Türk Girişimci ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) tarafından, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ile Türkiye'nin hemen her ilinden iş adamının katılımı ile 39. Girişim ve İş Dünyası Konseyi toplantısı Diyarbakır'da gerçekleştirildi.
Bir otelde düzenlenen TÜRKONFED 39. Girişim ve İş Dünyası Konseyi toplantısına, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfekçi, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy, AK Parti Diyarbakır milletvekilleri Galip Ensarioğlu ve Ebubekir Bal, TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik ve 80 ilden iş dünyası temsilcisi ile davetliler katıldı.
"Diyarbakır'a terör örgütleri değil, insanlarımız yön vermeli"
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından başlayan programda bir konuşma yapan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, bu bölgenin terör sorunu olduğunu söyledi. Terörün bu bölgeyi esir aldığı zamanların olduğunu belirten Bakan Tüfenkci, "Devletin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da büyük bir özveri ile başlatmış olduğu, adına çözüm süreci denilen bu süreçte gelinen noktaya baktığımızda terör örgütünü hendekleri ile çukur siyaseti ile karşı karşıya kalmış, terörü şehre getirmiş ve en önemlisi artık o çözüm süreci içerisinde biriktirmiş olduğu lojistik altyapı ile beraber şehirleri özerklik ian ettiğini ilan edene kadar ki bir süreci bu millete yaşatmış oldular. Türkiye bir yandan PKK terör örgütü zile mücadele ederken, bir yandan DEAŞ terör örgütü ile mücadele ederken, bir yandan FETÖ terör örgütü ile mücadele ederken bir yandan da Türkiye'yi büyütmeye gayret gösteriyor. Diyarbakır'a 376 yatırımcı buraya yatırım yapmak için müracaat etti. İnşallah kısa zamanda Kalkınma Bakanlığı'mız kalkınma bankamız bunları neticelendirir ve bunlar yatırıma dönüştürülür. Eğer iki yıl içerisinde bunlar yatırıma dönüştüğünde Diyarbakır'a yaklaşık 38 bin yeni istihdam olanağına kavuşturmuş olacağız. Biz milletin iradesinin üzerine ipotek konmasını istemiyoruz. Eğer Diyarbakır'a birileri yön verecekse buna terör örgütleri değil, burada yaşayan insanlarımız milletimiz yön vermeli" dedi.
"Silah, bomba, patlayıcı olduğu sürece bunlarla anladıkları dilden mücadele edilecek"
Daha sonra konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker de, çatışma olmamasını istemenin doğru olduğu fakat teröre de terör demenin gerektiğini kaydetti. Eker, şöyle konuştu:
"Çatışma olmasın diyoruz doğru, ama değerli kardeşlerim kediye kedidir demesini bilmemiz lazım Fransızların dediği gibi. Bu terördür bunu bilelim. Dünyanın hangi şehrinde birileri gelip o çözüm süreci dediğimiz süreçte, o tarihi şehrin altını mayınlayacak silahlayacak, sonra gelecek diyecek ki ben buraları işgal ettim, buraya hendek kuruyorum, barikat kuruyorum diyecek ve siz ona sessiz kalacaksınız böyle bir şey yok. Kürt sorunun şu anda önündeki en büyük sorun bu sorunu terörle şiddetle çözmeye kalkışan PKK'nın kendisidir. Cumhurbaşkanımız net ve açık bir şekilde söyledi, silah olduğu sürece, ortada silah bomba patlayıcı olduğu ve bu yöntemle terör estirildiği sürece bunlarla anlaşıldığı dilden mücadele edilecek. Hiç bunun başka bir yolu yok."
"Silahlı mücadelenin geri dönülmemek üzere muhakkak terk edilmesini arzu ediyoruz"
TÜSİAD Başkanı Erol Bilecek ise konuşmasına, son günlerde tepkilerini yurdun her noktasında yurdun her yerinden almakta oldukları Atatürk hakkında yapılan yorumlara ilişkin açıklama ile başladı. Bilecik, şunları söyledi:
"Mustafa Kemal Atatürk bu ülkenin ortak birleştirici, bizi biz yapan bir değerdir, atamıza yapılan hakaretleri şahsım ve TÜSİAD adına esefle kınadığımı tekrardan belirtmek isterim. Özellikle 15 temmuz darbe teşebbüsünün zorunlu kıldığı olağanüstü hali geride bırakarak olağan hukuk devleti ortamına mümkün olan en kısa sürede dönülmesi gerektiğini düşünüyoruz. OHAL şartlarının devamı, Türkiye karşıtı olan özellikle de terör örgütlerinin FETÖ başta olmak üzere PKK'sı DEAŞ'ı bunların biraz daha fazla ekmeğine yağ sürüyor. Ülke olarak şiddetin son bulması ve Kürt sorununun silahsız çözümü için defalarca girişimlerde bulunuldu. Her bir girişim özellikle bölgedeki yurttaşlarımızın ve aslında bölgedeki tüm halkımızın çözüme ne kadar istekli olduğunu fazlasıyla gösterdi. Önümüzdeki dönemde silahlı mücadelenin bir daha geri dönülmemek üzere muhakkak terk edilmesine ve bunun koşullarının sağlanmasını çok arzu ediyorum. Bunun için siyaset kanalının açılması ve siyasetin diyaloğun çözümün mimarı olmasını sağlayacak koşulların oluşturulması gerektiğine inanıyoruz."
"İş dünyası olarak hayatın normal akışını özlediğimiz vurgulamak istiyorum"
Daha sonra konuşan TÜRKONFED Başkanı Tarkan Kadooğlu da, konsey toplantısını Diyarbakır'da yapmaya karar vrediklerinde etraftan olumsuz tepkiler aldığını söyledi. Kadooğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Konseyimizi kentimizde yapmaya karar verdiğimizde iş ve medyadaki değerli dostlarım, neden bu dönemde Diyarbakır'da toplantı gerçekleştiriyorsunuz diye sormuşlardı. Bölgenin sorunlarını yakından tanıyan, bilen ve bizzat yaşayan Cizre doğumlu bir iş insanı olarak herkese şunu söyledim, bölgenin normalleşmesinin ancak siyaset kanallarına şans tanınarak gerçekleşebileceğini söyledim. Diyarbakır'ın ekonomik ve sosyal hayatına yapılacak katkı bölgedeki iklimi değiştirecektir. Diyarbakır başta olmak üzere bölgeden başlayacak bir ekonomik gelişme ülkemizin kalkınma hamlesinin de lokomotifi olabilir. İşte bu duygu ve düşüncelerle Türk iş dünyası Diyarbakır'da ortak aklın ve ortak gelecek vizyonu ile bir araya getirmek istedik. İş dünyası olarak hayatın normal akışını özlediğimiz vurgulamak istiyorum. Bu kadim topraklarda ortaya konacak yeni siyaset anlayışı ile ülke içinde farklı kırılmaların önüne geçmek liyakati öne alan yurttaşların her alanda eşit bir Türkiye'yi inşa etmek bizlerin elinde."
Konuşmaların ardından panele geçildi.
İHA