AK Parti Genel Merkez MKYK Üyesi ve TBMM Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Üyesi olan Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Emine Nur Günay, Avrupa'nın önce bir ekonomik birlik olduğunu, ama hiç bir zaman siyasi birlik olamadığını belirterek, "Avrupa ülkeleri birlik olma adına milli kimliklerini ikinci plana attılar ve o konularda çok önceleyici politikalar, bir üst kimlik belirlediler. Böyle olduğu zaman insanlar bir kimlik arayışına girdi. Şimdi daha alt kimlikler ön plana çıktı. Bu değil Avrupa Birliği'nin sonunun gelmesi, bazı ülkelerin bölünmesine kadar gidecek" dedi.
Günay, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye ile Avrupa Birliği veya Avrupa ülkeleri arasında son yaşanan olayların normal bir süreç olmadığını belirtti. Bunların konuşulması gerektiğini anlatan Prof. Dr Emine Nur Günay, "Avrupa Birliği adayı olan ve artık belli bir aşamaya gelmiş bir ülkeye karşı siyasi, ekonomik, diplomatik bu tutum kabul edilebilir bir şey değil. Ekonomik saldırılar hala devam ediyor. Küresel anlamda diyorum. Bunların hepsi bertaraf ediliyor. Belki bunu kamuoyundan çok yakın takip edenler var. Merkez Bankamızın kullandığı önemli enstrümanlar var. Çok farklı enstrümanlarla spekülatif ataklar bertaraf edildi. Yani bütün bunlar oluyor. Diplomatik saldırı var, saygısızlık var, siyasi etiğe sığmayan bakanların uçaklarının kalkmasına izin verilmiyor, 30 metre gelen bir Bakan konsolosluğuna gidemiyor. Bunları siz nasıl açıklarsınız. Şunların binde biri Türkiye'de olsaydı bütün dünya ayağa kalkardı. Onun için çifte standart, ikircikli tutum derken bunları kastediyorum. Tutturdular bize en son Ocak'ta olan toplantıda "OHAL'de referandum mu yapılırmış" dediler. Bize soruyor milletvekilleri ve diyoruz neden yapılmasın? Fransa'da OHAL 2017'nin sonuna kadar uzatıldı. İki yılı dolduracak. Fransa Cumhurbaşkanlığı seçimlerine gidiyor Nisan'da, Haziran'da da genel seçimlere gidiyor. Fransa'da yapılıyor da, neden Türkiye'de yapılmasın. Darbe girişimi olmadı, terör eylemlerinin boyutu çok farklı. Türkiye bunu en derin şekliyle yaşadı. Yani çifte standart derken bunları kastediyorum" diye konuştu.
Referandumdan güçlü bir evet ile o masaya oturup bütün bunları konuşmayı umut ettiklerini Milletvekili Prof. Dr. Emine Nur Günay, " Ondan sonra da iki tarafta önüne bakacak. Bu sürece devam edelim de olabilir, bir şekilde Sayın Cumhurbaşkanımız ya da başbakanımız tamam biz bu konuyu bir halka soralım da diyebilir. Ama bu beklenen bir süreçti onu da söyleyeyim. Bunu bizler değil mesela 2010 yılları civarı küresel kriz sonrası Avrupa'daki bir konferans sonrası İsveçli bir profesör ile konuşuyoruz Avrupa Birliği ne olacak, Küresel Kriz Türkiye'yi etkiledi, Avrupa'yı etkiledi, Türkiye'yi o kadar etkilemedi olumlu ayrışıyor onları konuşuyoruz. "Peki dedi sizce Avrupa Birliğine tam üye olacak mı Türkiye'. Ben de "Bu bir süreçtir, sonuna kadar gideceğiz, karşılıklı karar verilecek" dedim. "Peki sizce" deyince, bana hiç unutmadığım bir cevabı verdi. Hep onu hatırlıyorum şimdi. Bana "Siz Türkler bunu referanduma götüreceksiniz, halkoyu ile reddedeceksiniz" dedi. Bakın 2010'da bunu bana bir İsveçli profesör söyledi ve bunu kendileri de biliyorlar bu süreci. Oraya giden gidebilir sonuçta. Çünkü Avrupa Birliğinin süreci referandumlar önemlidir kendi ülkelerinde de. Bakarız yani bilemiyorum ama gerçekten iki tarafın masaya oturup bir konuşması lazım bu bir gerçek" dedi.
Alt kimlik arayışları Avrupa'nın sonunu getirir
Avrupa Birliğinin ekonomik krizin etkilerini atlatamadığını, Avrupa'nın önce bir ekonomik birlik olduğunu, ama hiç bir zaman siyasi birlik olamadığını anlatan AK Parti Genel Merkez MKYK Üyesi ve TBMM Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Üyesi olan Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Emine Nur Günay, şunları söyledi;
"Bunun daha Irak'a müdahale sırasında gördük. İngiltere Avrupa Birliği üyesiydi ama Amerika ile birlikte hareket etti Fransa, Almanya orada kendi çıkarları için bir araya geldiler. Diğer ülkelerde genelde ne yapacaklarını bilemediler. İki taraftan birine biraz yakın olmaya çalıştılar. Çünkü Avrupa Birliği kendi stratejisini, politikasını ortaya koyamadı siyaseten. Biz o zamandan beri söylüyoruz zaten 2003'yılından beri Avrupa siyasi bir birlik değildir. Bir de ekonomik kriz ekonomisini çökertti. Ama en önemlisi şu Avrupa Birliği gediği noktada en büyük etken Avrupa ülkeleri birlik olma adına milli kimliklerini ikinci plana attılar ve o konularda çok önceleyici politikalar, bir üst kimlik belirlediler. Böyle olduğu zaman insanlar bir kimlik arayışına girdi. Bir etnik köken, ırk, din, dil farklı kimlikler ön plana çıktı. Bu milli kimliği kaybettikleri için şuan bu noktadalar. Nedir bir bakıyorsunuz İspanya'da ayrılmalar konuşuluyor, İskoçya İngiltere'den ayrılayım diyor. Şimdi daha alt kimlikler ön plana çıktı. Bu değil Avrupa Birliği'nin sonunun gelmesi bazı ülkelerin bölünmesine kadar gidecek. Türkiye'ye karşı olan bu düşmanca tavır önce yabancılar diye başladı. Çünkü ekonomik kriz pasta küçülünce o pastadan paylar küçüldü içeride çıkar çatışmaları başladı, bu normaldir. En önemli hedef yabancılardı. İşte "geldiler bizim imkanlarımızı kullanıyorlar, bizim alacağımız paydan pay alıyorlar" gibi yabancı düşmanlığı olarak başladı. Sonra İslamafobi oldu, çeşitli nedenlerle o da körüklendi. Arkadan şimdi Türkofobi neredeyse, şimdi iniyoruz alt kimliklere ve işte Avrupa'nın sonu o zaman gelir."
İHA