Eskişehir'de üniversite hayatını yarıda bırakarak baba mesleği bisiklet tamirciliğini seçen 68 yaşındaki Aydın Yıkılmazoğlu 55 yıldır işini sürdürüyor.
İstiklal Mahallesi Esen Sokak'ta bulunan küçük bir dükkanda yaptığı bisiklet tamirini babadan miras olarak gören Aydın Yıkılmazoğlu, işine ilkokul yıllarında başladığını ve İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi İşletme ve Muhasebe Bölümünü okurken üniversite hayatını yarıda bıraktığını anlattı. 1963 yılından babasının yanından ilkokulu bitirdikten sonra çıraklığa başladığını belirten Yıkılmazoğlu, "İlkokul bittikten sonran ortaokul ve lise yıllarında babam ve ağabeyim ile birlikte bu mesleğe hep birlikte devam ettik. Daha sonra babamı emekliye ayırdık, ağabeyim vefat edene kadar beraber çalıştık. Ağabeyim rahmetli olduktan sonra da bugüne kadar 55 senedir bisiklet tamirciliğiyle iştigal etmekteyim" dedi.
Üniversiteyi yarıda bıraktım, bisiklet tamirciliğine geri döndüm"
"İlkokul bitince, bizim zamanımızda çocukların gezeceği, yaz tatil için gideceği yer olmayınca dükkana gelirdik, bu şekilde de çıraklığa başlamış olduk" diyen Yıkılmazoğlu, "Ortaokul, lise, askerlik, üniversite hayatı falan derken ömrümüz 35 yaşına kadar böyle lay layla geçti. 35 yaşından sonrada bu mesleğe dört elle sarılmak mecburiyetinde kaldık. 1973 yılından üniversiteye başladık, 78 yılında 3'üncü sınıftan terk ettim. O zaman ticaret yaparak, belki daha iyi para kazanırız zannettik, ama evdeki hesap çarşıya uymadı. O zaman bir işçi, memur olmayı düşünmedik, ama bugün o günlerin acısını çekiyoruz. 80'li yıllardan hayat şartları, Türkiye'nin hayat şartları çok değişti. O zaman bisiklete binen işçilerin hepsi araba sahibi oldu. Memurlar 2000'li yıllardan sonra hepsi araba sahibi oldular, biz hala bisiklete biniyoruz. Ya elde ettiğini sev, ya da sevdiğini elde et demişler. Biz elde ettiğimizi sevmeye mecbur kaldık" ifadelerini kullandı.
"6 yatarsın 6 ay çalışırsın"
Bisiklet tamiri işinin mevsimlik bir iş olduğunu dile getiren Yıkılmazoğlu, "36 yıldır aynı yerde bisiklet tamirciliği yapıyorum. Bu iş mevsimlik bir iş, senenin 6 ayı yatıyorsun, 6 ayda kafayı kaşıyacak zaman bulamıyorsun. Yazı, kışa gelir olarak vurduğun zaman "el elde el başta" eskiler öyle der, yani sıfıra sıfır elde var sıfır, ancak yazın kazandığını kışın yersin, karınca misali yani. Yazın topluyorsun, kışın yiyorsun. Eğitim 12 yıla çıkınca çırak bulmakta hiçbir meslek kolu eleman bulamıyor. Bu mesleğin bizi zorladığı hiçbir yanı yok ama, kışın soğuğunu yazın sıcağına katlanacaksın. İnsan işini severek yaptığı zaman hiçbir iş sana zor gelmiyor" şeklinde konuştu.
İHA