Mersin Barosu'nda dün Baro Başkanı Ali Er ile bir grup kadın avukat arasında yaşanan gerginlik bugün yapılan açıklamalarla devam ediyor. Baro Başkanı Er, kadın avukatı kasıtlı itmediğini, ani bir refleksle hareket ettiğini ve olayın önceden planlanmış bir provokasyon olduğunu söylerken, Kadın Hakları Merkezi üyeliğinden istifa eden kadın avukatlar ise meslektaşlarına yapılan hareketi kınayarak, amasız ve fakatsız özür beklediklerini ifade etti.
Mersin Barosu'nda 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde yaşanan ve Türkiye gündemine yansıyan, Baro Başkanı Ali Er'in bir kadın avukata konuşma izni vermemesiyle başlayan tartışmaların yankıları bugün de sürüyor. Bugün hem Baro Başkanı Er hem de olayın tarafı kadın avukatlar peş peşe yaptıkları açıklamalarla yaşananları değerlendirdi.
Olaya ilişkin ilk açıklama Mersin Barosu Başkanı Ali Er'den geldi. Er, Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla yaptıkları açıklama sırasında bir grup kadın avukatla yaşadıkları olayın ardından bugün Baro Yönetimi ve avukatlarla birlikte Gökdelen Hizmet Birimi'nde basın karşısına çıktı. Yaşananları "tatsız bir olay" olarak niteleyen ve üzüldüklerini dile getiren Er, bu olayın basına yansıdığı gibi sadece oradaki 10 saniyelik olmadığına işaret etti. Mersin Barosu yönetimine seçildikleri günden bu yana tüm meslektaşlarını bir arada tutmaya ve baroyu demokratik bir yolla yönetmeye çalıştıklarını vurgulayan Er, "Şimdiye kadar hep Mersin Barosu'nun siyasallaştığı ve bir partinin arka bahçesi olduğu söylendi. Biz de bu yakınmalar nedeniyle "Artık Mersin Barosu hizmete odaklı bir baro olsun, hiçbir siyasi partinin de arka bahçesi olmasın, bütün siyasi partilere de açık olsun" dedik. Geldiğimiz noktada, olayın özü bununla başlıyor. Biz bunlara karşı dik durduk, dik durmaya da devam edeceğimizi herkesin bilmesini istiyorum" dedi.
Er: "Kasıtlı bir itme hareketi yok. Gelen arkadaşımıza yol açmak adına yaptığım bir refleks"
Dün yaşananların kendilerini üzdüğüne vurgu yapan Er, "Olayda, basında yer aldığı gibi kasıtlı bir itme hareketi yoktur. Biz orada bir arkadaşımızı davet ettik. Ancak, davetsiz ve izinsiz olarak kürsüyü işgal eden bir avukat arkadaşımız var. Oradaki mesele, benim gelen arkadaşımıza yol açmak anında yapmış olduğum bir refleks. Yani herhangi bir kasıtlı itme, darp diyorlar basında artık. Bu kadar ileri giden bir eleştiri bizleri üzdü. Tabi ki, basın olarak sizler görevinizi yerine getireceksiniz ama olayın öncesini bilmediğiniz, o kısmını gördüğünüz için böyle bir olay yansıdı, bunlar da bizi üzdü. Biz Mersin Barosu'nun bu şekilde anılmasını istemiyoruz. Biz, kadınlarımıza ne kadar değer verdiğimizi Mersin Barosu'nun komisyonlarındaki çalışmalarımızla yapmış olduğumuz işlerimizle zaten gösteriyoruz" diye konuştu.
"Bir grup avukatın provokasyon amaçlı olarak böyle bir şeyi daha önceden planladığını düşünüyorum"
Er, olayın önceden planlanmış bir provokasyon olduğunu da öne sürerek, şunları söyledi:
"Dünkü olaylar dolayısıyla yaşanan böyle tatsız olayda bir grup avukatın provokasyon amaçlı olarak böyle bir şeyi daha önceden planladığını düşünüyorum. Ben tabi ki, kadınlarımıza karşı böyle bir hareketi isteyerek yapmış değilim. Söylediğim gibi reflekstir. Üzüntü duyuyoruz tabi. Ben o arkadaşımızdan değil, tüm kadın arkadaşlarımızdan üzüntü duyduğumuzu belirtiyorum."
Er, bir soru üzerine "Hiçbir şekilde hiçbir partinin arka bahçesi olma lüksümüz yok" derken, bir başka soru üzerine ise şu ana kadar 7 kadın avukatın Kadın Hakları Merkezi'ndeki görevlerinden istifa ettiklerini açıkladı.
Er'in açıklamasının ardından Kadın Hakları Merkezi adına konuşan Av. Burcu Altıparmak Tör de dün bir meslektaşları tarafından Baro Başkanı Er'e karşı tamamen siyasi amaçlı bir provokasyon ve saldırı gerçekleştirildiğini söyledi. Okunmak istenen bildirinin de siyasi içerikli olduğunu ifade eden Tör, olayın ardından Baro Başkanına karşı yazılı basın ve sosyal medya üzerinden haksız bir karalama ve linç kampanyası başlatıldığını belirterek, kınadıklarını ifade etti.
Gürler: "İstifalar, siyasi herhangi bir taraf veya amaca hizmet etmemektedir"
İkinci açıklamayı ise dün yaşananların tarafı olan ve Kadın Hakları Merkezi'nden istifa eden kadın avukatlar yaptı. Mersin Adliye Sarayı içindeki Mersin Barosu'nda yapılan açıklamaya, bir grup avukat da destek verdi. Grup adına konuşan Kadın Hakları Merkezi Başkanı Av. Burcu Düzen Gürler, 8 Mart günü Kadın Hakları Merkezi'nde ciddi emeği olan kadın meslektaşlarının Baro Başkanı tarafından kürsüden itilmesini üzülerek karşıladıklarını dile getirdi. Gürler, "Israrla siyasi bir amaç güdüldüğü vurgulanmış olsa da 8 Mart gibi bir günde yaklaşık 20'ye yakın avukatın Kadın Hakları Merkezi'nden istifa etmesi, Kadın Hakları Merkezi'ne yönelik süregelen baskı, sansür ve yıldırma eylemlerinin bir sonucudur. Siyasi herhangi bir taraf veya amaca hizmet etmemektedir" ifadelerini kullandı.
"En kısa sürede amasız ve fakatsız özür beklediğimizi beyan ediyoruz"
Kürsüden okumak istedikleri metnin, iddia edildiği gibi siyasi bir metin olmadığını, sadece istifalara yönelik olduğunu belirten Gürler, her yıl teamül olarak bütün barolarda okunan TÜBAKKOM metninde geçen "son on yılda artan şiddet', "kararlı bir devlet politikasının uygulanmaması" ve şiddetin her türlüsüne HAYIR" ibarelerinin siyasi olduğu ve değiştirilmesinin istendiğini anlattı. Tüm çabalarına rağmen uzlaşma sağlanamadığını dile getiren Gürler, bu tavrın kendilerini istifaya zorladığını kaydetti. Bu metne ve merkezin işleyişine yapılan müdahalenin ilk olmadığı gibi son da olmayacağı endişesiyle istifa ettiklerini belirten Gürler, "İstifa eden merkez üyelerini temsilen istifa metnini okumak için kürsüye çıkan kadın meslektaşımıza yapılan fiziki müdahaleyi kınıyor, en kısa sürede amasız ve fakatsız özür beklediğimizi beyan ediyoruz" şeklinde konuştu.
Gürler'in ardından Türkiye Barolar Birliği Delegesi Av. Fatma Demircioğlu Eftekin de Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu'nun (TÜBAKKOM) yaşanan olaylar üzerine dün yaptığı kınama açıklamasını okudu.
İHA