Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü , Başkent Organize Sanayi Bölgesi'nde (OSB) Eğitim Kurumları açılışında yaptığı konuşmasında, "15 Temmuz gecesinde, ağır travmalara yol açabilecek çok vahim bir hadise yaşadık. Ekonomimiz, böyle bir hadise karşısında dimdik ayakta durmayı başardı. Temmuz ayında sanayi üretimimiz düşmüştü. Ancak Ağustos ayında, sanayicilerimize adeta bir destan yazdılar" dedi.
Başkent Organize Sanayi Bölgesi'nde (OSB) Eğitim Kurumları açılışı Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü'nün katılımı ile gerçekleştirildi. Açılışa Bakan Özlü'nün yanı sıra Ankara Valisi Ercan Topaca, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, Hacettepe Üniversitesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu, Başkent Organize Sanayi Bölgesi(OSB) Şadi Türk ve çok sayıda davetli katıldı.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, eğitim alanında iki önemli kompleks olan Hacettepe Üniversitesi Başkent Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu ve Başkent Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Mesleki Eğitim Merkezi ve Tasarım Destek Faaliyetleri Eğitimi ve Uygulama Merkezi'nin açılışına ilişkin, "Bu iki önemli eğitim kurumunu ülkemize kazandıran Başkent OSB'ye ve sanayicilerimize teşekkür ediyorum. Burada açılışını yaptığımız kurumlar, sadece dersliklerden ve binalardan oluşmuyor. Bu iki eser, eğitimin, özellikle de uygulamalı eğitimin tüm inceliklerinin sergilenebileceği bir altyapıya sahiptir. Başkent OSB'nin hayata geçirdiği bu iki önemli projenin diğer OSB'lerimize, sanayi kuruluşlarımıza, hayırseverlerimize de örnek olmasını diliyorum" şeklinde konuştu.
"Her işi devletten beklemek doğru değildir"
"İyi, güzel ve doğru işleri başaranlar, şikâyet etmek yerine, ellerini taşın altına koyarak sorumluluk alanlardır" ifadelerine yer veren Bakan Özlü, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Her işi devletten beklemek doğru değildir. İmkânı olanların, doğru projelerle, devletin yükünü paylaşması ve azaltması gerekir. Bunu yaparsak, sorunlarımıza daha hızlı ve kaliteli çözümler üretebiliriz. İşte burada bunun bir örneğini tecrübe ediyoruz. Türkiye'nin genç ve büyük bir nüfusu var. Bu genç nüfus, eğer iyi değerlendirebilirsek, bizim için büyük bir nimettir. Bu nedenle, ülke olarak, en temel meselemiz eğitimdir, gençlerimizi geleceğe en iyi şekilde hazırlamaktır. Eğitim sistemini kurgularken, en önemli konulardan birisi, hiç şüphesiz çocuklarımıza bugünün ve yarının ihtiyaçlarına uyumlu becerileri kazandırmaktır. Türkiye'nin en önemli sorunlarından birinin işsizlik olduğunu herkes kabul ediyor. Ancak bunu söylerken, Türkiye'nin küresel krizden bu yana 7 milyona yakın istihdam ürettiğini de hatırda tutmak gerekiyor. Özellikle küresel krizden sonra, Avrupa ülkelerinde işsizliğin dramatik bir şekilde arttığı bir dönem yaşadık. Bazı ülkelerde genç işsizlik oranının yüzde 50'lere kadar çıktığına şahit olduk. Biz ise Türkiye olarak, kriz sonrasında, diğer parametrelerde olduğu gibi istihdam da çok iyi bir performans gösterdik."
"Sanayicilerimizle ne zaman konuşsak, bize kalifiye eleman sıkıntısından bahsediyorlar"
Türkiye'de yaşanan işsizlik oranına dikkat çeken Bakan Özlü, "Yine de yüzde 10 civarında seyreden bir işsizlik oranını kabul edemeyiz ve etmiyoruz. Ancak dikkat çekici olan bir husus var. Sanayicilerimizle ne zaman konuşsak, bize kalifiye eleman sıkıntısından bahsediyorlar. Çok sayıda işsiz olan bir ülkede, sanayicilerin de eleman bulma konusunda sıkıntı yaşamaları aslında oldukça garip bir durum. Demek ki bizler, özellikle geçmişte yapılan hataların da etkisiyle, çocuklarımıza piyasanın talep edeceği özellikler kazandıramamışız" diye konuştu.
"Meslek liselerini, iyi öğrencilerin de tercih ettiği okullar haline getirmeliyiz"
28 Şubat sürecinde, meslek liselerinin önünün kesildiğini kaydeden Bakan Özlü, meslek liselerinin iyi öğrencilerinde tercih ettiği okullar haline getirilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Gelişmiş ülkelerde tüm liseler içinde meslek liselerinin payı yüzde 70'e yakındır. Ancak bizde bir dönem, bu oran tam tersi bir durum almıştı. Son yıllarda atılan adımlarla, özellikle katsayı sorununun çözümü ve 4+4+4 sistemine geçişimizle birlikte, meslek liselerinin ağırlığını tekrar artırmaya başladık. Ancak sadece nicelik olarak meslek liselerinin oranını yüzde 70'lere çıkarmak yeterli olmaz. Meslek liselerini, iyi öğrencilerin de tercih ettiği okullar haline getirmeliyiz. Bu liselerde, en son teknolojiye göre uygulamalı ve pratik eğitimler vermeli, bu liselerden mezun olan gençleri, piyasada çalışmaya hazır bireyler olarak mezun etmeliyiz. Mesleki eğitimin en önemli özelliği, öğrencilere teorik bilgiler kadar pratik uygulama alanlarının da hazırlanmasıdır. Bu açıdan biz, özellikle organize sanayi bölgeleri bünyesinde meslek liseleri açılmasını çok önemsiyoruz. Bu konuda attığımız önemli bir adımla, reel sektörün OSB'ler bünyesinde meslek liseleri açmalarının önünü açtık. Milli Eğitim Bakanlığımız, bu şekilde açılan okullara öğrenci başına destek sağlıyor. Bir meslek lisesinde öğrencinin kamuya maliyeti ne ise, özel meslek liselerine onun 1 buçuk katı kadar destek veriliyor. Bu miktar 4 bin 270 lira ile 6 bin 300 arasında değişiyor" değerlendirilmesinde bulundu.
"Vasıfsız bireyler, günümüzde iş bulmakta çok zorlanıyor"
"Türkiye'de işsizlik sorunundan ziyade, mesleksizlik sorunu var" diyen Bakan Özlü, konuşmasında şunları kaydetti:
"Gençlerimizi bir meslek sahibi yapmamız büyük önem taşıyor. Vasıfsız bireyler, günümüzde iş bulmakta çok zorlanıyor. İnanın, yakın bir tarihte, vasıfsız birinin iş bulması neredeyse imkansız hale gelecek. Zira bu tür işler, yakın bir gelecekte tamamen otomasyon sistemleri ve robotlar eliyle yapılacak. Dördüncü sanayi devriminin işgücü piyasası üzerinde çok ciddi etkileri olacak. Bu nedenle, bu süreci çok iyi kurgulamak ve gençlerimizi Dördüncü sanayi devrimine en iyi şekilde hazırlamak durumundayız. Böylece hem daha rekabetçi bir sanayi sektörü oluşturabilir hem de yeni üretim sistemlerinin işsiz sayısını artırmasını önleyebiliriz. Özellikle kodlama ve programlama becerilerine ayrı bir önem vermeliyiz. Mesleki eğitimi düşünürken, dünün alışkanlıklarına takılıp kalırsak, istediğimiz noktaya yine varamayız."
Açılışı gerçekleştirilen eğitim kurumlarında, Bilgisayar Programcılığı, Elektronik Teknolojisi, Tasarım ve 3D Modelleme gibi derslere yer verildiğinin bilgisini paylaşan Bakan Özlü, Türkiye'nin çok güçlü bir sanayi sektörüne sahip olduğunun altını çizerek, "Mühendislerimiz ve işçilerimiz, dünya standartlarında üretim yapmamızı sağlıyor. Türkiye'de üretilen ürünler, kalitesiyle hemen kendini belli ediyor. Bu özelliğimizi sürdüreceğiz. Ancak klasik sektörlerin veya üretim bantlarının yanında, artık yeni nesil teknolojilere ve üretim sistemlerine de daha fazla odaklanacağız. Böylece çok daha yüksek katma değerli bir üretim yapısına geçeceğiz. Biz bu ülkeye ve sanayicilerimize güveniyoruz" dedi.
Bakan Özlü, 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişiminin ardından Türkiye'nin durumuna ilişkin ise şu değerlendirmede bulundu:
"15 Temmuz gecesinde, ağır travmalara yol açabilecek çok vahim bir hadise yaşadık. Ekonomimiz, böyle bir hadise karşısında dimdik ayakta durmayı başardı. Temmuz ayında sanayi üretimimiz düşmüştü.
Ancak Ağustos ayında, sanayicilerimize adeta bir destan yazdılar. Ağustos'ta sanayi üretimi, temmuz ayına göre yüzde 9,4 oranında arttı. Geçen yılın aynı ayına göre ise, sanayi üretimindeki artış yüzde 2,2 oldu.
Bu başarıya imza atan tüm sanayicilerimizi tebrik ediyorum. Sanayinin büyümesi, ekonominin büyümesi demektir. Bu nedenle, sanayicimize olan desteğimiz her zaman devam edecek. Bu destek, sadece parayla, vergiyle, teşvikle veya krediyle olmaz. Sanayicimize vereceğimiz esas destek, sistemin ve insanın kalitesini artırmaktır. Bu nedenle eğitimi çok önemsiyoruz. Bu nedenle, eğitim alanındaki her yatırımı, bugün olduğu gibi büyük bir heyecanla karşılıyoruz."
Konuşmasının ardından açılışı gerçekleştiren Bakan Özlü, açılan eğitim kurumlarının atölye ve sınıflarını gezerek yapılan çalışmalara hakkında bilgi aldı.
İHA