Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Suriye'de yaşanan olaylar karşısında sessiz kalan ve Türkiye'deki referandum ile ilgili taraf olan Avrupa'nın tutumunu eleştirerek, "Bunlar kendi ülkelerinde Türkler Türkçe konuşmasın diye ne baskılar yapıyorlar. Dillerini unutsunlar, entegre olamıyorlar diye dil sınavı yapıyorlar. Sonra da kalkmışlar Türkiye'ye insan hakları dersi veriyorlar" dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 5 Nisan Avukatlar Günü'nde Maltepe'de hukukçularla bir araya geldi. Burada bir konuşma yapan Bozdağ, 18 maddelik Anayasa değişikliği hakkında değerlendirmelerde bulundu. Suriye'de son yaşanan saldırıya da değinen Bozdağ, "Dünyada çok hadiseler oluyor. Suriye'de yine kimyasal silah kullanıldı. Ben insanlığımdan utanıyorum. Dünya etrafından olup bitenlere bu kadar vicdansız, bu kadar merhametsiz, bu kadar kör, bu kadar sağır kalmamalıdır. Devletlerin çıkarı olabilir, hesapları olabilir ama bu hesaplar vicdanları, merhameti ayaklar altına alıp, insanlığı ayaklar altına alıp onun üzerine inşa edilmemelidir" diye konuştu.
"Bu kadar vahşet oluyor, BM'de tık yok"
Birleşmiş Milletlerin yaşanan olaylar karşısında sessiz kaldığını ifade eden Bozdağ, "Yani bu kadar vahşet oluyor, BM'de tık yok. Güvenlik konseyinde tık yok. Her gün insan hakları, insan hakları diye ona bağırıp ona buna nizamat veren ABD, AB konseyinden tık yok. Ben şimdi soruyorum yaşam hakkından daha büyük bir insan hakkı var mı dünyada. Varsa biri çıksın söylesin. Diğer hakların tamamı yaşayan insan olursanız sizin kullanabileceğiniz haklar. Biz yaşamadıktan sonra diğer hakların bir kıymeti var mı. O zaman ben soruyorum, en büyük hak yaşam hakkı ise bu hakkı yok eden hem de uluslararası hukuku, devletler hukukunu, her türlü hukuku ayaklar altına alarak bunu yapan birisi olur ve bütün dünya buna sağır, kör ve seyirci kalırsa orada insanlık var, biz huzurluyuz biz mutluyuz diyebilir miyiz. Böyle bir şey olabilir mi. Şimdi Esad bunu yapıyor yarın başka bir Esad çıkar başka bir yerde yapar. Onun içinde diyoruz ki. Yaşam hakkını tanımayan ve bu hakkı korumak için her türlü adımı atmayan aksine yok etmek için her türlü yola başvuranlara karşı dünya bir olmalı. Uluslararası toplum bir olmalı ve birlikte hareket edebilmeli. Ama maalesef bakıyorsunuz hiçbiri yok" şeklinde konuştu.
Türkiye'de yaşanan 15 Temmuz olaylarının ardından Türkiye'ye gelen ve incelemelerde bulunan komiserleri de eleştiren Bozdağ, "Onun için işte Türkiye'ye geliyor bazı komiserler konuşuyorlar ya, teröristlerin haklarını, hukuklarını arıyorlar ya. Ben şimdi diyorum ki onlara buradan. Siz bak eli kanlı katillerin hakkını hukukunu arıyorsunuz, Türkiye'de darbe yapmış 249 insanı şehit etmiş, 2 bin 194 kişiyi yaralamış eli kanlı darbecilerin hukukunun, hakkının peşinde koşuyorsunuz. Yahu biraz da şu masumların hakkının peşinde koşsanız olmaz mı. Çocukları gördünüz, kadınları gördünüz, erkekleri gördünüz, insanlık öldü mü. Ve Türkiye'nin dışında ses veren yok" ifadelerini kullandı.
Anayasa değişikliği ile ilgili madde madde yapılan değişiklikleri anlatan Bozdağ, terör örgütlerinin Türkiye'yi istikrarsızlığa sürüklemek için hep beraber hareket ettiklerini söyledi. Bozdağ, "Baktığınız zaman Avrupa'da da aynı şeyler söz konusu. Bu kadar bakın seçim yaşadık. Siz hiçbir seçimde Avrupa'nın ülkelerinin bazılarının bu kadar alenen taraf olduğuna şahit oldunuz mu. Onca halk oylaması yaptık, Almanya'sı, Hollanda'sı, Belçika'sı, Norveç'i bu kadar göze çöp sokarcasına ve pervasızcasına, uluslararası hukuku da hiçe sayarak, kendi ülkelerinin çıkarlarını da hiçe sayarak, Türkiye'nin seçimlerine, halk oylamalarına müdahale ettiğine şahit oldunuz mu. Yok böyle bir örnek. Ama ilk defa yapıyorlar. Böylesi pervasızca, "hayır'dan yana taraf oldular. Ve hayır çıksın diye gazetelerinde Türkçe manşetler atıyorlar, televizyonlarında Türkçe program yapıyorlar. Bunlar kendi ülkelerinde Türkler Türkçe konuşmasın diye ne baskılar yapıyorlar. Dillerini unutsunlar, entegre olamıyorlar diye dil sınavı yapıyorlar. Sonra da kalkmışlar Türkiye'ye insan hakları dersi veriyorlar. Karı ile kocayı, ana baba ile evlatları bir araya getirmeyi, insanlığın, hukukun, evrensel ilkelerin gereği olarak görme yerine, kendi koydukları sınavı geçmen in gereği olarak gören ilkel faşist bir anlayışla karşı karşıyayız" şeklinde konuştu.
İHA