Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) sonuçlarının açıklanmasının ardından üniversite adaylarını tercih telaşı sarmaya başladı. Bu süreçte en az öğrenciler kadar ailelere de büyük sorumluluk düşüyor.
Üniversite okumak isteyen öğrenciler, yoğun bir sınav maratonundan sonra şimdi de tercihler için kolları sıvadı. Yıllardır iyi bir üniversitede okumak için çabalayan adaylar, aldıkları puanlara göre hangi tercihleri yapacağının hesaplarını yapmaya başladı. Hayallerindeki üniversiteye girmek isteyen öğrenciler kadar, aileler de ne olacağını merak ediyor. Tercihlerle ilgili yapılan araştırmalarda öğrencilerin ailelerinden oldukça etkilendikleri gözlenirken tercihler de 18-26 Temmuz tarihleri arasında kılavuzda yer alan kurallara göre yapılacak. Üniversite tercihi yapacak adayların dikkatli olması gereken ana noktalara değinen Fen Bilimleri Temel Lisesi Rehber Öğretmeni Eftal Üleş, adaylar kadar ailelerin de dikkatli olması gerektiğini ifade etti.
"Çoğu öğrenci kendisine tercihe kadar bir hedef koymuyor"
Öğrencilerin önceden hedef koymadığı için tercih dönemlerinde büyük sorunlar yaşadığını belirten Üleş, adayların tercihlerinde iyi araştırma yapmaları gerektiğini aktardı. Rehber Öğretmeni Eftal Üleş, "Bu sınav son 1 senenin hatta 12 yılın dönüm noktası olarak görülüyor. Öğrenciler, puan türlerine göre tercih yaparken de daha çok puandan ziyade sıralamalara dikkat etmesi gerekiyor. Öğrencileri uyarabileceğimiz nokta şu; çoğu öğrenci tercihe kadar bir hedef koymuyor kendisine. Tercih döneminde yaşanan en büyük sıkıntılardan birisi bu. "Puanlar açıklandıktan sonra ben nerelere gidebilirim?" mantığı ile hareket ediliyor. En başta öğrenci hedef koyarsa, hangi hedef doğrultusunda çalışırsa orası için çalışmalarını yürütür. Çalışması da daha faydalı olur diye düşünüyorum. Ama zor olan kısım puan sonucuyla nerelere gidilebileceği oluyor. Çünkü birçok puan türü var. Bunların tek tek araştırılması, hangi puan türünün nereleri tuttuğunu araştırmak işleri zorlaştırıyor. Ama dikkat edilmesi gereken noktalardan birisi de puan aralığını çok iyi teyit edip onu bir miktar üstünden başlayıp kendi sıralamasından daha da düşük yerlere doğru yazması gerekiyor. Kendinden düşük yerleri yazmalı ki açıkta kalma olasılığı azalsın. Tam olarak kendine yakın yerleri yazarsa açıkta kalma riski de oluyor" dedi.
"Ailelerin öğrencilere destek olması gerekiyor"
Öğrenciler kadar ailelere de büyük sorumluluk düştüğünü vurgulayan Üleş, " Ailelere de bu noktada aslında büyük sorumluluk düşüyor. Burada biraz destekleyici olmaları gerekiyor. Bazı öğrenciler yeri geldiğinde tekrar hazırlanmak istiyorlar. Ailelerin, çocuklarının kararlarına saygı göstermeleri gerekiyor. Sabırlı olmaları lazım. "Hemen kazansın, 1 senesi boşa gitmesin" mantığı oluşuyor. Aslında boşuna giden 1 sene olmuyor. Öğrenci istemediği bir bölüme girdiğinde 4 sene istemeyerek okuyor. O 4 sene boşa gidiyor. Sonra iş buluyor ama istemediği bir işte çalışmış oluyor. 30-40 sene aynı işi yapmak zorunda kalacak. Asıl sorun ve zaman kaybı da da burada oluşuyor. Eğer öğrenci istediği bölüme girebilecekse 1-2 sene daha hazırlanmasında sakınca yoktur. Bu noktada da ailelerin destek olması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"Bölüm kadar üniversitenin bulunduğu şehir de önemli"
Öğrencilerin ve ailelerin üniversitenin bulunduğu kenti de iyi araştırması gerektiğini bildiren Fen Bilimleri Temel Lisesi Rehber Öğretmeni Eftal Üleş şunları dile getirdi:
"Eskişehir'deki öğrencilerin de dezavantajları var aslında. Burası öğrenci şehri, Dışarıda okuyan öğrenciler burada gelmek için can atıyorlar. İstanbul, Ankara, İzmir'in ardından ilk etapta Eskişehir akla geliyor. Buradaki öğrenciler de ailelerinden uzaklaşmak adına Eskişehir'den gitmek istiyorlar. Bazı bölümler gerçekten şehir dışına çıkmayı gerektiriyor iş ve staj olanakları dolayısıyla. Öğrencilerin bu sorumluluğu o yaşta alabilmeli. Bölüm kadar üniversite ve üniversitenin bulunduğu şehir de çok önemli. Bölüm seçiyoruz ama 4-5 sene okuyacağı çevre de çok önemli. Kendini okurken geliştirebileceği bir yeri seçmeleri, öğrenciler için daha uygun olacaktır."
İHA