Türkiye’nin ilk iTunes Music listelerine girmeyi başaran müzisyen ve yorumcusu olan ve geçtiğimiz aylarda “Bırak Kırılsınlar” adlı şarkısına “Kadına Şiddete Hayır” mottosuyla klip çeken yurt dışında Grammy ödüllü müzisyenlerle çalışmalarına devam eden Kutsal, CRI TURK’te Michael Kuyucu’nun konuğu oldu.
Kutsal, “kadına şiddete hayır”ı daha şiddetli bir biçimde haykırmamız gerektiğini söylerken, on yedi yıldır ABD’nin Los Angelos kentinde yaşayan bir Türk müzisyeni olarak ABD’nin sağlık sisteminin aksayan yönlerini ve Kasım ayında yapılacak seçim öncesinde oradaki siyasi atmosferi anlattı. Kutsal, ABD’de yaşadığı süre içinde sağlık hizmetlerinden çok yakındığını söylerken, Türkiye’nin sağlık hizmeti alanında çok daha sosyal bir anlayışa sahip olduğunu söyledi. Michael Kuyucu’nun Kutsal’a Kasım seçimlerin ilgili görüşlerini sorması üzerine Kutsal “Bence Trump Kazanır” yorumunu yaptı.
LOS ANGELES’TA YAŞAMAK ÇOK ZOR
Kutsal, Michael Kuyucu’ya Covid-19 pandemisi döneminde dünya gündemine gelen ABD’nin sağlık sisteminin çöktüğünü iddia edenlerin kesinlikle doğru söylediğini vurgulayarak, ABD’nin sağlık sistemini şu sözleri ile eleştirdi: “17 yıldır Los Angeles’tayım ve burası çok pahalı bir şehir. İlk taşındığımda öyle değildi ama şu anda yaşanması çok zor bir şehir haline geldi. Hem pahalılık hem kalabalık açısından aynı İstanbul gibi oldu. Amerika’da sağlık, sigortan olsa bile çok pahalı her şey. Amerika’da bir devlet sigortası var ama o ancak emeklilikte çalışıyor. Türkiye’de normalde devlet sigortası gibi kullanamıyorsun. Ancak emekli olduktan sonra kullanabiliyorsun. Devlet ancak o yaşta izin veriyor sigortanı kullanmaya. Genç yaştayken de çalışıyorsan şirketin sana özel sigorta yapıyor ve bunun bir kısmını sen ödüyorsun. Çalışmıyorsan da kendi cebinden özel sigorta yaptırmak zorundasın. Özel sigortan olsa bile doktora gittiğinde halen çok para veriyorsun. Eğer ameliyat olacak kadar ciddiyse hastalığın veya ciddi tedavilere girişeceksen binlerce dolar para çıkıyor cebinden. Sigorta şirketleriyle ilaç şirketleri resmen köşeleri tutmuşlar ve insanlara öyle bir sistem oluşturmuşlar ki her şeyi çok pahalı satıyorlar. Fiyatları şişiren de onlar, çünkü kendi ceplerine kalıyor. Nedir, kime kalıyor? Özel hastaneler, sigorta şirketleri ve ilaç şirketleri. Bu üç sektör ABD’de milleti yolmak üzerine kurulmuş! “
“Öldürülen Zenci, Masum Bir Zenci Değil, Kaç Kere Hapse Girmiş Çıkmış Suçlu Bir İnsandı”
Kutsal, ABD’de geçtiğimiz aylarda yaşanan iç çatışmalarla ilgili olarak çok farklı bir yorumda bulundu ve bu iç çatışmaları demokratların bilerek provoke ettiğini iddia etti. “Amerika’da çok fena kavga patırtı var. Demokratlar, zenci ayaklanması gibi provokasyonlar yapıyorlar. Amaçları seçimlerden önce huzursuzluk yaratıp Trump’ı zor durumda bırakmak! Bedelini ise halk ödüyor. Ben demokratlara son zamanlar çok kızgınım bu yüzden. Çünkü zaten koronadan dolayı insanlar dükkanlarını açamadılar, esnaf zor duruma düştü. Buda yetmezmiş gibi üzerine bir de bunlar yaratıldı. Gittiler insanların dükkanlarını kırdılar, yağmaladılar. Tabii ki bir insan, bir zenci öldürüldü ama bu olaylarda provoke edildi. Çünkü öldürülen o zencide, masum bir zenci falan da değil, kaç kere hapse girmiş çıkmış suçlu bir insan. Elbette öldürülmemeliydi ama sütten çıkmış ak kaşık da değildi karşımızdaki.” dedi
TRUMP’IN KARŞISINA ÇIKAN ADAY ALZHEİMER
On yedi yıldır ABD’de yaşayan bir Türk rock müzisyeni olan Kutsal’a , Michael Kuyucu, “Kasım ayında yapılacak seçimler öncesi oradaki atmosfer hakkında ki düşüncen nedir?” sorusuna çok ilginç bir yorumda bulundu. Kutsal: “ Ben Kasım ayında ABD’de yapılacak seçimleri Trump’ın kazanacağını düşünüyorum. Amerikan toplumunda bütün medyanın %80’i demokratların elinde, o yüzden çok güzel algı yönetimi yapıyorlar. Hillary zamanında da “Hillary kazanacak” diye konuştular ama Trump kazandı. Şoka girdi burada herkes. Çünkü halka da böyle işlediler, halk da inanamadı. Ama Orta Amerika’da cumhuriyetçi ve Trump’a oy veren, fazla sesini çıkarmayan büyük bir kesim var. Medyanın çoğu demokratların olduğu için Trump sürekli medyayla kavga halinde. Aslında haklı olduğu yönler de var. Çünkü demokratlar, olayları çok güzel çarpıtıyor. Mesela Trump’ın yapmadığı, Obama’nın yaptığı bir şeyi bile “Trump yaptı” diye anlatıyorlar. Ben Trump’çı değilim ama bu son dönem demokratların yaptığı yalanlar, dolanlar o kadar sinirlendirdi ki beni o yüzden onlara tepkiliyim bu son dönemde. Ben hiçbir zaman partici olmadım. Kim doğruyu yaparsa fark etmez benim için, doğrunun yanında olmaya çalışıyorum ve objektif bakmaya çalışıyorum olaylara. Türkiye’de de öyle; AK Parti doğru ve düzgün bir şey yaptığında da “Evet bu doğru” diyebiliyorum. Ayrıca ABD’de demokratların çıkardığı aday, Biden çok kötü bir aday. Adam bildiğin Alzheimer, konuşamıyor bile! Kafası giden bir adamın başkan olması ne kadar sağlıklı? Amerika’da maalesef doğru dürüst bir politika yok. Ne doğru düzgün politika var, ne doğru düzgün demokrasi var. Seçilenler de zaten hep yukarıdaki güçlerin seçtiği adamlar. Halk seçmiyor ki onları” diyerek ABD ‘deki siyasi platformu ve yakın geçmişte reklam kampanyası sırasında Türkiye hakkında da ilginç ithamlarda bulunan ve Türk iç siyasetine de karışan Biden ile ilgili “Alzheimer gibi….” benzetmesini yaptı. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)