Alıcık (bucak merkezi), Amasya ilinin Merzifon ilçesine bağlı bir köydür. Yemeklerin en önemlisi keşkektir, yemekler arasında ilk sırada o gelir özellikle bayram sabahlarının ve düğünlerin vazgeçilmez yemeğidir tarhana çorbası da çok sevilen bir çorbadır. Amasya iline 57 km, Merzifon ilçesine 12 km uzaklıktadır. Köyün iklimi, Karadeniz iklimi etki alanı içerisindedir.
Bu köyün adı 1530 tarihli tahrir defterinde "Alıccık" olarak geçer. Yine aynı kaynağa göre Argoma nahiyesine ve Ladik kazasına bağlı olduğu kayıtlıdır. Ladik kazası da Amasya sancağına bağlıdır. Osmanlının son döneminde nahiye olduğu anlaşılan Alıcık bugün hala nahiyedir. Bu nahiye hakkında Anadolu Nazırı Moğol Kumandanı Ilıcak Nuyin'in çiftliği olduğu da ileri sürülmektedir. Ilıcak adından "Alıccık" ve "Alıcık" olduğu görülür. Dolayısıyla Alıcık nahiyesinin 1200-1300'lü yıllarda kurulduğunu ileri sürebiliriz.
ALICIK köyünü tanıtmaya başlarken ilk önce köyünün isminin nereden geldiği konusunda bilgi vermek gerekirse; bu konu da çeşitli rivayetler bulunmaktadır bunlardan bir tanesi; yaklaşık beş yüz yıl önce şu anda eski Alıcık diye tabir edilen bölgeye eşkıya takibi yapan askerler konaklamak için durmuşlar, bu bölgede bulunan su kuyusuna Ali isimli bir asker düşmüş bu olaya köy halkı çok üzülmüş, o günden sonra bu bölgenin adına Alicik olarak söylenmiş daha sonra köyümüzün ismi de günümüze kadar Alıcık olarak değişerek gelmiştir. Köylülerimiz ve çevre köyler arasında Alucuk diye de söylenmektedir.
Tarihçesi : Alıcık köyü ile Merzifon ilçesinin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber Doğu Roma İmparatorluğu zamanından beri kalabalık bir şehir olduğu ve bilahare Osmanlı Devletinin intikaline müteakip Tanzimat devrinde yapılan mülki değişikliklerle ilçe haline getirildiğini ve karakolunda böylece teşekkül ettiği anlaşılmaktadır. OCAK 1984 tarihinde Alıcık Bucak J.Tk.K.lığı söndürülerek Merzifon İlçe J.K.lığı bünyesinde 1. J.Bölge Tim K.lığı kurulmuş, 1987 yılı içerisinde 1. Bölge Tim K.lığının ismi ALICIK J.Krk.K.lığı olarak değiştirilmiştir. Bucak J.Tk.K.lığının faaliyet gösterdiği karakol binasının köy içerisinde olması binanın da ahşap ve toprak yapı olmasından dolayı, köylünün düğün salonu olarak yaptırdığı binaya karakol taşınmış ve Ekim 2005 tarihinde de yeni hizmet binasının yapılması maksadıyla Alıcık J.Krk.K.lığı Merzifon İlçe J.K.lığı binasına taşınmış ve 29.12.2006 tarihinde de hizmet binasının bitimini müteakip tekrar Alıcık köyüne taşınmıştır.. Alıcık J.Krk.K.lığına bağlı 15 köy bulunmaktadır Alıcık köyü nüfusun çoğunluğu alevi mezhebine mensup olmakla az bir kısmında Sünni mezhebine mensuptur. Bu güne kadar köy genelinde mezhep çatışması yaşanmamıştır.
Köyümüzün nüfusunda son yıllarda önemli bir düşüş olmuştur. köyde bulunan genç kesim iş imkânı açısından İstanbul-Ankara-İzmir illeri ve Merzifon İlçesine göç etmişlerdir. Bu göç halen devam etmektedir köyde önemli bir olay olmamıştır.
Köyümüz 129 hane olup 500 kişilik nüfusu bulunmaktadır. Köyümüzde hemen hemen her ev de telefon mevcut olup halen çalışır durumdadır. Cep telefonu Köyümüzün bazı yerlerinde çekmekte bazı yerlerinde de baz istasyonlarının azizliğine uğramaktadır.
Hava şartları : İklim ve Hava Şartları: Karadeniz iklimi ile İç Anadolu iklimi arasında geçiş iklimi hakimdir. Kışları soğuk ve yağışlı yazları serin ve yağışlı bazı yıllar yazları kurak geçmektedir. En soğuk ay ocak ayıdır en sıcak aylar ise Temmuz ve Ağustos aylarıdır.Kış aylarında genelde kar yağışlı olarak geçer ancak; Büyükçay, Küçükçay, Demirpınar ve Hacet köylerine kar yağışı daha fazla olur. Kar kalınlığı bu bölgelerde 40 cm yakındır. Ancak batıdan esen rüzgârlarla kar uzun süre toprakta kalmayıp erir. Kar yağışında bu yukarıda saydığımız köy yolları bir müddet kapanır. Ve tekrar açılır. Bölgemiz rakım olarak genelde alçak olduğundan sürekli olarak sis görülmez. Bölgemizde genelde sis Demirpınar, Elmayolu, Büyükçay ve Hacet köylerinde görülür. Kış aylarında en çok poyraz rüzgârları eser.
Arazi Yapısı: Düz ve ovalık bir arazi yapısına sahiptir. Bölge orman bakımından genelde zengin değildir. Sadece Büyükçay, Hacet, Diphacı, Eymir ve Küçükçay çok az olmakla birlikte ormanlık alanlar mevcut olup çok sık ve büyük değildir. Büyükçay ve Küçükçay ‘a ait olan ormanlar meşe ormanı olup köylülerin kışlık yakacak ihtiyacını karşılamak için kullanılmaktadır. Hacet ve Diphacı köylerinde ise az miktarda kızılçam ağaçları vardır. Eymir köyü çevresinde ise makilik alan mevcuttur.
İçme suyu kaynakları :Köyümüzde içme suyu sıkıntısı yoktur.
PINARLAR: Aynalı pınar, koyunpınarı, ağalık pınarı değişti kaynak aynı (Kefeli diye tanınan ağa kişi tarafından yaptırıldığı için bu pınarın adı ağalık pınarıdır. Ancak daha sonra bu pınarın su deposunun içme suyuna uygun olmaması ve eskimiş olmasından dolayı köyümüz sakinlerinden Sadık UÇAN tarafından yeniden yaptırılarak şimdiki halini almıştır., Fadime pınarı, Ketsek pınarı, Çinçir pınarı başlıca pınarlarıdır.
Tarım : Bölgemizde ekime elverişli tarım alanı 110 km.dir. Bölgede genellikle hububat ekimi yapılmaktadır. Araziye buğday, ayçiçeği, arpa, soğan ve pancar ekilmektedir. Kuru soğan ekimi bölgeye büyük bir para girdisi sağlamaktadır. Eymir köyünde tütün ekimi yapılmaktadır. Bunun haricinde bölgenin tamamında pancar tohumu yetiştirilmektedir. Bölgenin tamamı modern tarım aletleri ile tarım yapmaktadır. Traktörün haricinde büyük biçerdöverler mevcut olup, bu biçerdöverler yazın hasat mevsiminde toplu olarak geçici çalışmak amacı ile Çukurova bölgesine giderler. Tarım alanları çok verimli ve köylünün ihtiyacını karşılayacak miktardadır. Genelde sulu tarım yapılmaktadır. Halkın ürettiği bütün ürünler ekonomik değeri olan ürünlerdir. Tarıma dayalı yaşam standartları bölge genelinde üst seviyededir.
Hayvancılık : Bölgede önemli bir miktarda hayvancılık yapılmamaktadır. Halk sadece kendi şahsi ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile özellikle büyük baş hayvan beslemektedir. Son yılarda özellikle banka kredisi ile açık besi yapılması için çalışmalar yapılmaktadır.
2. KÖYÜN SOSYO VE KÜLTÜREL DURUMU:
a. Dili: Türkçe’ dir.
b. Eğitim Durumu: Kadınların % 65’i,Erkeklerin % 89’i okur yazardır. Sekiz yıllık eğitime geçilmeden önce köyümüzde Orta bulunmakta idi ve o dönemde çevre köylerden de öğrenciler gelerek öğrenimlerini sürdürmekte idi. Halen Köyümüzde 8 yıllık ilk öğretim okulu mevcut olup çevre köylerden taşımacılı eğitim yapılmaktadır.
3. EKONOMİK DURUM: Tarım: (1) Ekim alanlarının köy arazisine oranı: Köyün yüzölçümünün % 15’i arazilerin dağlık ve engebeli,%85’i (27.000 dönüm arazi mevcuttur.) düz ve ekilebilir alan olarak kullanılmaktadır. yeni acılan maden işletmeleriyle ekonomi canlanmaya baslamıştır. (YAYLACI KÖMÜR İŞLETMESİ)(BAHAR MADENCİLİK) FİRMALARI ciddi yatırımlarla bölgede gelecek vadetmede
(2) Köyde Yetiştirilen mahsuller ve dönemleri: Buğday, Arpa, Pancar, Soğan, Haşhaş, Helit Tohumu ve Ayçiçeği ekimi yapılmaktadır. Buğday, Arpa ve Helit güz döneminde, Haşhaş, Ayçiçeği ve Pancar Ekimi ise bahar döneminde yapılmaktadır.Son yıllarda şaraplık üzüm çeşidi olan Merzifon Karası yetiştirilmekte olup beş çiftçi toplam 20 dönümlük alanda bağcılıkla modern olarak ilgilenmektedir.İlk ürünler 20l0 yılında hasat edilmiştir.Bu üzümlerden pekmez ve amatör anlamda şarap yapılmıştır.
(3) Meydana gelen tabi afetler: Alıcık köyünde 1996 yılında büyük çaplı bir deprem meydana gelmiş olup bu depremde can kaybı meydana gelmemiş fakat az miktarda mal kaybı olmuştur. Etnik Yapı Özellikleri, Köyün tamamı Müslüman olup %90 alevidir, Caferi mezhebin dendir.%10 Sünni ve Hanefi Mezhebindendir.
Sit alanları Sit alanı Alıcık köyü Beldibi mevkiinde bulanan höyük Samsun Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından birinci derecede arkeolojik sit alanı olarak tespit edilmiştir. Bölgemiz Bulak köyü ile Gümüşhacıköy sınırında bulunan tarihi Bulak kalesi ve civarı (Bugün bu eserden kalıntı hemen hemen yok gibidir.)
Hava kirliliği olan bölgeler ve nedenleri: Merzifon İlçe merkezinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 31.07.2002 tarih ve 3455 sayılı yazısında hava kirliliği bakımından ikinci derecede kirlilik kapsamında değerlendirilmiştir. Merzifon 1 nolu sağlık ocağında hava kirliliği ölçüm istasyonu bulunmaktadır.
Gelenek ve görenekler : Gençler ve aileler tarafından beğenilen kızlar gerekli aile büyüklerinin onayı alındıktan sonra dünürlük görevini üstlenen kişilerce istenmeye gidilir buruda esas erkek ve kız iki tarafında rızası da alınmaktadır aksi takdirde bu iş mutlu sonla bitmez kız tarafı kızları itedikten sonra damat ailesinin kendilerine gelip gitmeleri esnasında en az bir çift ayakkabıyı eskitmeleri şart koşar amaçları ağırdan satıp kıymetlendirmektir karşılıklı anlaşmadan sonra sıra işi resmileştirmeye gelir nişan da önce büyük dünürlük denilen adet gerçekleştirilmektedir buna göre gelin ve damadın babaları iki şahit ve hocaları bir araya gelerek babasından kızını isterler iki taraf şartlarını ortaya koyar anlaşma sağlanırsa kahveler içilir nişan ve düğün günleri belirlenir düğün den en az bir hafta önce düğün ilan edilir tanıdıklara duyurusu yapılır oğlan evi kendi akrabalarına gömlek ve kumaş kız tarafı ise terlik ve ayakkabı veya şapka dağıtır düğünden bir gün önce oğlan evinden bir grup kız evine gelerek kız tarafının hazırlanmış olduğu çeyizi oğlan evine götürür yine yöremizde düğünden iki gün önce oğlan evi tarafından kız tarafının fertleri topluca hamama davet edilir buna gelin hamamı denmektedir. Düğün günüden bir gün önceki akşam kız ve erkek evinin bayanların katıldığı kına gecesi düzenlenir eğlencelerde genelde Merzifon yöresine ait sinsin, sarıkız, küstahlı, üç ayak, topal kız, babayiğit, Merzifon çifte tellisi, samah dallike, dıvdıv gibi oyunlar oynanır oğlan evinde toplanan gençler müzik eşliğinde kına yakmaya giderler tekrar oğlan evine dönüldüğünde damada kına yakılır kızın evinde ise kına yakmak esnasında duygu yüklü mani türkülerle gelin ve annesi ağlatılır ertesi gün sabahleyin oğlan evinden kız evine gelin almaya gelinir gelin almaya gelen oğlan evinin büyükleri evinden çıkarırken gelinin yakınlarına bir miktar para veriler buna kardeş yolluğu denir davul zurna eşliğinde gelin alarak oğlan evine götürülür düğün organizasyonu oğlan evinde gerçekleşir düğün törenin ardından damat ve arkadaşları topluca yatsı namazına giderler namazın bitiminden sonra imam eşliğinde dualarla oğlan evine gelinir gelin odası önünde hoca dua okur damat arkadaşları tarafından yumruk vurularak gelinin yanına gönderilir mutlu ve uzun bir beraberlik için düğün den sonra kız ve oğlan evi yakınları ziyaret edilir bölgemizde tamamen Türk kültürü hakimdir ölüm,doğum,dini bayramların tamamıda normal Türk gelenekleri uygulanır düğün ve sünnet düğünlerinde silahla ateş etmek en belirgin geleneklerdir.
ÇİĞDEM GEZDİRME: İlk bahar ayında çıkan çiğdemler bir iğde ağacına çocuklar tarafından takılır ve “ çiğdem çiğdem çiçecük ebem oğlu göçecük, yağ verenin oğlu olsun, bulgur verenin kızı olsun hiç vermiyenin bi topal kızı olsun çatlasın patlasın ölsün” diye mani söylenerek ev ev gezdirilir. Köylünün gönlünden ne koparsa ya tere yağı ya da bulgur verilir. Toplanan bulgur ve yağlardan bulgur pilavı yapılarak bulgur ve yağ toplayan çocuklar tarafından yenilir.
Efsane; Kefeli diye bilinen eski bir ağa zamanında evinin önünden geçmekte olan cahil halkı sudan bahanelerle (şapkanı neden yan tıkıyorsun, niye bu saatte buradan geçiyorsun vb.) evinin içinde bulunan (şimdiki Dursun BERBER’ in kullandığı evin eski yerinde) karanlık oda’ ya hapis etmekte ve dilediği kadar burada bırakmakta kendi keyfine göre işlerini yaptırmakta olduğu söylene gelmektedir.
Bölgemiz tarımsal ekime çok müsait olması, Nihoruz Un Fabrikası haricinde hiçbir fabrika ve iş imkânı olmaması vatandaşa sadece çiftçilik alanında iş imkânı sağlamaktadır. Bu nedenle genç kesimin, başta Merzifon olmak üzere büyük illere, diğer il ve ülkelere göç ettikleri görülmektedir.
BİLİNEN MUHTARLARIMIZ: Hacı Elvan Surmeli, Tahsin Ünal, Talip Yıldız, Ekmekçi Zeynel Polat, Sadullah Usta, Kemal Yildirim, Hüseyin Berber(kucuk Hüseyin), Salim Saglam ve en son Cemalettin Karaduman son 5 dönemdir muhtarlık görevini yürütmektedir.
Köyde;süt birlği, 2008 yılında kurularak faaliyete geçmiştir. Tarım kredi kooparatifi 1952 yılında kurulmuş Sulama kooparatifi 1972 de kurulmuş, Karakol Sağlıkocağı bulunmatadır ve Köyümüz genellikle yasalara ve devlet memurlarına saygılıdır. İlk öğretim okulu taşımalı olarak çevre köylerden öğrenci gelmekte ve halen öğrenimlerini görmektedir. Okulda 20-30 öğretmen ve görevli bulunmaktadır.
İki adet kahvehane bulunmakta olup, bakkal dükkânı mevcuttur, Bakkalların isimleri Kamber, Selahattin ve Fikret tir
1996 yılında Merzifon depremi ile birlikte köyde deprem evleri yapılmış, çoğu ev bu dönemde yenilenmiştir.
Türbe ve Evliyalar: Konan baba, Gazilik dede,Kaynarca’ da bir evliya, Arap dede merhum Asiye KARADUMAN’ ın evindedir.
Köyümüze hamam Zeynel POLAT’ ın muhtarlığı döneminde yaptırılmış olup, 1996 yılı depremi ile birlikte faaliyetine son verilmiştir. Halen ufak tefek tamiratlar yapılarak kullanılmaya hazır durumdadır. Ancak teknolojinin de gelişmesi ile her evde banyo bulunmakta, bu nedenle de hamam kültürü köy içerisinde sona ermiştir. Ancak; yine de hamam unutulmamakta Merzifon ve havzada bulunan hamamlara sık sık gidilerek hamamın rahatlığı ve ferahlığı kullanılmaya devam etmektedir.
Daha önce Yunaklık diye tabir edilen yerde çamaşır yıkama ve banyo yapılmakta, idi. Yunak yıkılmış olup, yerine cem evi yapılarak ibaadete açılmıştır.
Depremde yıkılan cami yerine yeni camii yapılmıştır.
Köyümüzün büyükleri ve sakinleri kızmasınlar ama köyde mezarlıklara gereken önemi vermedikleri acı bir gerçektir. Köyde cenaze olduğu zaman cenaze evine mutlaka her kes gitmeye çalışmakta ve cenazenin kaldırılmasına iştirak etmekte, ve taziye ziyaretinde bulunulmaktadır.
Köyümüzün Lezzetleri: Keşkek, patates yahnisi, baklali yaprak dolmasi, ev baklavası, sütlü (sütlaç), tarhana çorbası, yarma çorbası (katıklı naneli tereyağlı yayla çorbası), bulgur pilavı kaz eti ve suyu ile, madımak namı diğer pancar, irmik helvası, haşhaşlı çörek, sacüstü haşhaşlı, (gözleme) erişte, hamur çorbası yeşil mercimekli, yanuç, kaypak Kuşburnu ezmesi, kocabaş pekmezi, domates salçası, köyde yetişen yeşil biber-domates-kelek-armut gibi sebze ve meyvelerden turşu güz aylarında yapılan başlıca kış hazırlıklarıdır. Ayrıca haziran aylarında küp içerisine çökelek (isteğe göre peynirde katılarak) konularak toprağa gömülmekte 2-3 ay toprak altında kaldıktan sonra çıkartılarak kahvaltılarda tüketilmektedir.