AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Türkiye'de gerçekleşen darbelerin ülkeyi batı ittifakının emrine kılmak için yapıldığını söyleyerek, "Darbeler dış güçlerin emrinde Türkiye'ye ayar vermek için yapılmıştır. 28 Şubat sürecinin de bizim arkadaşlarımız ihraç edilirken FETÖ'cüler devlette tırmanıyordu. 28 Şubatın temel sebebi 15 Temmuz'un önünü açmak için yapılmıştır" dedi.
Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) ve Yesevi Ocakları tarafından "Dünden Bugüne Darbeler ve 28 Şubat" konulu konferans düzenlendi. Çukurova Üniversitesi Mithat Özsan Amfisi'nde düzenlenen konferansa konuşmacı olarak katılan AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Türkiye'nin geçirdiği darbeleri nedenlerini ve 28 Şubat'ını anlattı.
"Herkes Recep Tayyip Erdoğan olamaz"
Milletlerin kaderlerini liderlerin belirlediğini belirten Külünk, "Herkes Cumhurbaşkanı olabilir yeterliliği varsa ancak herkes lider olup Recep Tayyip Erdoğan gibi olamaz. Liderlik bir toplumu aklen ve fiziken dönüştürebilecek kararları almada ve uygulamada kendi halkının önünde yürüyebilmek meselesidir" dedi.
"Darbeler Türkiye'ye ayar çekme operasyonlarıdır"
Türkiye'de yaşanan darbelerde askeri halkın karşısına kimin çıkarttığını kimsenin sormadığını ifade eden Külünk, darbelerin temel sebebinin Türkiye'yi batı ittifakının emrinde kılmak olduğunu kaydetti. Külünk, "Türkiye Lozan'dan sonra batı menfaatleri merkezli bir akılla Ankara'da yönetilmek istenmiştir. Batı, Türkiye'nin kendi ittifakının hizmetinde kalmasını esas alacak Ankara'da ittifaklar kurmuştur. Bu ittifaklarda Anadolu topraklarını doğru anlamadıkları için Türkiye menfaatleri merkezli düşünmek yerine Türkiye'ye Brüksel'den,Washington'dan bakmışlardır. Türkiye'yi oradan bakarak yöneten bir akıl ile kendi içimizden bakan akıl aranızda ki mücadelenin tarihidir Türkiye'nin yakın tarihi. Darbelerin hepsi dış güçlerin emrinde darbelerdir. Hiçbir darbe iç dinamikler içinden vücut bulmuş Türkiye'nin faydası esaslı değildir" diye konuştu.
Külünk, darbelerin meşruiyetlerinin olmadığını da söyleyerek,"Tüm darbeler dış güçlerin küresel istihbarat örgütlerinin emrinde olmasından uzaklaşmaması için Türkiye'ye ayar çekme operasyonlarıdır. Hiçbir darbenin meşrutiyeti yoktur. Tüm darbeler küresel sistemin nesrinde meşruiyet bulmuştur. Bu ülkeyi askerin kapısına al bu ülkeyi kurtar diyip üretemez başaramaz hale kim getirdi sorduk mu hep darbelerin bir penceresini konuşuyoruz. Darbelerin temel sebebi Türkiye'yi batı ittifakının emrinde kılmaktır" şeklinde konuştu.
"Adnan Menderes sistem değişikliği tartışmasını başlatmıştır"
Darbeler arasında hep bir bağlantı olduğunu kaydeden Külünk, şunları söyledi:
"12 Eylül'ün ardından "Karkılın iyi çocuklar" cümlesini unutmayın. 15 Temmuz akşamında da CIA yöneticilerinin Amerikan ekranlarında "Bu gelişmelerden haberdardık" cümlesini unutmayın. 12 Mart'taki süreçte Amerika-İngiliz kavgasını, 27 Mayıs darbesinde Amerika-İngiliz çatışmasını içerideki Amerika ve İngiliz kontrolündeki güçlerin kendi arasındaki kavgaların bu millete nasıl maliyet ödettiğini unutmayın. 9 Mart'ı anlamazsanız, 12 Martı anlamazsınız. 9 Mart ile 12 Mart arasındaki çatışmanın temelinde bu topraklarda ikinci dünya savaşından bu yana devam eden İngiltere Amerika kavgasının tezahürüdür. 1952 NATO ittifakından sonra devleti batı ittifakının hizasından uzaklaşmaması için, devleti batının istikametinde kılmak için devlette devlet dışı güçler hem güvenlik hem de sivil bürokraside devşirilmiştir. O devşirmeden sonra Türkiye'deki bütün darbelerin altlığı oluşturulmuştur. Adnan Menderes'in idamına giden yol bu akıl tarafından hazırlanmıştır. Çünkü Menderes Amerika'ya gidip dönüşte Rusya'dan kredi alacağım demiştir. Menderes sistem değişikliği tartışmasını başlatmıştır."
"Türkiye Erbakan döneminde güvenlik hattının en dışarıdan kurdu"
28 Şubat sürecinde Necmettin Erbakan'ın FETÖ terör örgütü tarafından tasfiye edildiğini belirten Külünk, "28 Şubat'ın aktörleri ile 15 Temmuz'un aktörleri aynı sayfalardır. O gün Necmettin Erbakan hocaya irtica etmelerinin sebebi Türkiye'nin ekonomide milli adımlar atmasıydı. Lozan ile sıkıştırılmış Türkiye D8 projesi ile ilk defa Türkiye'nin hattını en dışarıdan kurdu. Amerika Birleşik Devletleri'nin beylik boğazında, Afganistan'da, Suriye'de ne işi var. Amerika kendi güvenliği kendi sınırlarından değil en dışarıdan kurarak sağlıyor. İlk defa Türkiye Erbakan hoca ile Türkiye'nin güvenlik hattını hem iktisadı anlamda, hem de güvenlik anlamında kendi menfaatlerine odaklanmış bir Türkiye oldu. Bu o dönemin eksen kayması oldu" dedi.
"Demirel senfoni dinleyerek millete hakaret etti"
Merhum Süleyman Demirel'in 28 Şubat sürecinde Tunus'a ziyaret gerçekleştirip oradaki 40 yaş altı başörtü yasağını Türkiye'ye de uygulamak istediğini söyleyen Külünk, "O dönem mercekle başörtülü kuran kursu arayarak,mercekle ilkokullarda başörtülü veli arayarak daha da ileri söylüyorum Süleyman Demirel Tunus'a seyahat yapacaktı hatırlıyor musunuz. Tunus'a niye gidecekti biliyor musunuz. Tunus'ta 40 yaş altı başörtü yasaktı. Orada dönemin haini dönemin diktatörü Ben Ali'den 40 yaşın altında başörtü yasağını sokakta nasıl uyguluyorsunuzu öğrenip gelip burada uygulamak için gidecekti. Oraya gidemedi ama Ankara'da senfoni dinleyerek bu millete hakaret etti. Şapkasını alıp gitmekten onur duyduğunu ifade ederek yaptı tüm bunları" şeklinde konuştu.
"28 Şubat'ı yapanlar FETÖ'yü görmedi"
1982 Anayasası'nda başörtü yasağının olmadığını da sözlerine ekleyen AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, şunları kaydetti:
"Anayasada olmayan bir yasak, anayasa mahkemesi tarafından verdiği karar ile yıllarca hangi zulümler işlenmiş bu evlatlarımıza o gün bunun üzerinden 28 Şubat'ı üretenler bugün bu ülkede polis başörtülü oldu bir sıkıntı var mı, hiçbir başörtülü yanındaki arkadaşına zorla başını örtüyor diyor mu hayır. Hani iltica tehlikesi vardı. 28 Şubat'ı yapanlar FETÖ'yü neden görmedi. Buradaki arkadaşlar atılırken FETÖ'cüler tırmanıyordu. 28 Şubat sürecinde bu örgüt devlette habire tırmandırılıyordu. 28 Şubatın temel sebebi 15 Temmuz'un önünü açmak için yapılmıştır."
"Dünden Bugüne Darbeler ve 28 Şubat" konulu konferansa AK Parti Adana Milletvekili Fatmagül Demet Sarı, TÜGVA yetkilileri ve çok sayıda Çukurova Üniversitesi öğrencisi katıldı.
İHA