Yaşadığımız modern ve tüketici toplumda doğum sonrası zaman zaman eşler arasında aileye temelinden sarsabilecek sorunların yaşandığına tanık oluyorum . Çok yoğun çalışan baba ve anne olmak, doğuduğumuz andan itibaren toplumsaldan daha çok bireysel düşünce tarzının hepimize aşılanması ve bir evladın fikrine çok hoş bakan ancak getirdiği zorunlukları tam kavramamış olmak gibi unsurların hazırladığı kaygan bir zemin var günümüzün çocuk sahibi olan ailelern altında.
Onun için bir anne, baba olmadan önce, bu konuyu eşler etraflıca aralarında konuşmalılar ve ortak bir karar almalılar.Dünyaya neden geldik? sorusunu açıklayan cevapların -bence en önemlisi- ''nesillerin devamını sağlamak''tır. Bunun haricinde anne ve babalık duygusunu tatmak da ne muhteşem bir tecrübedir.Ebeveyn olmak için bu iki neden fazlasıyla yeterlidir aslında, ancak karar verirken dikkate alınması gereken oldukça önemli noktalar vardır.
Hepsinden önce ''çocuk sahibi'' sözcüklerini doğru bulmuyorum çünkü aslında çocuk bir bireydir, sahip olunan bir nesne değil ve bu gerçeğin de 1994' te bir çocuk hakları bilgirgesinin uluslararası düzeyde imzalanmasıyla desteklendiğini görürüz.bilmeniz gerekiyor ki sizler anne ve baba olarak bir görev ''sahibi'' oluyorsunuz; hem de çok önemli bir görev:çocuk yetiştirme yani dünyanın geleceğini yönlendirme. dolayısıyla hedefiniz ''sahip'ten ziyade ''ebeveyn'' olmak olmalıdır. Anne ve baba olarak çocuğunuza karşı en önemli iki göreviniz onu ''eğitmek'' ve ''korumak''olacaktır.bebeğiniz doğuduğu andan itibaren erişkin olana kadar, hatta ondan sonra bile, tarafsızca eğitilmeye ve korunmaya ihtiyaç duyacaktir.
Eşiniz ile ilişkiniz, ailevi durumunu,eşiniz,eşinizin çocuğa bakış açısı ve birlikte bu görevi üstlenme arzunuzun derecesine göre ''ebeveyn''olup olmamaya karar vermelisiniz. Önceden ebeveyn olup olmamaya karar vermek, sizleri nelerin beklediğini bilmek ve bunları kabul etmeniz, bebeğinizi emzirmekten bile daha önemli bir aşamadır.
Kaynak : Dr. Gökhan MAMUR