CHP'nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini geri kalmış ve diktatörlükte yönetilen ülkelerle kıyaslamasını değerlendiren AK Parti MKYK Üyesi ve Manisa Milletvekili Murat Baybatur, "Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 2 bin yıllık bir devlet geleneği vardır. Türkiye, Gine gibi ülkelerle kıyaslanacak bir ülke değil. Türkiye hiçbir zaman Gine gibi, Ortadoğu ülkelerindeki gibi sistem olarak onlara benzemeyiz. Biz her zaman onlara örnek olduk, bu sistemle de ben inanıyorum ki o ülkelere de örnek olacağız" dedi.
Manisa Girişimciler Derneği (MAGİDER), yaklaşan referandum öncesinde MHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Erkan Akçay ile CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel'den sonra AK Parti MKYK Üyesi ve Manisa Milletvekili Murat Baybatur'u işadamlarıyla buluşturdu. Altınkuş Restoranda gerçekleştirilen buluşmaya AK Parti Manisa İl Başkanı Berk Mersinli de katıldı.
MAGİDER olarak referandum öncesinde siyasi partilerin milletvekillerini üyeleriyle buluşturarak referandum sürecinde üyelerini bilgilendirme devam ettiklerini belirten Dernek Başkanı Ayberk Aloğlu, "Manisa Girişimciler Derneği olarak 56 sanayici ve işadamı 3 avukat ve bir doktordan oluşan bir derneğiz. Bu dernek hem istihdam için hem ticaret için fuarlar düzenler. Devletimizle beraber nerede yapılması gereken husus varsa bunun arkasında durur ve devletimize yardımcı olan bir kurumdur" dedi.
"15 Temmuz başarılı olsa ülkemizi işgale geleceklerdi"
Türkiye'nin çok büyük bir badireyi devlet ve milletin el ele vermesiyle geride bıraktığını ifade eden AK Parti MKYK Üyesi ve Manisa Milletvekili Murat Baybatur, "Bugün Türkiye'de bu darbe girişimi gerçekleşseydi iç savaş çıkacaktı. Çok açık ve net söylüyorum. Çünkü çok kanlı bir operasyondu. Türkiye karışacaktı ve bunun nihai hedefi de şu olacaktı; Türkiye'de bir iç savaş var, kargaşa var. Dolayısıyla NATO ya da Birleşmiş Milletler Türkiye bu kadar karışık bizim bu işe müdahale etmemiz gerekir diye bir nevi 1. Dünya Savaşında olduğu gibi bu toprakları işgale geleceklerdi. Dolayısıyla FETÖ Terör Örgütü bu devletlerin bu emperyallerin koçbaşıydı. Türkiye'yi işgal operasyonunun koçbaşıydı. Bu sıkıntılar görüldükten sonra, bu tabloyu hepimiz farkına vardıktan sonra devletin bütün unsurlarıyla başta Sayın Bahçeli olmak üzere şuna karar verdik: Bu ülkenin güçlü yönetilmesi lazım. Bu ülkenin iki başlı bir şekilde kendi iç çekişmeleriyle, problemleriyle kendi içine kapanmaması lazım. Çünkü kurt kuzuyu yemeye niyet etti artık. Bu 15 Temmuz'da tabiri caizse artık ilan edilmiş oldu" diye konuştu.
"Hayır çıkarsa dünyanın sonu değil"
Referandumda evet veya hayır çıkması durumunda neler olabileceği şeklindeki bir soruyu da yanıtlayan Baybatur şunları söyledi:
"Referandumda evet çıkarsa, Türkiye'nin, ülkenin büyümesiyle alakalı yönetimsel manada çok büyük mesafeler alacağız ve rahat hareket edecek devlet. Hayır çıkarsa da işin doğrusu dünyanın sonu değil. Bu milletin takdiridir. Millet eveti de kabul eder hayır da onun takdiridir. Biz ne diyoruz. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Hayır çıkarsa hayat devam edecek. Yine biz hükümetiz, yine 317 milletvekilimiz var, yine hükümette AK Parti var. Yine Genel Başkanı Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı da Recep Tayyip Erdoğan. Devam edeceğiz ama Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde alacağımız mesafe ile bu sistemde alacağımız mesafe, Türkiye'nin büyümesiyle alakalı mesafe arasında da işin doğrusu çok büyük bir fark olacaktır."
"Diğer ülkelere örnek olacağız"
CHP'nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini geri kalmış ve diktatörlükte yönetilen ülkelerle kıyaslamasını da değerlendiren Baybatur, "Türkiye'deki başkanlık sistemine benzer Güney Kore, ABD, Fransa gibi ülkeleri de dile getiriyorlar mı? Biz, Gine'yle veya başka bir ülkeyle kıyaslanamayız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Osmanlı bakiyesidir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 2 bin yıllık bir devlet geleneği vardır. Bunu kabul etseler de etmeseler de bu bir hakikattir. Biz Avrupa Birliği ile alakalı her ne kadar git gel yaşasak da Avrupa Birliği'ne üye olmak isteyen bir ülkeyiz. Biz NATO'ya mensup bir ülkeyiz. Bir Birleşmiş Milletler'e mensup bir ülkeyiz. Biz İslam Toplumları Örgütü içerisinde güçlü bir ülkeyiz. Biz Astana'daki Türkiye, Suriye, Rusya, İran ve daha sonra da ABD ile Suriye görüşmelerini yapan bir ülkeyiz. Yani biz Gine gibi, Papua Yeni Geni gibi bilmem ne gibi geri kalmış iyice artık fisebilillah noktada olan bir devlet değiliz. Biz gayri safi milli hasılası AK Parti iktidara gelmeden önce bin 500 dolar, bin dolarlar seviyesinden bugün 10 bin dolarlar seviyesindeyiz. Bu sisteme rağmen Türkiye'yi bu şekilde büyütmüş bir ülkeyiz. Türkiye Gine gibi ülkelerle kıyaslanacak bir ülke değil. Türkiye hiçbir zaman Gine gibi, Ortadoğu ülkelerindeki gibi sistem olarak onlara benzemeyiz. Biz her zaman onlara örnek olduk, bu sistemle de ben inanıyorum ki o ülkelere de örnek olacağız" şeklinde konuştu.
"Mecliste kendini ifade eden her parti yine temsil edilecek"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde yapılacak oylamayla ilgili olarak da bilgiler veren Baybatur, yeni sistemde partilerin ayrı cumhurbaşkanı adaylarının da ayrı oylanacağını cumhurbaşkanlığında yüzde 50+1 oy alanın hükümet olacağını dile getirdi. Baybatur şunları söyledi:
"Meclis devam ettiği için siyasi partiler de devam edecek. Yüzde 50+1 çıkmazsa ikinci tura gidilecek. Bu başka bir şey ama Türkiye Büyük Millet Meclisinde bütün siyasi partiler, bugün nasıl 4 siyasi parti varsa bu şekilde devam edecek. Barajın altında kalırsa, kendini anlatamazsa bu başka bir şey. Ama ana gövde şu olacak gördüğümüz kadarıyla. Tabiri caizse bir tarafta milliyetçi muhafazakar sağ partiler bir de sosyal demokrat veya HDP gibi aşırı ırkçı partiler olacak. Bu iki ana kalıp üzerinde işler daha çok gidecek gibi görünüyor. Ama meclis içerisinde AK Parti'nin olduğu gibi Milliyetçi Hareket Partisi de olacak. MHP kaç yıllık geleneği olan bir partidir. AK Parti ha keza geleneği olan bir partidir. CHP her ne kadar rahmetli Gazi Mustafa Kemal Atatürk kurup da bugün çok farklı bir hale bürünmüşse de elbette onun da seçmeni orada toplanacaktır. HDP'de de toplanacaksa toplanacaktır. Yani Türkiye Büyük Millet Meclisinde partilerin sayısı noktasında bir düşüş olmaz. Herkes kendini anlattığı müddetçe, izah ettiği müddetçe o ayrı oy alacak, cumhurbaşkanı ayrı oy alacak. Yani bunu Manisa'daki belediye seçimleri gibi düşünün. Nasıl mecliste AK Parti birinci parti çıktı ama Büyükşehir Belediyesini MHP kazandı. Onun gibi olacak".
İHA