğitim veriliyor.
"Bulunan örnekler M.Ö. 2500-3000 yıllarına dayanıyor"
Mezitli Dokumasıyla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Yrd. Doç. Dr. Özge Usluca, Anadolu'da dokumacılık tarihinin çok eskilere dayandığını söyledi. Dünyada bulunan en eski kumaşın Anadolu'da bulunduğunu vurgulayan Usluca, "Dolayısıyla buradan yola çıkarak Anadolu'nun her ayrı bölgesinde dokumacılık kültüründen bahsedebiliriz. Mezitli yöresinde de bazı kazılardan dokumayla ilgili iğneler, tezgah ağırlıkları bulunmuştur. Bunlar arkeoloji müzesinde sergilenmektedir. Biz bu buluntulardan anlıyoruz ki geçmiş dönemlerden itibaren halen dokumacılık kültürünün sürdüğünü görüyoruz. Yaptığımız araştırmalarda da köylerde halen dokuyan kadınlarımıza ve tezgahlara rastlıyoruz. Biz bu geleneğini devam ettirmek için böyle bir çalışmaya başladık. Bizim bulduğumuz kumaş örnekleri 100 yıla yakın bir örnek var. Fakat bu arkeolojik buluntular M.Ö. 2500-3000 yıllarına kadar dayanıyor. Dolayısıyla burada daha öncesinde yaşayan başka medeniyetler zaten burada dokumacılığı var etmişler ve bizlerde devam ettiriyoruz" diye konuştu.
"Bunlar birer kültürel miras"
Türkiye'deki dokumacılıkla ilgili de konuşan Usluca, "Ülkemizde ne yazık ki el emeğinin, el dokumacılığının önemi azalmakta. Fakat biz bu kültürle büyüyen bir nesil olarak, gelecek nesillere bu geleneği aktarabilmek için bu el dokuması geleneği devam ettirmemiz gerekiyor. Çünkü bunlar birer kültürel miras. Dolayısıyla katma değerleri yüksek olan ürünler çıkartılabilir. Ülkemize baktığınızda halen buldan bezi, Gaziantep'deki kutnu gibi dünyada ün yapmış bir sürü bezden bahsedebiliriz. Dolayısıyla biz bu geleneği sürdürmeye devam ettireceğiz" şeklinde konuştu.
Burada öncelikle kadınlara farklı bir istihdam sağlamak için dokumacılık kursu açtıklarını belirten Usluca, "2 tezgahla atölyeye başladık. Mezitli Belediyesi bize hem tezgah hem de yer konusunda destek verdi. Şu an 20'ye yakın kursiyerimiz var. Haftada 3 gün kurs veriyoruz. Yeni başlayanların içinde dokumayı hiç bilmeyenler var, dokumayı bir parça bilenler var. Burada hep birlikte bu gelişimi göreceğiz. Temel dokuma tekniklerini ve yöntemini öğrendikten sonra zaten geleneksel olarak yapılması gereken dokumayı kursiyerlerimiz ilerleyen dönemlerde yapacaklardır" ifadelerini kullandı.
"Mezitli Dokumasını tekrardan gelecek kuşaklara taşımak amacındayız"
Öğretim görevlisi Handan Demir ise amaçlarının yok olmaya yüz tutmuş kültürel bir değer olan Mezitli Dokumasını tekrardan gelecek kuşaklara taşıyabilmek olduğunun altını çizerek, "Bir diğer amacımız da evinde oturan kadınlarımıza dokumayı öğretip bir istihdam sağlamak istiyoruz. Akademik anlamda da bu dokumanın farklı yerlerde olup, olmadığını araştırmaya devam ediyoruz. Bunun yanı sıra son yıllarda öğrencilerinde dokumaya ilgisi arttı. Eskiden dokumaya çok fazla ilgi olmasa da son yıllarda öğrencilerimiz dokuma sanatının önemini fark etmiş durumdalar. Proje olarak üretmekten büyük keyif alıyorlar. Zaten 2 öğrencimiz bu kursta bize asistanlıkta yapıyorlar. Yani gönüllülük ilkesine bağlı olarak bu işi yapmaları da büyük bir gelişme. Gençlerimizin de bu işe sahip çıkacağını gösteriyor. Buraya katılım da beklediğimizin çok üstünde oldu. Heyecanlılar, bizde heyecanlıyız. Bütün kursiyerlerimizi belli bir yere getirdikten sonra hepsini tasarım yaptıklarını görmek istiyoruz" dedi.
56 yaşındaki kursiyer Sema Babaoğlu da gençliğinden beri el dokumaları, el işi yapmayı sevdiğini belirterek, "Onun için de Belediye Başkanımızın eşi böyle bir etkinlik olacağını söyleyince biz de severek katkıda bulunmak istedik. Aslında gençlerimizi istediler ama bizden gencini bulamadılar. Bizler daha çok hevesliyiz. Şimdilik gençlerimiz bu işe bu kadar ilgi duymayabilir ama bizler daha çok ilgi duyuyoruz. Ben hiç bilmediğim halde rahatlıkla şu anda yapabilirim. Tabi ince işlerini filan daha öğrenmedik ama ilk dokuma olarak başarılı olduğumu düşünüyorum. İlerleyen dönemlerde çok hoşuma gider, güzel ürünler ortaya çıkartırsam bu işi de yapmayı düşünüyorum" diye konuştu.
İHA