Fin-As Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Ali Serim yakın geleceği aydınlatan önemli ekonomik gelişmelerin yaşandığını söyledi. Serim, halka arzların teşvik edilmesi gerektiğini belirtti.
Fin-As Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Ali Serim, Türkiye ekonomisinde son dönemde yaşanan olayları değerlendirdi. "Türk şirketlerine yabancılardan ilgi bütün olumsuzluklara rağmen devam ediyor. Yakın geleceği aydınlatan önemli gelişmeler yaşanıyor" diyen Serim, "Mayıs ayında ilk sinyal Turkcell'in hissedarı Telia'nın elimdeki 500 milyon dolarlık hisseyi uluslararası kurumsal yatırımcılara satmasıyla geldi. Bunu Global Yatırım Holding'in Global Liman için Londra'da yaptığı başarılı halka arz takip etti. Son olarak Haziran'ın başında Mavi Giyim Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin paylarının başarılı bir şekilde halka arz edilmesiyle Borsa İstanbul'da uzun bir aranın ardından büyük bir halka arz görmemize olanak sağladı" şeklinde konuştu.
Aynı zamanda strateji ve finans uzmanı olan Ali Serim, söz konusu bu arzın dağılımında yüzde 7.2 oranında yurtiçi bireysel yatırımcı, yüzde 18,9 oranında kurumsal yurtiçi yatırımcı ve yurtdışında ise kurumsal yatırımcının yüzde 73,9 oranında pay sağlandığının belirtildiğini hatırlatarak, son olarak da geçtiğimiz hafta Borsa İstanbul endeksinde rekorlar kırıldığını da sözlerine ekledi.
Ali Serim açıklamasına şu şekilde devam etti: "Dünyanın büyük borsalarıyla mukayese edildiğinde Borsa İstanbul'un hala büyük bir potansiyele sahip olduğunu görüyoruz. Borsa dendiğinde birçok insanın ilk aklına gelen dünyanın en büyük menkul kıymetler borsası olan New York Borsasını (NYSE) ele aldığımızda büyüklüğün ne demek olduğunu rahatça anlayabiliriz. Yaklaşık 2400 firmanın işlem gördüğü borsanın değeri 20 trilyon dolar. İlk 20 Borsa içerisinde yerimizi alamadık halbuki dünyanın en büyük 20 ekonomisi içindeki yerimizi alalı uzun bir zaman oldu. Dünyanın en büyük 20 borsasını incelediğinizde en köklüsünün 11. Yüzyılda kurulan Frankfurt borsası olduğu, en fazla işlem gören şirket sayısının sahibinin 5750 şirket ile Bombay Borsası olduğunu görüyoruz".
"Borsa İstanbul'un derinleşmesi için doğru bir strateji gerekiyor"
Borsa İstanbul verilerinden derlenen bilgilere göre, 30 Aralık 2016 sonu itibarıyla Borsa İstanbul'daki şirketlerin toplam piyasa değeri yaklaşık 616 milyar dolar olduğunu belirten Ali Serim, "Dönemin dolar kuru bazında bakıldığında yaklaşık 190 milyar dolar seviyesinde. Nerede yanlış yaptığımızı, borsamızı en büyük 20 borsa arasına sokacak yatırımcı ilgisini bugüne kadar çekememenin sebeplerini geniş kapsamlı toplantılarla masaya yatırmanın tam zamanı olduğunu düşünüyorum zira Borsa İstanbul'un derinleşmesi için doğru stratejiyi hala belirleyemedik. Halbuki dünya borsa tarihinde önemli bir yerimiz var. Çavdarhisar ilçesinde bulunan dünyanın ilk borsası Roma İmparatorluğu'nun hüküm sürdüğü dönemde "macellum" denilen gıda fiyatlarını dengede tutmak için bir ticari platform olarak kullanılmıştır. Borsa tarihi Anadolu topraklarında macellum ile başlıyor. Yani dünyanın ilk borsası 301 yılında İmparator Dioeletianus tarafından topraklarımızda kurulmuştur" dedi.
"Borsa İstanbul'un dünya borsa tarihinde bir yeri var"
Ali Serim, Türklerde borsacılığın Osmanlı döneminde başlandığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Yüzyılda Avrupa ile ticari ilişkileri olan Türk ve azınlık elit tabakası borsa ile ilgilenmiştir. O dönemde Türkiye'de hisse senedi ve tahvil ihraç edecek şirketler yoktu. Bu nedenle piyasa ve borsa önce yurt dışındaki kuruluşların ihraç ettiği menkul kıymetlerle çeşitli işlemlere öncülük edilmiştir. Bu da bir ayağı dışarıda olan banker ve iş adamlarıyla yeni tesis edilen telgraf hatları ve özellikle de o günkü Osmanlı parasının dönüştürülebilir altın para olması sayesindedir. Osmanlı İmparatorluğu'nda menkul kıymetlerin ticaret niteliği taşıyan işlemleri ilk olarak Tanzimat Dönemi sonrası görülmeye başlamıştır. İlk olarak Galata Bankerleri 1864 yılında bir dernek kurmuşlardır. Ardından Havyar Han'da, sonra Komisyon Han'da faaliyet göstermişlerdir. Alacaklı yabancı devletlerin de teşviki ile 1866 yılı kararnamesiyle İstanbul'da ilk resmi borsa olan Fransız borsa sistemine yakın "Dersaadet Tahvilat Borsası" açılmıştır. Cumhuriyet dönemi 1. Dünya Savaşı'nın tahribatını taşıyan bir dönemdir. 1929 yılında borsanın tekrar canlanması için 1447 sayılı kanun ve bu kanuna istinaden çıkarılan nizamname ile "İstanbul Menkul Kıymetler ve Kambiyo Borsası" kurulmuştur. İlk Cumhuriyet borsası olan İstanbul Menkul Kıymetler ve Kambiyo Borsası bir bakıma Osmanlı Borsası'nın devamı sayılmaktadır. 1981 yılında ise Sermaye Piyasası Kanunu'nun çıkarılması ile birlikte başlayan yeni faaliyetler döneminde menkul kıymetler borsasının yeniden işlerlik kazanabilmesi adına çeşitli tedbirler alınmıştır. Bu tedbirlerin en önemlisi ise 1447 sayılı eski Menkul Kıymetler ve Kambiyo Borsaları Kanunu'nun yerini almak üzere 6 Ekim 1983 tarihinde çıkarılan 91 sayılı Menkul Kıymetler Borsaları Kanun Hükmünde Kararname ve Menkul Kıymetler Borsalarının Kuruluş ve Çalışmaları Hakkında Yönetmeliktir. 31 Ekim 1985 tarihinde genel kurulda ise İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Yönetmeliği kabul edilmiş ve borsa 26 Aralık 1985 tarihinde açılarak 2 Ocak 1986 tarihinde ilk seansını gerçekleştirmiştir. Tüm bu tarihi örnekleri vermemin sebebi "Borsa" konusuna ülkemizin ne derece aşina olduğunun altını çizmektir. Özellikle coğrafyamızda bizim kadar Borsa ile içine bir toplum bulunmamaktadır".
"Halka arz teşvik edilmeli"
Serim son olarak şunları kaydetti: "Halka Arz seferberliği ilan edilen 2012 yılında 5 milyar lira civarında yeni halka arz gerçekleştirilirken, borsada işlem gören hisselerin bedelli sermaye artırımları tutarı da 6 milyar 500 milyon lira civarında olmuştur. İlk defa borsaya merhaba diyen şirketlerden ziyade, eskiler halka arz seferberliği yapmışlardır. Çok ses getiren bir kampanyaya ve uygun ortama rağmen halka arz rakamları bedelli sermaye artırımlarının altında kalmıştır. İlk 6 ayda yabancı yatırımcılar 5 milyar 700 milyon dolarla son 4 yılın en fazla DİBS ve hisse alımını yaparken bunun 3 milyar 500 milyon doları referandum sonrası geldi. Demek ki ciddi bir ilgi var. Bu ilgiyi arttırmak ve ülkemize en büyük faydayı sağlamanın yollarına odaklanılması lazım. Her kuvvetli şirketimizin halka arzı için hem şirketleri hem yatırımcıları teşvik eden yeni mekanizmalara ihtiyaç var. Tabi ki yatırımcıları koruyacak önemli değişikliklere de".
İHA