Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2006 yılında 5548 sayılı Kanun'un iptali için Anayasa Mahkemesine gidenlerin yaklaşımının cumhurbaşkanlığı hükümeti sistemi ile önüne geçilmeye çalışılan bir sorunun ifadesi olduğunu söyledi.
"Göç ve Mülteciler" temalı 4. Uluslararası Ombudsmanlık Sempozyumu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2006 yılında kanunun iptali için Anayasa Mahkemesine gidenlerin yaklaşımı bizim cumhurbaşkanlığı hükümeti sistemi ile önüne geçmeye çalıştığımız bir sorunun ifadesidir" dedi.
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen sempozyum, 15 Temmuz'da yaşanan darbe girişimini de anlatan belgeselin dev ekranda izlenmesiyle başladı. Belgeselde 15 Temmuz gecesi yaşanan gelişmeler anlatılırken, darbe girişiminin yaşandığı sıcak saatlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile TGRT Haber televizyonunda canlı bağlantı kurarak darbe girişiminin seyrini değiştiren konuşmanın tüm dünyaya aktarılmasını sağlayan İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın görüntülerine de yer verildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Batuhan Yaşar'ın telefonundan görüntülü olarak TGRT Haber televizyonu ekranından vatandaşlara yaptığı çağrı salonda büyük alkış aldı.
"Elindeki kamu gücünü siyaseti hizaya sokmanın aracı haline getiren bir zihniyetle çarpışarak ülkemize hizmet etmeye çalıştık"
"2012 yılında hayata geçirdiğimiz Kamu Denetçiliği Kurumu, devlet ve vatandaşı kucaklaştırmak, aradaki engelleri kaldırma irademizin en somut tezahürlerindendir" açıklamasında bulunan Erdoğan, ombudsmanlık müessesini çok daha önce Türkiye'ye kazandırmak istediklerini fakat 2006 yılında 5548 sayılı Kanun'un TBMM'de kabul edilmesinden sonra dönemin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini, ombudsmanlığın kuruluşunun bu nedenle daha sonraki yıllara kaldığını kaydetti. Kamu denetçiliğinin kuruluş nedeninin eski Türkiye alışkanlıklarının, kimin nasıl konumlandırıldığının tespiti noktasında çok önemli olduğunu kaydeden Erdoğan, "Bu hadise Türkiye'deki yönetim sistemi değişikliğinin sebebini ortaya koyması bakımından kritik bir önemdedir. Çünkü 2006 yılında kanunun iptali için Anayasa Mahkemesine gidenlerin yaklaşımı, bizim cumhurbaşkanlığı hükümeti sistemi ile önüne geçmeye çalıştığımız bir sorunun ifadesidir. Biliyorsunuz 2006 yılında 5548 sayılı Kanun'un iptali için mahkemeye başvuranlar, dönemin Cumhurbaşkanı ve ana muhalefet partisiydi. Ana muhalefet partisinin ve dönemin Cumhurbaşkanının hadiselere bakışı ile Anayasa Mahkemesinin o günkü yapısını dikkate aldığımızda alınan iptal kararı hiç kimse için sürpriz olmadı. Türkiye şu anki bulunduğu seviyeye çok kolay gelmedi. Demokrasi kılıcı gibi seçilmişlerin üzerinde sürekli baskı kuran, elindeki kamu gücünü siyaseti hizaya sokmanın aracı haline getiren bir zihniyetle çarpışarak ülkemize hizmet etmeye çalıştık. Ülkenin ve vatandaşın menfaatine olacak birçok proje, hizmet ve eser maalesef sistem içine özel olarak yerleştirilmiş vesayet odakları tarafından sabote edildi. Kamu etkinliği ve verimliliğini artıracak, şeffaflığı, hesap verebilirliği, denetimi güçlendirecek adımlar çeşitli bahanelerle engellenmek istendi. Hukuk, anayasa ve yasalar yenilikçi, uzlaşmacı ve objektif bir anlayışla değil, tamamen statükocu, ideolojik bir bakış açısıyla yorumlandı. Türkiye'nin bugün geldiği noktadan geriye doğru baktığımızda bu anlattıklarımız yıllar önce yaşanmış gibi görünüyor olabilir. Bu yaşadıklarımız meçhul bir tarihin, uzak geçmişin değil, sadece 3-5 yıl öncesinin olayıdır. Biz dik durmasaydık, gövdemizi taşın altına koymasaydık, bu ülkede yapılanların onda birini dahi gerçekleştiremezlerdi. Çabalarımız ve milletimizin desteği sayesinde Türkiye bu alanda büyük eğişim ve dönüşüm geçirdi" diye konuştu.
İHA