Köy halkı, Oğuz Türkmenlerden oluşmaktadır. Köyün iklimi, Akdeniz iklimi etki alanı içerisindedir. Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Pozantının en eski yerleşim merkezlerinden biri olup köyün ne zaman kurulduğu hakkında kesin bir bilgi yoktur.Kamışlı boğazının sonundaki Menemenci köprüsü ile Şekerpınarı yanındaki Akköprü arasındaki tüm araziler Ömerli köyü mülkiyetinde iken 200 yıllık süre içerisinde Alpu,Fındıklı,Kamışlı,Hamidiye,Yirikler,Yazıcak köylerinin oluşması ile arazilerinin tamamına yakını elden çıkmıştır.Fındıklı Köyü 1955 yılına kadar Ömerli Muhtarlığına bağlıdır.Ömerli Köyünden bölünmedir. 1955 yılına kadar doğan herkesin doğum yeri Nüfus Cüzdanlarına Ömerli olarak kayıtlıdır.
Adana ve Kayseri arasında tek eğitim kurumu olarak ilk kısım Medresenin ve öğrenci pansiyonlarının bugünkü mezarlığın içerisinde bulunduğu buradan mezun olanların istekleri halinde Kayseri'ye Yüksek Tahsil yapmak için gittikleri birliktedir.Cumhuriyetin kuruluşu ve Tevhid-i Tetrisat (Öğrenim Birliği) yasası ile birlikte İlkokulun açılması ile birlikte Medrese kapatılmıştır. Mezarlıktaki mezar taşlarının küfaki denilen taşlardan günümüzdekilerden farklı (kavuklu) olması köyün tarihinin çok eskilere gittiğinin delilleri olarak kabul edilebilir. Mezarlıktan 700 yıllık bir mührün çıktığı, ancak kaybedildiği de söylenmektedir.İlk yerleşim şimdiki çağlayan denilen suyun çıktığı mevkiidir.
Orta Toroslardan, Karınca dağı uzantıları tarafından doğudan güneye doğru çevrilmiş olan köy, Torosların mahalli adlarla anılan diğer yükseltileriyle çepe çevre sarılmış dar bir vadideki tepeciklerin üzerine kurulmuştur. Deniz seviyesinden yüksekliği 1100 metre olan köy, Pozantı'ya 15 km. uzaklıkta olup E-5 karayolunun Pozantı-Çiftehan yonünden Kırkgeçit deresine ayrılan bir yol ile ilçeye bağlanır. Köyün önünden geçen Ömerli deresi, bu dere ile birleşerek Çakıt çayına katılır. Köyün doğusu ve güneyindeki dağlarda ardıç, çam, sedir, köknar ve meşe ormanları görülür.
Kuruluşundan 1958 yılına kadar Ulukışla ilcesine bağlı olan köy,Türkiye'de yapılan ikinci referandum sonucu Pozantı ilçesine bağlanmıştır. Geçmişte 150 hane olarak bilinen köyde bugün yaklaşık 70 hanede 381 kişi yaşamaktadır. Nüfusun büyük bir kısmı ekonomik şartların yetersizliğinden dolayı Adana'ya göç etmiş olup birçoğunun köyle irtibatı devam etmektedir.Okulların tatile girmesini takiben köy nüfusu 3 kat artmaktadır.
Ekonomik bakımdan ilçemizin kaynağı en kıt köylerinden biri olup (100-200 yıl içerisinde Akköprü ile Menemenci köprüsü arasındaki arazilere sahip iken)bugün için köy sınırları içerisinde hububat ekilebilecek bir dönüm dahi toprak yoktur. Dağ eteklerinde ve dere kenarlarında bulunabilen her karış toprak, yüzlerce metre uzaktan güçlükle temin edilen su kaynaklarından da yararlanılarak meyve bahçesi olarak değerlendirilmiştir. Bu bahçelerde literatüre "Ömerli kirazı" olarak giren ve büyük miktarı yurt dışına ihraç edilen aroması ve rengiyle iri cins napolyon kirazı yetiştirilmektedir. Kiraz köyün en önemli geçim kaynaklarındandır. Bunun yanında son turfanda olarak yetiştirilen sofralık üzümlerin meyveleri ve salamura olarak değerlendirilip satılan yaprakları da önemli geçim kaynaklarındandır. Dağlarındaki "çitemik" diye adlandırılan menengiç ve İlçe merkezinde "Toros Çayı" diye bilinen dağ çayını bile geçim kaynağı olarak değerlendiren Ömerli'de büyük baş hayvan bulunmamakta olup ancak iki hanede kıl keçisi yetiştiriciliği yapılmaktadır. Ömerli, ilçemizin eğitim tarihi açısından önemli bir köyümüzdür. Osmanlılar döneminde bir medresenin bulunduğu ve bu medresenin enkazı ile şimdiki camiinin yapıldığı bilinmektedir. Bu ilkokul, Pozantı merkez ve köylerinin en eski ilkokuludur.
Kuvay-i Milliye çalışmaları sırasında Atatürk'ün yanında bir arkadaşıyla atlı olarak bu köye geldiği, köyde bugün okul yakınında bulunan Adil Erbil'in kullandığı Ahmet Efendi'nin evde misafir olduğu, hane sahibi ile memleket meselelerini görüştüğü, köye bir okulun yapılmasını telkin ve teşvik ettiği ev sahibine kulpsuz bir çini fincan hediye ederek Ulukışla istikametinde köyden ayrıldığı rivayeti çevrede yaygın olarak anlatılmaktadır.
Köy sınırları içerisinde Inni ve Muhaden denilen iki büyük mağara ile Kırkgeçit deresinde eski kervan yolu üzerinde bugün hala ayakta duran ve tarihi pek bilinmeyen Elmalı köprüsü de kayda değer yerlerdir.