Kızını dünyaya getirdikten sonra Danimarka'da devleti tarafından kızı elinden alınan ve 3.5 yıllık mücadelenin ardından kızı babası tarafından Türkiye'ye kaçırılan S.A., bir an evvel kızına kavuşmak istiyor.
Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da yaşayan S.A. 3.5 yaşındaki kızını dünyaya getirmesinin ardından başlayan zorlu günler devam ediyor. Devlet, 3.5 yıl önce kızı S.A'ya hamileyken başlayan ve doğum sonrasında devam eden hamilelik depresyonu nedeniyle doğumdan 20 gün sonra kızını anneden aldı. Kızını geri alabilmek için 3.5 yıl mücadele eden anne S.A., geçtiğimiz 24 Mart'ta kızına kavuştu. Kızının kendisine alışması için olağanüstü çaba sarf eden acılı anne, 2 Mayıs günü yaşadığı şokla bir kez daha yıkıldı. Doğumundan sonra bağrına basabilmek için sosyal yetkililerle 3.5 yıl mücadele eden annenin mutluluğu kısa sürdü. Eşi T.A. kızını annesinin haberi olmadan, kızın devam ettiği yuvadan alıp Türkiye'ye kaçırdı.
"Ailesi de biliyordu ve hazırlıklıydılar"
Olay gününü anlatan anne S.A., "Kızımın kaçırıldığı gün eşimde tuhaflıklar vardı. "Sen son zamanlarda çok yoruldun, yıprandın. Bugün biraz dinlen, K.'yi yuvaya ben bırakayım," dedi. Ben de böyle bir şey yapacağını hiç aklıma getirmediğim için tabii ki kabul ettim. Ama akşam olup hava kararınca ve saatler ilerleyince ve eşim kızımla eve dönmeyince şüphelenmeye başladım. Defalarca telefon açtım, ama eşimin telefonu kapalıydı. Türkiye'deki ailesini aradım onlar da önce telefonda konuşmak istemediler" ifadelerini kullandı.
"Pasaport ve elbiselerini bulamayınca anladık"
"O gün akşamüzeri ve akşam saatlerinde tam 70 kez eşimi aradım" diyen anne A., "Sık sık balık tutmaya giderdi, yine balığa çıktığını, İsveç'e kızımla balık tutmaya gittiğini ve balık tutarken telefonunu denize düşürdüğünü söyledi ailesi bana. Ailesi de eşimin planlarından haberdardı ve hepsi biliyordu aslında" ifadelerini kullandı. Akşam saatlerinde K'nin odasındaki dolapta elbiselerinin, pasaportu ve sağlık kartının da yerinde olmadığını fark ettiğini belirten S.A., eşinin Kopenhag'dan ayrıldığını öğrendiğini söyledi. "Pasaportunun ve elbiselerinin evde olmadığını öğrendiğimde yıkıldım. Kızımın kaçırıldığını o zaman anladım," diyen S.A. hemen polise başvurarak ihbarda ve suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.
"Kızını kaçırdım, onu bir daha göremeyeceksin"
Aynı gece saat 23.15 sularında eşinin kendisini arayarak, "Kızını kaçırdım. Onu bir daha göremeyeceksin. Ben kızımı senden değil, annesinden değil, hastalıklı Danimarka sosyal sisteminden kaçırdım," dediğini söyleyen S.A. bir an önce kızına kavuşmak istediğini söyledi. Kızının babası tarafından kaçırıldığı günden beri kızının odasına giremediğini anlatan S.A. bahçede yerde duran bisikleti bile yerinden kaldırmaya cesaret edemediğini söyledi.
"Kızımın anne hakkını gasp etti"
Danimarka'da doğup büyüyen ve T.A. ile 2012 yılında evlenen S.A., "Danimarka'ya bir türlü alışamadı ve burayı sevmedi. Danimarka'nın her şeyini kendisi ve kızımız için tehdit olarak görüyordu. Kendisiyle sık sık geçimsizlik yaşıyordum. Ama böyle bir şey yaparak sadece beni cezalandırmadı mutsuz etmedi, kızımın bir anneye sahip olma hakkını da gasp etti. En çok ağırıma giden ve beni mutsuz eden de budur" dedi. Anne A. Danimarka mercileri nezdinde harekete geçtiğini, sosyal yetkililerin Danimarka Çocuk ve Sosyal İşler Bakanlığına başvurmak üzere gerekli girişimlere başladığını söyledi.
İHA