AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kürt vatandaşların mevcut sisteme sahip çıkmayacağını belirterek, "Hiç kimse Kürt vatandaşlarımızı mevcut sistemin bekçisi haline getirmeye çalışmasın" dedi.
Muş'un Korkut Belediye Başkanlığı tarafından, 36 ayda hayata geçirilen hizmetlerin açılışı yapıldı. Belediye Meydanı'nda düzenlenen "36 Ayda 36 Hizmetin" toplu açılış törenine AK Parti Muş Milletvekili Mehmet Emin Şimşek, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Cevdet Yılmaz ve Vedat Demiröz, Muş Belediye Başkanı Feyat Asya, Korkut Belediye Başkanı Haşim Arık, partililer ve vatandaşlar katıldı. Burada bir konuşma yapan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, yapılan hizmetlerin devamının geleceğini söyledi. Geçmişte aynı projenin birkaç temelinin atıldığını ifade eden Cevdet Yılmaz, "Biz şimdi açılış yapmaya bile vakit bulamıyoruz. Hizmetler çoğaldığı için toplu açılışlar yapıyoruz. Allah bu bereketi devam ettirsin" dedi.
"Adeta engelli bir koşu yaptık"
AK Parti'nin tüm engellemelere rağmen geçmişle mukayese edilemeyecek oranda hizmeti hayata geçirdiğini ifade eden Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geçmişle mukayese edilemeyecek bir noktada olduğumuzu vatandaşımız gayet iyi biliyor. Birileri üstünü örtmeye çalışsa da, birileri vatandaştan gizlemeye çalışsa da, şu gerçeği hepimiz biliyoruz. Tarihimizdeki hiçbir dönemde bu bölgeye bu kadar yatırım yapılmadı. Kim ne derse desin, biz hem bugünün ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz, hem de geçmişin ihmallerini ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. İkisini aynı anda yapmaya çalışıyoruz. Bunu da devam ettireceğiz. Allah'ın izniyle çok daha iyi günleri hep beraber göreceğiz. Bütün bu hizmetler; 27 Nisan bildirgelerine, 367 krizlerine, 17-25 Aralık teşebbüslerine, Gezi hadiselerine, 15 Temmuz hain darbe girişimine rağmen oldu. Adeta engelli bir koşu yaptık. AK Parti, bir taraftan bu engellerle boğuştu, diğer taraftan vatandaşımıza hizmet etti. Bütün bu engellere rağmen ekonomiyi 3 kattan fazla büyütme başarısını gösterdi. Bütün bu engellemelere rağmen, ülkemizin doğusuna, batısına, kuzeyine, güneyine bu kadar hizmet ettik. Şimdi bir de düşünün bu engelli koşu yerine, engelleri kaldırıp, Muş Ovası gibi dümdüz bir yerde koştuğumuzu düşünün. Bu hizmet çok daha fazla artar. Artık biz diyoruz ki, bu engelli koşu yeter. Engelsiz bir şekilde koşalım. Mevcut yönetim sistemimiz çok sıkıntılı bir sistem. Bizden önceki dönemleri hepimiz hatırlıyoruz. Bu memleket kriz üstüne kriz yaşadı. 1994'te kriz, 1999'da kriz, 2001'de bir anayasa kitapçığı fırlatıldı, o dönemin Cumhurbaşkanıyla Başbakan kavga ettiler ve bedelini halkımız ödedi. Gecelik faizler yüzde 7-8 binlere çıktı, bütçemiz battı, yatırımlar durdu, birçok sıkıntı yaşadık. Ama çok şükür son 14-15 senedir istikrar içinde büyüyoruz. Bu büyüme, güçlü bir lider, güçlü bir parti sayesinde oldu. Sistem arızalı, şoför iyi ama araba kötü. Bugüne kadar getirdik işi. Şimdi diyoruz ki hem araba iyi olsun, hem şoför iyi olsun. Sadece şoförün iyi olmasıyla olmaz. Kişilere bağlı hizmet bir yere kadar. Hepimiz faniyiz. Partilere, şahıslara bağlı işler, bir gün gelir sona erer. Ama sistemi düzgün hale getirirsek, sistemi daha işler hale getirirsek bu büyüme devam eder. Bizim bütün derdimiz budur. 16 Nisan'da bunun oylamasını yapacağız. Krizler üreten, ekonomimizi geçmişte büyük krizlere sürükleyen, birçok siyasi kriz üreten, en son 15 Temmuz hadisesini üreten bu mevcut yönetim sistemi, 12 Eylül Anayasasının getirdiği, o dönemin askeri yönetiminin getirdiği, bu mevcut sistem devam mı etsin, yoksa yepyeni, son model bir sistem mi kuralım? Oylayacağımız şey budur. Şahısları oylamayacağız, partileri de oylamayacağız. Onlar 2019'da oylanacak. O zaman kim istiyorsa, gitsin istediği adaya destek versin. Kim hangi partiyi seviyorsa gitsin ona destek versin. Ama 16 Nisan'da, 12 Eylül'ün getirdiği, bu kadar sıkıntılar doğuran bu mevcut sistem devam etsin mi, etmesin mi? Allah'ın izniyle etmesin diyeceğiz. Yeni sisteme "evet" diyeceğiz, "ere" diyeceğiz."
"Hiç kimse Kürt vatandaşlarımızı mevcut sistemin bekçisi haline getirmeye çalışmasın"
Kürt vatandaşların mevcut sisteme sahip çıkmayacağını vurgulayan Yılmaz, "Birileri diyor ki, "Kürt vatandaşlarımız mevcut sistemi korusun." Bundan Kürtler ne hayır gördü ki korusun. Bu soruyu sormak lazım. CHP'nin korumasını anlıyoruz. Bu sistemi sabah akşam korumaya çalışıyorlar. Biz niye CHP'nin arkasına takılalım. Onların kendi sebepleri var, tarihi sebepleri de var, ama hiç kimse Kürt vatandaşlarımızı mevcut sistemin bekçisi haline getirmeye çalışmasın. Kürt vatandaşlarımız da bu oyuna gelmezler, bu mevcut sistemi korumazlar. Kürt vatandaşlarımız değişimden yana, statükonun değişmesinden yana tavır koyarlar. Yeni sistem, bugüne kadar siz meclisi seçiyordunuz, meclis bir hükümet çıkarıyordu. Şimdi, meclisi de hükümeti de doğrudan vatandaş seçsin. 5 senede bir 2 tane sandık önünüze geliyor. Birinde hükümeti seçeceksiniz. Artık Cumhurbaşkanı demek, hükümet demek olacak. Ekibiyle birlikte Cumhurbaşkanını seçeceksiniz. Diğer sandıkta da meclisimizi seçeceksiniz. Çok başlı bir sistemi bitiriyoruz. Bir tarafta Başbakan, bakanlar kurulu, diğer taraftan Cumhurbaşkanı. İkisi de yetkili. Böyle bir sistem gitmez diyoruz. Cumhurbaşkanının yetkileriyle, Başbakanlığın yetkilerini birleştiriyoruz. Hükümeti artık vatandaş sandıkta kuracak. Güven oyunu artık meclis değil, millet verecek" diye konuştu.
"Tek adam rejimi dedikleri CHP'nin geçmişinde var"
"Birileri diyor ki "tek adam rejimi olacak." Milletin seçtiği adam tek adam olur mu? Tek adam rejimi dedikleri CHP'nin geçmişinde var" diyen Yılmaz, şöyle konuştu:
"Seçimin olmadığı, çok partili hayatın olmadığı, demokrasinin olmadığı yerde tek adam rejimi olur. Amerika'da da bir kişi seçiyorlar, Hollanda'da, Fransa'da, her yerde bir kişi seçiliyor. Herhalde 10 tane Cumhurbaşkanı seçecek halimiz yok. Bir tane seçeceğiz, ama bu tek adam değildir. Bu demokratik olarak seçilmiş bir yöneticidir. En fazla da 2 dönem görev yapacak diyoruz. Üçüncü dönem yok artık. Dünyanın en başarılı lideri de olsa, en fazla 2 dönem. İkinci döneminde de halk seçerse görev yapar. Meclisi de güçlendiriyoruz. 600 milletvekiliyle çok daha güçlü bir meclis oluyor. Birileri buna da laf ediyor. Avrupa'da, ortalama 50 bin kişiye bir tane milletvekili düşüyor. Bizde, 143 bin kişiye bir tane milletvekili düşüyor. Bunu 133 bine düşüreceğiz. Sayısını arttırıyoruz ki, milletin temsil gücü artsın. Millet siyasete daha kolay ulaşsın, meclisimiz de daha güçlü bir şekilde çalışsın."
"Yargı çok daha güven veren bir yargı oluyor"
Yargının çok daha güven veren bir hal alacağını belirten Cevdet Yılmaz, "Yargıyla ilgili de çok önemli değişiklikler yapıyoruz. Artık sivil-asker yargı kalmasın diyoruz. Askeri yargıyı tamamen kaldırıyoruz, birleştiriyoruz. Tek bir yargı olacak, herkes o yargıya tabi olacak. Sivil ayrı mahkemeye, asker ayrı mahkemeye olmayacak. Yargıda bağımsızlığın yanına tarafsızlığı da getiriyoruz. Bugünkü sistemde, cumhurbaşkanları tek başlarına bir şey imzalarlarsa yargının denetimine tabi değil. Kenan Paşa'ya göre yapıldığı için böyle yapılmış. Yeni sistemde ise, cumhurbaşkanlarının bütün iş ve işlemleri yargının denetimine açık hale geliyor. Yargı çok daha güven veren bir yargı oluyor. Yönetimde istikrar geliyor, mecliste temsil geliyor, yargıya güven geliyor. Bu üçü de kendi işlerini yapıyorlar. Cumhurbaşkanı hükümetiyle birlikte milletin hizmetlerine bakıyor, ülkeyi geleceğe taşımaya çalışıyor. Meclis, ülke için kanunlar yapıyor, halk adına idareyi denetliyor. Yargı güven veren bir şekilde işini yapıyor. Böyle bir sistem kuruyoruz. Mevcut sistem sıkıntılı, sorunlu. Yeni sistemle çok daha güzel bir yönetim sistemimiz olacak. Yeni sistemde 4 tane büyük fayda olacak. Birincisi, ekonomimiz çok hızlı büyüyecek ve hizmetler artacak. İkincisi, demokrasimiz vesayetçi yapılardan kurtulacak, millet daha çok güç kazanacak, milletin dediği olacak. Dolayısıyla demokrasimiz güçlenecek. Üçüncüsü, birlik ve huzur. En az yüzde 50'nin oyu gerektiği için bütün partiler, bütün toplumsal kesimleri dikkate almak zorunda kalacak. Birlik, beraberlik artacak, huzur artacak. Dördüncüsü, uluslararası alanda Türkiye daha güçlü hale gelecek. Güçlü bir devlet, güçlü bir yönetimle olur" ifadelerini kullandı.
Yılmaz ve Demiröz, daha sonra taziye ziyaretinde bulunduktan sonra Hasköy ilçesine bağlı Düzkışla beldesinde incelemelerde bulunarak, merkeze bağlı Yaygın beldesine hareket etti.
İHA