Araştırma Görevlilerine İş Güvencesi Sağlanmalı ! Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, konuyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Geylan, “Bilindiği gibi Türk Eğitim-Sen olarak yükseköğretimi ve çalışanlarını konu alarak yaptığımız birçok çalıştay, şûra ve toplantı bu konuya verdiğimiz önemin açık bir göstergesidir. Hem öğrencilerin hem de akademik ve idari personelin sorunlarına çözüm üretmek bizim öncelikli görevlerimiz arasında yer almaktadır” dedi. 50/d kadrosunda çalışan akademisyenlerin gelecek kaygısından kurtarılması ve iş güvencelerinin sağlanmasının elzem olduğuna dikkat çeken Geylan, “Daha meslek hayatlarının başında gelecek endişesine maruz bırakılan akademisyenlerin bilimsel üretim yapmasını nasıl bekliyoruz? 50/d kadrosunda görev yapan araştırma görevlileri, 33/a kadrosuna geçirilerek iş güvenceleri sağlanmalıdır” diye konuştu.
Akademisyenlerin Kontenjan Sınırı Olmamalı
Akademik yeterlilik sağlamış tüm akademisyenlerin kontenjan sınırı olmaksızın doçentlik ya da profesörlük kadrosuna geçirilmesi gerektiğini bildiren Genel Başkan Geylan, bu konunun da takipçisi olduklarını söyledi.
Üniversitelerin demokrasi kültürünün doya doya yaşandığı ve toplumda demokrasi kültürünün yerleşmesi için lokomotif görevi ifa eden kurumlar olmasının önemine dikkat çeken Genel Başkan, bütün üniversite çalışanlarının iradesinin sandığa yansıdığı ve sandıktan birinci çıkan ismin rektör olarak atandığı bir seçim usulünün getirilmesi gerektiğini yineledi. Üniversitelerde kurumlar arası geçişlerde muvafakat şartının kaldırılması gerektiğine vurgu yapan Geylan, “Üniversitede çalışan personelin diğer üniversitelere geçebilme isteği, özürleri var ise bu özürlerine binaen diğer üniversitelere geçişine imkân sağlayacak şekilde bağlı olarak bir yönetmelik çıkarılmalıdır. Bunun yanı sıra üniversitelerde görev yapan personelin karşılıklı yer değiştirme hakkının da yönetmelik ile belirlenmesi gerekir” şeklinde konuştu. 13/b-4 görevlendirmeleri hakkında açıklamalarda bulunan Geylan, “13/b-4 ihtiyaç olabilir ama buradaki keyfiyet sona erdirilmelidir. Yani takdir hakkı keyfiyet olarak algılanmamalıdır. 13/b-4 ne yazık ki kimi zaman keyfiyet olarak algılanıyor. Bu konuda mutlaka bir düzenleme hayata geçmelidir” dedi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)