Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Ümit ediyorum Hollanda dünkü seçimden sonra makul bir hükümet kurma imkanına kavuşur. Onlar tarafından çıkarılan krizi biz çıkarmadık. Türkiye ile Hollanda arasındaki bu krizi telafi edici adımlar atmaları mümkün olur. En kısa zamanda da bu adımları atmalarını onlardan beklediğimizi ifade etmek isterim" dedi.
Elazığ Valiliği ziyareti sırasında konuşan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Hollanda'nın tavrına yönelik açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Orada Türkiye'nin değerli bakanlarına son olarak ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımıza gösterilen maalesef son derece hasmane, tutarsız insan haklarına, ifade özgürlüklerine, dostluğa hiçbir şeye sığmayan bu tavır Türkiye ile Hollanda arasındaki ilişkilere ciddi gerilime ve krize neden olmuştur. Bununla ilgili olarak pazartesi günü hükümet olarak atacağımız alacağımız siyasi tedbirleri kamuoyuyla paylaştık. Bunlarla ilgili uygulamaya da başlamış olduk. Ümit ediyorum Hollanda dünkü seçimden sonra makul bir hükümet kurma imkanına kavuşur. Onlar tarafından çıkarılan krizi biz çıkarmadık. Türkiye ile Hollanda arasındaki bu krizi telafi edici adımlar atmaları mümkün olur. En kısa zamanda da bu adımları atmalarını onlardan beklediğimizi ifade etmek isterim" dedi.
"Avrupa'da bir neofaşizm ortaya çıkıyor"
Hollanda'daki seçimlerin endişelerinde haklı olduğunu ortaya koyduğunu aktaran Kurtulmuş, "O da nedir, Avrupa'da artan bir aşırı sağ, milliyetçi damar var. Maalesef bu ırkçılık bazında ortaya çıkıyor. Tabiri caizse bir neofaşizm ortaya çıkıyor. Yabancı, göçmen, Müslüman düşmanlığı özellikle de Türkiye düşmanlığı şeklinde tezahür ediyor. Bu yabancı düşmanlığı, ırkçılık Avrupa için çok tehlikelidir. Allah'ın izniyle biz tedbirlerimizi alırız. Bize bir şey olmaz. Avrupa'daki bu aşırı sağcı dalgalar Türkiye olarak bize bir zarar vermez, kendimizi koruruz. Ama, Avrupa siyasetçilerini bundan sonra zor bir süreç beklediği Hollanda seçimleriyle bir kere daha ortaya çıkmıştır. Eğer Avrupa'nın mutedil, demokrat gerçekten yerel siyasetçileri ciddi bir şekilde tedbir almazlarsa ve artan bu aşırı ırkçı dalganın altında kalırlarsa bir gün bu dalga yükselir yükselir onları da boğar. Dolayısıyla bu aşırı ırkçı formlara Avrupa kamuoyunun son derece hassas olması, liberal meşru makul siyasetinde güçlenmesi lazım. Hollanda'nın seçimleri maalesef bu endişelerimizi teyit ediyor. Rutte'nin başında olduğu parti 33 milletvekili almış durumda, açıkça İslam ve Türk düşmanlığı yapan Geert Wilders'ın 20 milletvekili almış olması, oylarını yükseltmiş olması milletvekili sayısını artırmış olması Hollanda içinde endişe verici bir durumdur. Burada zor bir koalisyon tablosu ortaya çıkıyor" diye konuştu.
"Devlet aklıyla hareket etmek zorundayız"
Kendilerinin cumhurbaşkanlığı hükümet modelini teklif ederken bu tür endişelerle ortaya çıktıklarını da aktaran Kurtulmuş, konuşmasına şöyle devam etti:
"Yani seçimler artık birtakım belirsiz koalisyonlar dönemi değil, seçim akşamında kim cumhurbaşkanı seçildiyse ülke yöneteceği bir atmosfer ortaya çıkarmalıdır ve hükümet hemen seçimin ertesi günü kurulabilecek bir noktada olmalıdır. Hollanda buradan nasıl bir hükümet çıkaracağı onların kendi bileceği bir iş, son derece dalgalı bir tablo ortadadır. Buradan ümit ederiz ki, yabancı, göçmen, İslam düşmanlığını, Türkiye düşmanlığını öne çıkaran siyasetçiler siyasi gelişmede söz sahibi olmasınlar. Etkili olmasınlar diye ümit ederiz ve biz Türkiye olarak da hem Hollanda hem de Avrupa Birliği ile genel olarak ilişkilerimizde de milli onurumuzu haysiyetimizi koruyacak şekilde kararlılık içerisinde davranırız. Sabaha kadar çok kızdık, öfkelendik, içimizde fırtınalar koptu ama, sonuçta biz refleksle değil devlet aklıyla hareket etmek zorundayız. Burada hem Türkiye'nin menfaatlerini korumak hem Hollanda'da 460 bin kişiye yakın vatandaşımız yaşıyor. Orada artık 3. nesil yerleşmiş işini gücünü kurmuş oralı olmuş vatandaşlarımız var. Onlara da hiçbir zarar gelmeyecek şekilde tedbirlerimizi alırız. Avrupa ile yeni bir sürece giriyoruz. Türkiye sürekli olarak Avrupalılara Avrupa değerlerini hatırlatmak durumunda kalıyor. Yani insan hakları demokrasi, fikir ve ifade özgürlükleri her ağızlarını açtıklarında onlar bize ya da başka ülkelere bunların üzerinden konuşuyorlar şimdi ne oldu. Şimdi Avrupa ülkelerinin birçoğunda sanki bunların hepsi rafa kalktı. Faşizm, aşırı ırkçı söylemler, din, İslam düşmanlığı para ediyor. Bu çıkar yol, doğru yol değil. Avrupa'da sadece aşırı sağcı akımlar göçmenlere ve yabancılara karşı bir düşmanlık olarak ortaya çıkmaz. Birinci ve ikinci dünya savaşı arasında görüldüğü gibi Avrupa'nın kendi içerisinde, Avrupa milletleri arasında düşmanlıkları artırır. Dolayısıyla buraya çok hassas bir şekilde yaklaşmaları lazım. Avrupa Birliği çok keskin bir tercihle karşı karşıya, şimdiye kadar söyledikleri ortak Avrupa evi, kültürünün ana umdeleri olan demokrasi insan haklarını ciddiye alacaklar bunları özümseyecekler bunları özümsemeyenlere karşı tedbir alacaklar. Ya da bu aşırı sağcı faşist dalganın altında kalacaklar. Bu anafor onları da yutacak. Dolayısıyla biz Avrupalı makul siyasetçilerin de bu son gelişmeler de alacağı çok önemli dersler olacağı kanaatindeyiz. Türkiye olarak da onların atacağı olumlu adımların onların menfaatine olacağını umut ediyoruz."
"Avrupa'da seçimi yapacağız"
Türklerin ilk sefer yurt dışında oy kullanmadığını hatırlatan Kurtulmuş, "Geçen sefer cumhurbaşkanlığı seçiminde Avrupa'nın her yerinde Türkler güle oynaya katıldı. Seçim kampanyalarında şu kişiye bu kişiye oy verin diyenler oldu. Benim anlamadığım taraf şu, Allah aşkına ne oldu da hepsinin düğmelerine basılmış gibi hepsi birden bu seçim kampanyasında hayır Türkler oy kullanmasın, Türk bakanlar buraya gelmesin propaganda yapılmasın diye birtakım hezeyanlar içerisine girdiler. Bunlar kabul edilebilir şeyler değildir. Şimdi burada iki şık var evet ya da hayır. Evet diyen de hayır diyen de olacak. Referandumda bir şey soruyorsanız bu kampanyaların yapılmasını müsaade etmeniz demokrasinin gereğidir. Dolayısıyla topyekün hepsi bu anlamda çok ciddi sınavlar veriyorlar. Tabi ki orada vatandaşlarımız oy kullanacaktır. Bununla ilgili düzenlemeler yapılacaktır. Orası zaten YSK tarafından belirlenmiş seçim çevrelerinden oluşuyor. Bu seçim çevrelerinde nasıl içeride referandum da oy veriliyorsa ora da oy verilecektir. Alman makamlarında da diğer makamlardan da beklentilerimiz bizim oradaki görevlilerimize gerekli kolaylıkları göstermeleridir. Bu Türkiye Almanya ilişkileri geleceği bakımından doğru olan yoldur. Ayrıca demin de ifade ettiğim gibi Almanya'nın demokrasiye demokratik standartlara saygısı bakımından önemli bir yoldur. İnşallah Avrupa'da bu seçimi yapacağız. Referandumda halkımız orada oy kullanacaktır" şeklinde konuştu.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, valilik önünde bekleyen vatandaşların yanına giderek onlarla da sohbet etti. Vali Murat Zorluoğlu'ndan bilgi alan Kurtulmuş'a, AK Parti Elazığ Milletvekili Ejder Açıkkapı, Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz, AK Parti Elazığ İl Başkanı Ramazan Gürgöze ve diğer protokol üyeleri eşlik etti.
İHA