Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, "Seçilmiş olmak hiçbir zaman suç işleme özgürlüğünü yanında getirmiyor. Kandilin emrine girip onların sözcülüğüne soyunursanız bunun sonu yok" dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı genel müdürleri ile birlikte istişare toplantısı yapmak üzere Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan'ın daveti üzerine Safranbolu'ya gelen Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, tarihi kenti gezerek gazetecilerin sorularını cevapladı. Tarihi Safranbolu Belediye binasında gazetecilerle bir araya gelen Bakan Özhaseki, gündeme dair açıklamalar bulundu.
"Hiç kimseye suç işleme özgürlüğünü veremez"
Bakan Mehmet Özhaseki, kendisinin 21 yıl belediye başkanlığı yaptığını hatırlatarak, " Yüzde 70 civarında oy alırdım. Dışarıdaki yüzde 30'da bana asla kötü bir şey söylemezdi severlerdi. Hep dua ederlerdi. Ama başka partiliyiz kusura bakma başkan derlerdi. Yani vatandaşın neredeyse yüzde 100'ünü tasvibiyle onayıyla gelip Büyükşehir belediye başkanlığı yapardım. Benim bütün halk tarafından desteklenerek iş başına gelmem seçilmem orada bana asla suç işleme özgürlüğünü vermez. Benim görevim o mahalde yaşayan insanların mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak için kurulur. Yani alt yapısını yapmak üst yapısını yapmak insanların ihtiyaçlarını karşılamak, insanların rahat yaşaması için tedbirler almak o çalışmaları yapmaktır. Bir belediye başkanı olarak vatandaş yüzde 100'ünün tasvibini aldığım halde hırsızlık yapamam insan öldüremem, kötülük yapamam, bölücülük yapamam, teröre destek veremem, yüzde 100'nün de oyunu da alsam bu kötülükleri yapamam, iyi insan bir mesleği icra ediyor diye bu meslek sizin mesleğinizde olabilir gazetecilikte olabilir. Bu başka bir meslekte olabilir. Hiç kimseye suç işleme özgürlüğünü veremez" dedi.
"Kötüye kullananların başında bir kısım belediye başkanları geliyor"
Ülkenin çok önemli meseleleri olduğunu ve bu önemli meseleler içerisinde terörün ön sıraya çıktığını kaydeden Bakan Özhaseki, "Tabi 30-35 yıldır ön sıradaydı ama ciddi bir mücadele verilmemişti. Şimdi teröre karşı devlet en son en ciddi en kararlı mücadelesini veriyor. Bir taraftan mali kaynaklarını kesiyor, bir taraftan militan kadrosunu yok ediyor. Bir taraftan da o terörü yok ederken o bölgede yaşayan insanların yaralarını sarıyor. Bakın o bölgelere sık giderek evleri yaptırmaya çalışan şehirlerin alt yapısıyla üst yapısıyla uğraşan bir arkadaşınız olarak söylüyorum birebir bilerek söylüyorum. Orada bir taraftan teröristlere karşı sert bir mücadele ama vatandaşa karşıda devletin o şefkatli kanatlarını açtığı yaraların sarıldığı bir ortam başladı. Orada evler yapıyoruz vatandaşlara o evleri dağıtacağız. Orada her türlü yardım yapıyoruz vatandaşlar bunlardan istifade ediyor ama bizim yaptığımız bu iyilikleri devletin sağlamış olduğu hoşgörüyü o rahatlık ve serbestlik ortamını ne yazık ki bazıları kötüye kullanıyor. Kötüye kullananların başında bir kısım belediye başkanları geliyor. Bu belediye başkanları vatandaşlara hizmet etmek yerine çukurlar kazdırıp sonra teröristlere destek vererek kaynak temin ederek, sonra belediye imkanlarını her türlü lojistik üst gibi kullandırarak onları azdıran bir yapıya kavuştular. Başlı başına terör bir insanlık suçudur. Bütün dinlerde suçtur, bütün kanunlarda suçtur, bütün milletlerde suçtur. Şu millette terörü hoş görür, şu din teröre hoş bakar, falan kanunlar bu terörü biraz affeder diye bir şey yok. Terörün dinide olmaz, imanı da olmaz, ırkı da olmaz, mezhebi de olmaz. Kim teröre destek veriyorsa bu insanlık suçu işlenmiştir. Lanetli insandır bana göre. Ve ne yazık ki ülkemizde bunu birkaç belediye ile yaşadık. Orada kanun uygulandı, kayyumlar atandı kayyum atanan arkadaşlar hizmet ediyor" diye konuştu.
"Sistemi dejenere ederek nereye varacaksınız"
Teröre destek veren onları durmadan destekleyen cesaret veren ve bu milletin öfkelenmesine sebep olacak suçlar işleyen siyasi uzantılarında ortaya çıkmaya başladığını kaydeden Bakan Özhaseki şunları söyledi:
"Biz isterdi ki mecliste o bölgedeki insanların dertleri ve sorunları varsa bunları dile getirecek insanlar olsun. Ve bu insanlar dönsünler terörü lanetlesinler buradaki insanların desteğinde alarak orayı ayağa kaldıracak işler yapsınlar ama ne yazik ki siyasi uzantısı olan tipler döndüler kandilin emrine girdiklerini ifade eder şekilde beyanlarda bulundular. Milletvekili sıfatıyla birisi çıkıp çok affedersiniz söylerken bile haya ediyorum bu PKK sizi tükürüğü ile boğar diyor. Yani terör örgütü Türk Silahlı kuvvetlerimizi tükürüğü ile boğacakmış onlarca insanı öldüren teröristler cenazesinde boy gösteriyorlar. Ve bütün sözleri ile destek veriyorlar. Yine milletvekili sıfatlı birisinin aracında bombalar silahlar yakalanıyor. Birisi milletvekili oldu diye oy aldı diye bütün bunlara göz yumulması mı gerekiyor. Demokrasi var ne var bunda efendim mi denilsin. Demokrasi dediğiniz nesne insanların elinde orada yaşayan toplumu boğmak için kullanılan bir araç olarak kullanılamaz. Hiçbir gemi kaptanı bilet aldı diye yolcunun gemiyi delmesine izin vermez arkadaşlar. Bilet almak o gemiye binmek ve seyahat etmek için gereklidir. Ama size gemiyi delip oradaki insanları batırma hakkını vermez. Ve ne yazık ki şu ana kadar bunların yaptıkları bundan ibaret. Bir müddet sonra dokunulmazlık konusu geldiğinde gerek şimdiki tutuklanan tutuklanmayan partili mensupları gerekse ana muhalefetimiz ve diğer muhalefet partimiz. Bu dokunulmazlıklar kalksın suçlular ortaya çıksın ey iktidar siz kuruyorsunuz bunları diye nutuklar atmakla geçmişe doğru 10 sene zihninizi yoklayın. 10 sene boyunca bu 3 partimizde dokunulmazlıkları kaldırın herkes ak koyun karakoyun ortaya çıksın diye seçim öncesinde miting meydanlarında nutuklar attılar mı atmadılar mı? Atıldı dokunulmazlıkların kalkması ne demek arkadaşlar sizin savcılıklar önünde vatandaşlar gibi soruşturma takibata uğrayabilmeniz demek, korunmamanız demek. Zırhın olmaması demek. Tamam kalktı. Savcılar diyorlar ki sizin için daha önceden hazırlanmış suçlamalar var. Gelin ifadenizi verin şimdi başka terbiyesizlik başladı gitmeyiz ifade vermeyiz. Ya ne yapmaya çalışıyorsunuz Allah aşkına. Hali hazırdaki sistemi dejenere ederek nereye varacaksınız. Sistemi bozarak nereye varacaksınız. Savcıya ifade vermezsiniz, mahkemede derdinizi anlatmazsınız. Zaten idarecileri de tanımıyorsunuz. Zaten Türkiye Cumhuriyetinin bütün kurallarını yıkmak için uğraşıyorsunuz zaten gidip hendekler çukurlar kazarak öz yönetim ilan ederek bölücülük altında bir sürü adımlar atıyorsunuz o zaman biriside hesap sorar arkadaşlar. Bunun hesabını sorarlar. İşte şimdi öyle bir gündeyiz. Dileğim bir önce arkadaşlarımızın bir önce anlatmaları suçsuz ise dışarı çıkmaları ve sistem içerisinde kendilerini seçen halkın dertlerini dile getirmeleri ve oranın sözcüsü olmaları. Oraya bir yardım varsa iyilik varsa öncü olmalarıdır. Veya hükümet kanadı yapmıyorsa eleştirmeleri zorla oraya yatırımlar götürmeli. Kandilin emrine girip onların sözcülüğüne soyunursanız bunun sonu yok. Şimdi yaşadığınız durum bu inşallah acı tecrübelerden istifade edip daha iyi günlere doğru gider."
Bakan Özhaseki'ye Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan'ın yanı sıra, Karabük Valisi Mehmet Aktaş, Safranbolu Belediye Başkanı Necdet Aksoy, AK Parti İl Başkanı Timurçin Saylar ile bakanlığa bağlı kurum genel müdürleri de eşlik etti.
İHA