Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü tarafından düzenlenen "Şairin Şiir Evreni" söyleşilerinin bu ayki konuğu şair ve oyuncu Orhan Alkaya oldu.
Şiir Kütüphanesi'ndeki programda, Orhan Aklaya, "Yalnızlık arayışım yazmaya yönlendirdi beni. Ama yazdığım şeyler şiir değildi. O arayış içinde kendimi derinleştirebileceğim yerin neresi olduğunu ararken, şiirde iyi olduğumu fark ettim. Şiirde iyi olmak iyi şiir yazmak değil. İnsanın kelimeyle bir meselesi var. Kendini ifade etmek için kullandığı tek enstrüman olan o kelime, defalarca kullanılmış ve içindeki anlam dolmuş bir enstrüman. O kelimelerin yan yana gelmesinden oluşan yapılar aslında kullanılmış ve dolmuş yapılar. Biz bir şeyi okumak istiyoruz ve başkalarının ifade etme biçimlerini kullanıyoruz aslında. "Seni seviyorum" demeden, "Aşık oldum" demeden ne insanı sevebiliyorsunuz ne de aşık oluyorsunuz. İlk kelime çıkıyor ve arkasından düşünceyi sürüklüyor. Bunun çok ciddi bir problem olduğunu yavaş yavaş fark etmeye başladım" diye konuştu.
Şiirlerinde en çok desteği felsefeden aldığını söyleyen Alkaya, insanın cevaplardan çok sorulara odaklanması gerektiğinin altını çizerek, "Bir insanın kendini ifade edebilmesinin en iyi yolu bir başka insanla konuşmaktır. Sıkıntılar başlarsa ifade etmeyip yazmaya başlarsınız. Uzun uzun anlatırsınız, yazarsınız, o olmadı hikâye yazarsınız, o da olmadı en sonunda şiir yazarsınız. Bütün imkânları tüketmeden şiir yazanları ben hiç anlayamadım. O yüzden çok yazan biri olmadım. Sadece 6 kitabım var hâlâ, şu an yedinciyi toplamaya kalksam iki sene sürer. Tek bir şeyi kesin olarak biliyoruz "öleceğiz'. Bunun dışındaki hiçbir bilgimiz yüzde yüz ispatlanabilir değil. Böyle bir hayatın içine fırlatılıp atıldığınızı hissediyorsanız eğer, önce burayı anlamaya çalışırsınız, bunun sebeplerini anlamaya çalışırsınız. İnanılmaz yorucu bir serüvendir bu. Cevaplar benim için hiç önemli olmadı sorular önemliydi. Bu serüvenin içinde de doğru sorular sormaktı amacım" diye konuştu.
İHA