Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, 16 Nisan'da yapılması planlanan anayasa değişiklik referandumu için AK Parti olarak pozitif bir kampanya yürüteceklerini kaydederek, "Derdimiz kimse ile dalaşmak, kimse ile kapışmak değildir. Bizim derdimiz milletin önünü açmak, milletin istikbale doğru daha hızlı bir şekilde yürüyebilmesini sağlamaktır" dedi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Afyonkarahisar'da, valilik ziyareti sonrası partisinin İl Başkanlığı Danışma Meclisi toplantısına katıldı. Toplantıya AK Parti Afyonkarahisar Milletvekilleri Ali Özkaya, Hatice Özkal, Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, İl Genel Meclis Başkanı Salih Sel, AK Parti İl Başkanı İbrahim Yurdunuseven ve çok sayıda partili katıldı. Toplantının açılışında konuşan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu onayladığını hatırlatarak, referandum sürecinde AK Parti olarak yürütecekleri kampanyanın detayları konusunda açıklamalarda bulundu.
Kurtulmuş, "Bir kampanya dönemi yaşayacağız, bu kampanyanın gayet nezih bir şekilde geçmesini dilerin. Bu bir seçim ama bir siyasi parti seçimi değildir. Bu, bu ülkenin geleceği ile ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden büyük çoğunlukla geçen 339 oy ile geçen Cumhurbaşkanlığı, hükümet sistemi değişikliğine ilişkin anayasal değişiklik paketinin halkoyuna sunulması. Dolayısı ile partilerin bir kısmı "evet" bir kısmı "hayır" diyecek. Farklı farklı gruplar, farklı farklı kişiler şu ya da bu şekilde kanaatlerini belirtecekler. Öncelikle bu kampanyaya biz AK Parti olarak pozitif bir kampanya olarak yürüteceğiz. Yani bizim derdimiz kimse ile dalaşmak, kimse ile kapışmak değildir. Bizim derdimiz milletin önünü açmak, milletin istikbale doğru daha hızlı bir şekilde yürüyebilmesini sağlamaktır. Onun için "Cumhurbaşkanlığı hükümet modeli'nin ne olduğunu, şu mevcut sistemdeki problemlerin, sıkıntıları ne olduğunu bu süre içerisinde anlatacağız. Gece gündüz çalışarak Afyonkarahisar kendi ile yarışacak ve bu kampanyayı anlatmadığımız, derdimizi paylaşmadığımız ve Türkiye'nin geleceğine dair ufkumuzu paylaşmadığımız hiçbir hemşehrimiz kalmayacak ve inşallah 16 Nisan akşamında da Türkiye'de en yüksek "evet" oylarının çıktığı illerin başında da Afyonkarahisar gelecek" diye konuştu.
"Çantada keklik diye düşünmeyin"
Kampanya döneminde partililerine çok çalışmaları gerektiği konusunda çağrıda bulunan Kurtulmuş, "Her seçim sandıkta kazanılır ne kadar güçlü olursanız olun, algılarınız ne kadar kuvvetli olursa olsun halk desteğiniz ne kadar kuvvetli olursa olsun sonuçta halkımız, milletimiz tek tek o oyları sandığa atarak ve sandıklarda o oylar akşam sayılana kadar seçim bitmiş sayılmaz. Çantada keklik diye düşünmeyin. Her vatandaşımızın "evet" diyerek o oyları sandığa atmasını sağlamak ve sonuçları almamız gerekiyor. Bunun için gece gündüz, önümüzde çok uzun bir süre yok bu süre içerisinde gece gündüz alışacağız ve inşallah Türkiye'de çok güzel bir şekilde bu kampanyayı sonlandıracağız" dedi.
"Millet ne karar verirse başımızın üstündedir"
Kampanya döneminde bütün siyasi görüşlerden ve partilerden olgunluk beklediklerini aktaran Kurtulmuş, referandumda milletin ne karar verirse de versin başlarının üstünde olduğunu dile getirerek şöyle konuştu:
"Zaman zaman bazı partilerden özellikle de ana muhalefet partisinden gelen eleştiriler çerçevesinde de şunu söyleyelim, "nihayetinde halk oylaması, bir paket oylanıyor. Dünyanın sonu değil. Karar da, söz de milletindir. Millet ne karar verirse başımızın üstündedir. Bütün partiler bu olgunluğu göstermelidir. Bütün siyasi görüşler bu olgunluğu göstermelidir. Biz böyle bir olgunluk ile millete güvenen bir olgunluk ile yola çıktığımız için Allah'ın izni ile millette elimizi bırakmayacak ve bu güvenin gereğini 16 Nisan'da yapacaktır."
"Türkiye'de rejim değişikliği ile ilgili bir adım atılmıyor"
Yapılacak referandumun kesinlikle rejim değişikliğiyle ilgisinin olmadığını yenileyen Kurtulmuş, Türkiye'de rejim değişikliği ile ilgili bir adım atılmadığını belirtti. Rejim değişikliğinin tartışılacağı temel yerinin de ortaokul 1. sınıftaki "yurttaşlık" bilgisi olduğunu söyledi. Kurtulmuş, "Şunu gündeminizi bile almayın "efendim rejim değişikliği." Hayır, Türkiye'de rejim değişikliği ile ilgili bir adım atılmıyor. Bu 18 maddelik rejim değişikliği içerisinde ne rejim değişikliği ile ilgili doğrudan ne de üstü örtülü en ufak bir teklif yoktur. Kim rejim değişikliğinden bahsediyorsa o 18 maddelik bu teklifi okumamış, anlamıştır ya da millete kasıtlı olarak çarpıtarak anlatmak istemektedir. Türkiye rejim meselesini geride bırakmıştır. Rejim değişikliğini tartışıyorsanız bunun en temel yeri ortaokul 1. sınıftaki "yurttaşlık" bilgisidir. Rejim elbet tartışılır, her devletin 1 numaralı meselesi egemenliğin kaynağı nedir sorusudur. Egemenliği, devlet egemenliği nasıl kullanacak, bu kaynak kime aittir? Eğer egemenliğin kaynağı bir kişiye aitse, bir zümreye, bir sülaleye, aileye aitse ever orada başka bir rejimden bahsedilir. Türkiye'de, Türkiye Cumhuriyeti'nde egemenliğin kaynağı kayıtsız şartsız millete aittir ve rejimin adı Cumhuriyet'tir" dedi.
"Toplumsal çatışmanın önüne geçmek için bu değişikliği yapıyoruz"
Referandum ile milletin egemenliğini doğrudan doğruya kullanmanın yolunun açılacağını vurgulayan Kurtulmuş açıklamalarını söyle sürdürdü:
"Türkiye'de ortada sandıklar olmakla birlikte demokrasi vardı ama sözde demokrasiydi. Demokrasinin hep kayıpları, kısıtları oldu. Darbeler olduğu gibi, cumhurbaşkanlığı seçimlerine müsaade edilmediği gibi, siyasi partilerin kapatıldığı gibi bir sürü kısıtları oldu. Şimdi biz cumhurbaşkanlığını hükümet modeliyle, egemenliği kayıtsız ve şartsız millete bırakıyor, milletin bu egemenliğini doğrudan doğruya kullanmasının yolunu açıyoruz. Bizim temel gayemiz çatışmanın ve vesayetin önlenmesidir. Türkiye'de hem 61 Anayasası, hem 82 Anayasası maalesef egemen güçler tarafından hazırlanmış ve sistem güçler ayrığı prensibi üzerine değil, güçler çatışması üzerine oturmuştur. Bunun için zaman zaman sistemin içerisinde siyasi aktörler, siyasi partiler, kurum ve kuruluşlar arasındaki çatışmalar kaçınılmaz olmuş, hatta bu çatışmalar Türkiye'yi darbe ve olağanüstü önlemlere götürmüştür. Dolayısıyla biz çatışma alanlarını ortadan kaldırmak, siyasi partiler arasında düşmanın, kurumlar arasında çatışmanın zaman zaman toplumsal çatışmaya dönmesinin önüne geçmek için bu değişikliği yapıyoruz. Dolayısıyla bu vesayetin önlenmesi gerekiyor."
Kurtulmuş son olarak önceki dönemlerde Cumhurbaşkanı ve Başbakanlar arasında yaşanan krizlerden bahsederek, vesayet dönemleri hakkında bilgiler verdi.
Program Kurtulmuş ve protokol üyelerinin "AK Parti 17. Dönem Siyaset Akademisi'ne katılanlara sertifika vermelerinin ardından sona erdi.
İHA