Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, "Avrupa maalesef ve maalesef ırkçılığın, ayrımcılığın sarmalına girmiş durumda. Siyasi makamlarda oturanlar bir akıl tutulmasına girmiş vaziyetteler. Avrupa bize değil de biz gidelim Avrupalılara yardımcı olalım" dedi.
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Samsun'da referandum çalışmalarını sürdürüyor. Avrupa'nın, Türk bakan ve milletvekillerine yönelik tutumuna tepki gösteren Bakan Çağatay Kılıç, "Avrupa maalesef ve maalesef ırkçılığın, ayrımcılığın sarmalına girmiş durumda. Artık orada siyasi görevleri üstlenmiş olan, toplumlara önderlik etmesi gerekenler bir akıl tutulmasına girmiş vaziyetteler. En sert ve en kabul edilemez yaklaşımı ortaya koyan bu süreç içerisinde siyasi anlamda söylüyorum bunu, Hollanda olmuştur. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Bakanını kendi elçiliğine, başkonsolosluğuna sokmamak için ortalığı birbirine kattılar. Orada ırkçı partinin bir başkanı var, Geert Wilders diye birisi var. Ben konuşmalarımda hep bunu söylüyorum; buna kişi demek lazım, çünkü bizim kültürümüzde, bizim dilimizde, konuşmamızda adam demek ciddi anlamda bir övgüdür, adam gibi adam Şimdi diyorlar ki, biz onu durdurmak için her şeyi yapıyoruz, onun yönetime gelmemesi lazım. İyi de, yaptıklarınız zaten o başa gelse yapacaklarınız, ne farkınız kaldı?" diye konuştu.
"Benzetme yaptığımızda yabancı düşmanlığını, ırkçılığı tırmandırıyorsunuz"
Avrupa ülkelerinin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Cumhurbaşkanına ağır ithamlarda bulunduğunu kaydeden Bakan Çağatay Kılıç, "Diktatör diyorsunuz. Ben bu kelimeyi kullanmak istemiyorum ama işte onlar söyledikleri için maalesef söyleme durumunda kalıyoruz. Siz bunları söylüyoruz, istediğiniz gibi söyleyeceksiniz, öyle mi? Biz de size bir şeyler dediğimiz zaman, benzetme yaptığımızda yabancı düşmanlığını tırmandırıyorsunuz, ırkçılığı tırmandırıyorsunuz, İkinci Dünya Savaşı öncesi duruma geliyorsunuz dediğimiz zaman da ona da alınganlık göstereceksiniz, şimdi olmaz. Ben o sözü kullanmaktan hakikaten hicap duyuyorum, Türkiye'deki diktatör dedikleri yüzde 52 oyla seçildi, 12 seçim, genel seçimler, yerel seçimler, referandumlar, bunları hep kazanarak geldi, sandıktan halkının doğrudan seçtiği Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı. Hangi meşruiyeti arıyorsunuz daha? Ve şey öyle mi, tek kişi her şeyi kontrol ediyor? Onun için mi basın yayın organlarında neredeyse yarısından fazlasında her gün kendisinin aleyhine, ailesinin aleyhine, gönül verdiği siyasi partiye, Başbakanımıza, bizlere her gün hareketler yazıyorlar? Bu mudur tek adamlık? böyle bir şey olamaz" şeklinde konuştu.
"Sayın Cem Özdemir, senin ne işin var Türkiye'deki siyasetle?"
Bakan Çağatay Kılıç, Almanya Parlamentosunda görev yapan Türk asıllı Alman Milletvekili Cem Özdemir'i eleştirerek şunları söyledi: "Almanya'daki siyasi hayatın içerisine Türkiye'deki konuları getirmeyin diyorlar... Peki, ben de buradan şimdi artık söylüyorum, çünkü burama geldi; Cem Özdemir diye bir Alman milletvekili var. Tanırım kendisini, o zaten artık rotayı falan da karıştırmış vaziyette gördüğüm kadarıyla. Alman Parlamentosunda, orada seçilmiş, doğru Alman vatandaşlarının oylarıyla seçilmiş; hiç itirazım yok. İyi de, Sayın Cem Özdemir, senin ne işin var Türkiye'deki siyasetle? Almanya Parlamentosundaki konuşması, çıkmış Türkiye'deki halkoylamasıyla ilgili, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ilgili konuşma yapıyor, sana ne, seni ne ilgilendiriyor? Sen zaten Almanya milletvekilisin, Alman Parlamentosunda görev yapıyorsun, biz Almanya'nın hükümet sistemini değiştirmiyoruz ki. Biz Türkiye'deki hükümet sistemini değiştirmek için bir referandum yapıyoruz."
"Avrupa basını, Türkçe manşet atıyor"
İsviçre'nin Blick ve Almanya'nın Bild gazetelerinin manşetlerine dikkati çeken Bakan Çağatay Kılıç, "Avrupa basını, Türkçe manşet atıyor. Şimdi biz buna cevap verdiğimiz zaman diyorlar ki, iç işlerimize karışmayın. Ya arkadaş, sen iç işlerine karışıyorsun, ne alaka bu? Bizim Aile Sosyal Politikalar Bakanımızı kendi elçiliğimize, başkonsolosluğumuza sokmadılar. Sokağın ortasında vatandaşlarımızın üzerine atlarla ve affedersiniz köpeklerle saldırdılar. İki saat içerisinde Rotterdam Belediye Başkanı OHAL ilan etti. Biz 15 Temmuz gecesi Türkiye'de bir ihanetle karşı karşıya kaldık. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içerisine saklanmış olan FETÖ terör örgütü üyelerinin başını çektiği darbeciler bu ülkeye darbe yapmak istedi. Bu ülkenin Cumhurbaşkanını, Başbakanını, Hükümetini, milletini, vatandaşlarını öldürmek istedi. Ve biz o yaşadığımızdan sonra ne yaptık? Meclisimizden olağanüstü halle alakalı bir karar aldık, değil mi? Zaten Viyana Anlaşması'nı ayaklar altına aldılar, uluslar arası anlaşmaların hepsini ayaklar altına aldılar, Avrupa Birliği müktesebatını ayaklar altına aldılar. Şimdi de çıkıp diyorlar ki, bizim işte müktesebatımız, hepsini aldınız ayaklar altına, bırakacaksınız o işleri, öyle olmaz" dedi.
"Hadi cevap versin Sayın Rutte"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Hollanda Başbakanı Mark Rutte arasındaki Srebrenitsa polemiği ile ilgili olarak dokümanlar ortaya koyan Bakan Çağatay Kılıç, "Şimdi size bir resim göstereceğim. Dedik ki; biz sizi Srebrenitsa'da gördük, dedik değil mi? Bu "karalamadır" dedi. Buyurun, ben burada vatandaşlarımıza tekrar bunu bir hatırlatmak istiyorum. Hollandalı komutan, bu da Srebrenitsa katliamını yapan o Sırp cani Ratko Mladiç, neredeler? Burada beraberler değil mi? Kadeh tokuşturup birbirlerini kutluyorlar. Hani yoktu. Başka bir resim, bakın tarih 1995 Srebrenitsa, "İyi yolculuklar, Hollanda'ya teşekkür ediyoruz." Ayrıldıktan sonra kısa bir süre sonra orada katliam yapıldı, soykırım yapıldı. Hadi cevap versin Sayın Rutte" diye konuştu.
"Cumhurbaşkanımız sesini en gür şekilde çıkarıyor, dik duruyor, hatalarını yüzlerine söylüyor"
Almanya'da devam eden NSU davasının hala sonuçlanmadığına dikkat çeken Bakan Çağatay Kılıç, şöyle devam etti: "Avrupalılar bize, bir şeyler diyeceğine, önce gitsinler o davayla ilgili duruma baksınlar. Alman toplumunun bugüne gelmesinde göçmen kökenli olarak Almanya'ya gitmiş vatandaşlarımızın vatandaşlarının çok büyük emeği var. Fabrikalarında, enerji santrallerinde, kömür ocaklarında kimler çalıştı? Artık kendilerine gelme vaktidir. Bakın, böyle bir çifte standart olmaz, böyle bir çifte standart uygulayamazlar. Şimdi çıkmış Almanya'daki bazı siyasiler, Sayın Cumhurbaşkanımızın ismini kullanarak Türkiye ve İslam düşmanlığı yapıyorlar; niye? Çünkü Cumhurbaşkanımız sesini en gür şekilde çıkarıyor, dik duruyor, hatalarını yüzlerine söylüyor" ifadelerini kullandı.
"Terörle mücadele konusunda tüm ülkeler işbirliği yapmalı"
Bakan Çağatay Kılıç, terörle mücadele konusunda tüm ülkelerin işbirliği yapması gerektiğini vurgulayarak, "Avrupa'nın çeşitli yerlerinde birtakım terör saldırıları oldu, hepsini kınadık; niye? Biz çünkü terörle mücadele arasında ayrım yapmıyoruz. Terörle mücadele demek bizim için, bütün teröristlerle mücadeledir. Bunlar katildir ya, katil sürüsü bunlar. Yani ben bu hafta Hakkâri'ye gittim, vatandaşlarımız huzura kavuşmuş. Biz de Hakkâri'nin ortasına bir spor kompleksi inşa ediyoruz, yüzme havuzu, gençlik merkezi ve spor salonu, tam ortasına. Şimdi biz bunları yapıyoruz. Biz dedik ki, teröristlerin arasında ayrım yapmayın, DEAŞ'ı da bir, PKK'sı da bir, DHKP-C'si de bir. Cumhurbaşkanımız? "Yapmayın bunu" dedi, "bu gelir sizi de vurur" dedi. Paris'in ortasında vurdu mu? Fransa Cumhurbaşkanı stattayken kapısına gelip kendini havaya uçurdu bir tane terörist. Biz bunu kabul edebilir miyiz Allah aşkına? Ama beraber çalışmamız lazım. Bunlara karşı mücadeleyi beraber yapmamız lazım" dedi.
Bakan Çağatay Kılıç, Beşiktaş'ın Avrupa UEFA Avrupa Ligi'ndeki rakibi Olimpik Lyon kulübünün, taraftarlarına "Türkiye'ye gitmeyin" uyarısında bulunması ile ilgili olarak şunları söyledi: "Fransa Cumhurbaşkanı stadın içindeyken kapısına geldi bir terörist orada bomba koydu. Biz 2016'nın yazındaki Avrupa Şampiyonası'na gelmeyeceğiz mi dedik? Hayır. Ne dedik? Bu teröristler bizi durduramaz dedik, bir olacağız, beraber olacağız ve beraberce bunlarla mücadele edeceğiz."
İHA