Manş Denizini yüzerek geçen ilk Türk Kadını unvanına sahip Nesrin Olgun Arslan, "Çok istedim. Çok çalıştım. Soğuğu ve hırçın dalgalarıyla ünlü Manş Denizi'ni geçen ilk Türk kadını oldum" dedi.
Arslan, 1979 yılında İngiltere - Fransa arasındaki soğuğu ve hırçın dalgaları ile ünlü Manş Denizi'ni 15 saat 47 dakikada geçen ilk Türk Kadını ünvanını elinde taşıyan Arslan, Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu (BESYO) öğrencileriyle "Toplumsal Cinsiyet ve Spor" konulu ders kapsamında bir araya geldi.
"Çok istedim, çok çalıştım"
60 yaşında ve 2 torun sahibi olduğunu, yüzmeye 7 yaşında başladığını ifade eden Arslan, yüzme havuzunda çok hareketli ve haylaz olduğunu, lakabının da "Kara Kız" olarak ifade edildiğini söyledi. 16 yaşına kadar kısa mesafe yüzdüğünü, 100'e yakın madalya ve kupa kazandığını belirten Arslan şunları kaydetti:
"Çok küçük yaşlarda yüzmeye başladım. Havuzda o dönemlerde bayan yüzücü yok gibiydi. Ailemin yanı sıra havuzda Ünsal Fikirci, Mustafa Acet ve diğer milli ve rekortmen yüzücü ağabeylerimin desteğiyle yüzmeye daha çok zaman ayırmaya başladım. Bir de o dönemlerde önümde model aldığım Manş Denizi'ni 9 saat 2 dakikalık rekorla geçen Erdal Acet vardı. Erdal Acet'in antrenörlüğünü yapan merhum Kutal Özülkü'ye giderek, "Ağabey, bana yardımcı olursan ben de Manş'ı geçmek istiyorum" dedim. Kutal ağabey, Manş Denizi'ni geçmenin sanıldığı kadar kolay olmadığını, öncelikle benim havuzda 10 Km yüzdükten sonra değerlendireceğini söyledi. O dönemlerde hem milli yüzücü hem de Gençlik Spor Şube Müdürü Tuncay Şenyüz beni elimde sigara ile yakaladı. Manş'ı geçmek istediğimi kendisiyle de paylaştım. Benimle alay ederek, "Sigara içen birinin Manş'ı geçemeyeceğini" yüzüme haykırdı. Ben de hırs yaptım. Çok istedim. Çok çalıştım. Soğuğu ve hırçın dalgalarıyla ünlü Manş Denizi'ni geçen ilk Türk kadını oldum."
'Spordan maddi olarak bir şey kazanmadım'
Milli yüzücü Arslan, Manş Denizi'ni geçmesi sayesinde Türkiye'nin kendisini tanıdığını ve hayranlık duyduğunu, bu sayede Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu'nu tamamladığını, günümüzde başarılı sporculara Cumhuriyet Altını ve evler verilirken, kendisinin maddi olarak bir şey kazanmadığını sözlerine ekledi.
Arslan, sonraki yıllarda Çanakkale Boğazı, Kıbrıs ve yeniden Manş Denizi'ni bir kez daha geçtiğini ve değişik yaş gruplarında 4 bine yakın kişiye yüzme öğrettiğini dile getirdi. Özellikle sporda cinsiyet ayrımcılığına karşı çıktığını, bu nedenle önemli başarılar karşısında erkek sporcularla eşit tutulmadığından yakınan Nesrin Olgun Arslan, kendine yeni hedefler koyduğunu, Dubai ve İtalya gibi farklı ülkelerde düzenlenecek maratonlara katılmak istediğini bu amaçla her gün belli mesafelerde yüzmeye devam ettiğini belirtti.
Konuşmaların ardından BESYO Müdürü Prof.Dr. Sadi Kurdak, Arslan'ı kutlayarak teşekkür belgesi takdim etti.
Adana Demirsporlu olan öğrenciler de geçmiş yıllarda Demirspor mayosuyla yüzen Nesrin Arslan'a sürpriz yaparak, forma, atkı ve "Kulaçlarıyla tarih yazan kadın" yazılı tişört armağan edip BESYO'nun girişine ise "Su buz gibiyken o Demir gibiydi" yazılı pankart astı.
İHA