Başbakan Binali Yıldırım, "Fırat'ın batısı diyoruz ama eğer terör eylemleri Fırat'ın doğusunda da devam ederse orası içinde gereğini yaparız. Hiç kimse şunu unutmasın 911 kilometre Suriye ile bizim hududumuz var. 911 kilometre hududun her karışını güvenli hale getirmek, terör unsurlarından temizlemek bizim boynumuzun borcudur" dedi.
Başbakan Yıldırım, partisinin TBMM'deki grup toplantısında yaptığı konuşmada, "Türkiye'nin konumu önemli. Türkiye bu projelerle geleceğe yatırım yapıyor. Bölgesel barışa, küresel barışa yatırım yapıyor. Türkiye enerji alanında cazibe merkezi olma yolunda hızla devam ediyor. 1 Ekim tarihi itibariyle doğalgazda yüzde 10 indirim yaptık. Kışa girerken istedik ki vatandaşlarımızın ısınma için harcadıkları paralarda fazla artış olmasın. 15 Temmuz ardından bir taraftan yatırımlar devam ederken diğer yandan da terörle mücadelemiz kararlılıkla sürüyor. Milletimiz içinde bulunduğumuz şartları gayet iyi biliyor. Ağır darbe alan FETÖ ile mücadelemiz bundan böyle de sonuna kadar devam edecek" diye konuştu.
"Bugünlerde ana muhalefet partisinin özellikle dikkatli olması gerekiyor"
Bir hususun altını özellikle çizmek istediğini söyleyen Yıldırım, şunları kaydetti:
"Bu kadar büyük bir operasyonda kapsamlı bir mücadele de ufak tefek yanlışlar olabilir. İşin başında söyledik. Kılı kırk yaracağız yaşla kurunun bir arada yanmasını önleyeceğiz. Adaletle muamele edeceğiz. Duygusal davranmayacağız. İntikam duygusuyla iş yapmayacağız. Ama buna rağmen uygulamada hatalar olabilir mi olabilir. Ancak bizim tek bir hataya, tek bir yanlışa tahammülüz olamaz. Bir tek vatandaşımızın bile mağdur edilmesine asla rıza gösteremeyiz. İtirazlar objektif bir şekilde değerlendirecek bakanlıklardaki itiraz komisyonları bunları karara bağlayacak. İtirazlarda heyeti de değiştirdik. Bakan yardımcılarını heyet başkanı yaptık. Ona göre heyetleri de teşkil ettik. Mümkün olan en hızlı şekilde varsa bu mağduriyetleri de gidereceğiz. Ancak tuzaklara karşı da son derece dikkatli olmamız gerekiyor. Mağdur edebiyatının tehlikeyi gölgelemesine asla izin vermeyelim. Bu hususta hepinizin dikkatli olmasını istiyorum. Bugünlerde ana muhalefet partisinin özellikle dikkatli olması gerekiyor. Bir süredir bakıyoruz ülkemizin 15 Temmuz'da atlattığı badireyi es geçmeye başladılar. Ülkenin içinde bulunduğu tehlikeyi es geçiyor muhalefet partisi. Sabah akşam mağduriyet üzerinden kafa karıştırmaya devam ediyorlar. 15 Temmuz'un asıl mağduru şehitlerimizin aileleridir. 15 Temmuz'un asıl mağduru gazilerimizdir. 15 Temmuz'un asıl mağduru istiklali istikbali devleti bayrağı tehdit edilen 79 milyon vatan evladıdır. Eğer siz bütün bunları bir kenara bırakıp yüzde 1'i bile bulmayan tasfiye edilenleri dilinize dolarsanız bunun iyi niyetle, insafla hiçbir alakası olmaz. Bu tutum, söylem bilerek ya da bilmeyerek FETÖ'ye destektir. CHP 17 Aralık 2013'ten sonra FETÖ'ye destek vererek zaten büyük bir yanlışı yapmıştır. Hatırlayın 17 Aralık sonrası yerel seçimler vardı. ben İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı olarak bir kampanya yaptım. O kampanyada o bacılar, o ağabeyler, o ablalar, CHP'lilerle kol kola kendilerini parçalarcasına nasıl da kampanya yaptılar buna bizzat şahidim. FETÖ konusunda ana muhalefet partisinin faturası çok şişkindir. Şimdi pişkin pişkin mağdur edebiyatı yapacağına ülkeyi uçurumdan döndüren Yenikapı ruhuna sahip çıkması gerekir. Bugün mağdurlarını hakkını savunuyorum görüntüsü altında sabah akşam FETÖ'nün sözcülüğünü yapanlar nasıl 15 Temmuz akşamı mahcup oldularsa bugünde yarında mahcup olmaya mahkum olacaklar. Biz mağdur edebiyatıyla terörle mücadelenin yıpratılmasına asla izin veremeyeceğiz. Şimdi zaman mağdur edebiyatı yapma zamanı değil, ülkenin geleceğini inşa etme hesap sorma zamanıdır."
"Kendilerini hesaba çekemeyenler, AK Parti'yi sorgulayarak sözde bulanık suda balık avlamaya çalışıyorlar"
"Kendilerini hesaba çekemeyenler, AK Parti'yi sorgulayarak sözde bulanık suda balık avlamaya çalışıyorlar" diyen Yıldırım, "Partinin tüm yöneticilerine, tüm mensuplarına, seçmenlerimize, bütün vatandaşlarımıza gönül diliyle sesleniyorum. AK Parti içinde hiçbir hain, hiçbir terörist barındırmaz. Diğerleri FETÖ ile AK Parti mücadele ederken aynı şeyleri söylüyorlardı. Onların avukatlığını yapıyorlardı. 15 Temmuz gibi alçak darbe girişiminin bile hala bazılarının aklını başına getirmediğini görüyoruz. Biz Türkiye genelinde olduğu gibi AK Parti içerisinde de aynı mücadeleyi verdik veriyoruz. Dedikodulara kulak asıp, fitneye asla fırtsa vermeyelim. Hiç kimse FETÖ'nün değirmenine su taşıyan duruma düşmesin. Önceliğimiz her zaman suçlulardan bu ihanetin hesabını sormaktır. Bu vatanı, bütün ihanet şebekelerinden tek tek temizlemektir. Devletin kılcal damarlarına kadar sızmış bu ihanet odaklarını söküp atmaktır. Demokrasimize, hukuk devletimize, birliğimize beraberliğimize kast eden hainleri hukukun önüne, adalet önüne getirmek hesabını sormaktır. Vatanı ve milleti her türlü terör belasından kurtarmaktır. Bunları öncelik olmaktan çıkarırsak Allah muhafaza terör örgütüne alan açmış oluruz. PKK'ya DEAŞ'a da ağır darbeler indirmeye devam edeceğiz. Terör örgütünün sözde kurtarılmış alan olarak görüp, girilemez dediği bütün alanları güvenlik güçlerimiz operasyonla yerle bir etti. İkiyaka, Oramar, Güven, Kaletepe, Buzul Dağları, Şırnak daha birçok bölge. Bütün inlerine girildi gereken temizlik yapıldı. Bölgedeki önemli sığınakları imha edildi. Büyük miktarda uyuşturucu, silah, patlayıcı malzemeye el konuldu. Yapılan operasyonlar, hava harekatları sonucu terör örgütünün kırsal alandaki kabiliyeti büyük oranda sınırlandırıldı" ifadelerini kullandı.
"Bugüne kadar canlı bomba eylemi yapmaya çalışan 269 eylemciyi etkisiz hale getirdik"
Yapılan operasyonlar, alınan tedbirler sonucu bu yıl içerisinde birçok eylem girişimini önlediklerini bildiren Başbakan Yıldırım, "Bugüne kadar canlı bomba eylemi yapmaya çalışan 269 eylemciyi etkisiz hale getirdik. 2014 yılında yoğun olarak yaşanan örgüte katılımlarda bu yıl çok büyük oranda azalma var. 2014'te 5 bin 94 katılım olmuşken, bu yıl sadece 439 katılım olmuştur. Bu şunu gösteriyor, millet artık terör örgütüne rağbet etmiyor. Bölge insanı teröre artık terör örgütüne açık ve net tavır alıyor. Milletinin, devletinin yanında dimdik duruyor. Bu sebepten dolayı kanlı eylemlerini terör örgütü arttırmak için tonlarca patlayıcı kullanarak intihar eylemine girişiyor. En son Pazar günü Şemdinli'de yol kontrolü yapan güvenlik güçlerimize intihar saldırısı 5 ton patlayıcıyla dalarak kendini patlatan teröristler maalesef askerlerimizi ve sivillerimizi şehit ettiler. Yaralılarımız tedavi görüyor. Bütün bunlara rağmen Allah'a şükür milletimizin sağduyusu, bölge insanın geleceğe yönelik umudu ve devletine güveni günden güne artarak devam ediyor. Bu da teröristleri çılgına döndürüyor. Can havliyle nereye nasıl saldıracaklarını bilemiyorlar. Bütün şehitlerimize Allahtan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Bu sadırılar destek alamadıkları bölge halkına gözdağı niteliğindedir. Bölge halkını sindirmeye, korkutmaya gayret ediyorlar. Fakat her şey boş kendi kazdıkları çukurda boğuldular, boğulmaya devam edecekler. Bölge halkı bu hainlerin planını her zaman bozdu bundan sonra da bozmaya devam edecek. Terör örgütü insanlara evlerinde kalmaları yönünde baskı yaparken vatandaşlarımız asla onlara boyun eğmedi. Çukur siyaseti, özerklik, özyönetim zırvaları, bölge halkımızın, korucuların, güvenlik kuvvetlerimizin başarılı çalışmalarıyla ortadan kaldırıldı" açıklamasında bulundu.
"AK Parti yöneticilerine yapılan bu saldırılar yeni bir terör örgütünün alçakça işlerinden yeni bir döneme girdiğini görüyoruz"
Başbakan Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:
"AK Parti yöneticilerine yapılan bu saldırılar yeni bir terör örgütünün alçakça işlerinden yeni bir döneme girdiğini görüyoruz. Aslında bunu bir süreden beri dillendiriyorlardı. Özellikle AK Parti teşkilatlarına yönelik intihar saldırıları, suikastların arttırılması yönünde örgüt yöneticilerinin bir süreden beri talimatları var. Belli ki bu talimatlar uygulanmaya geçirilmeye çalışılıyor. AK Parti olarak her birimiz milletimiz bilsin ki gerektiğinde canımızı bu ülke, bu millet için feda etmeye hazırız, bu uğurda ölmek bizim için şereflerin en büyüğüdür. Aydın kardeşimiz, vatanı katillere karşı görevini şahadetle taçlandırdı. Şahadeti kutlu olsun. Şundan emin olun ki terör örgütü ile mücadele de her türlü tedbiri alacağız. Bölgede yaşayan vatandaşlarımızın teröristlerin verdiği tahribatı biliyor bundan en büyük mağduriyetini de kendileri çekiyor. Herkes huzur istiyor, istikrar istiyor. Bölgenin kalkınmasını, zenginleşmesini istiyor."
"Aşiretlere iftira edenlere karşı da Van'da en açık cevabı verdiler"
Geçtiğimiz Pazar günü Van'da 181 aşiret mensubunun biraraya geldiğini hatırlatan Yıldırım, "Devletin yanında olduklarını ve teröre karşı açıkça tavır aldıklarını cümle aleme ilan ettiler. Bazı medya organlarındaki karalama kampanyasına da noktayı koydular. Aşiret reisleri, yabancılardan para almış, yeni bir kalkışma için darbe için zemin hazırlıyorlarmış gibi halkı korkuya sevk eden darbe çığırtkanlığı yapanlara karşı da aşiretlere iftira edenlere karşı da Van'da en açık cevabı verdiler. Buradan tüm aşiretlerimize, Kürt vatandaşlarımıza sesleniyorum. Korkmayın devletimiz sizinle beraberdir. Sizlerin huzuru, güvenliği için her şey yapılıyor, yapılmaya devam edecek. Başladığı günden bugüne terörle mücadele sürecinde halkımızın verdiği desteğe ayrıca teşekkür ediyorum. 15 yıldır olduğu gibi bundan sonra da bu güvene layık olmak için var gücümüzle çalışacağız. FETÖ, BTÖ bölücü terör örgütü DEAŞ ile mücadelemizi aralıksız sürdüreceğiz. Hiç kimse bizim bu konuda geri adım atmamızı beklemesin. Gereksiz polemiklere girmeyeceğiz. İşimize bakacağız. Boşa harcayacak zamanımız yok. Türkiye için yerine getirmemiz gereken önemli görevlerimiz var" değerlendirmesinde bulundu.
"Fırat'ın batısı diyoruz ama eğer terör eylemleri Fırat'ın doğusunda da devam ederse orası içinde gereğini yaparız"
Yıldırım, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
"Suriye ve Irak'ta askerlerimiz var. Türkiye içinde olduğu gibi sınır ötesinde de terörle mücadelemiz büyük bir kararlılıkla devam ediyor. Fırat Kalkanı Operasyonumuz devam ediyor. Suriye ve Irak'ta köşeye sıkışan DEAŞ Türkiye'yi hedef alarak kendisine alan açmaya çalışıyor. Bu örgütle yürüttüğümüz kararlı mücadele DEAŞ'ın Suriye ve Irak'ta gerilemesine çok önemli katkı sağladı. Şuan itibariyle bin kilometrekarelik alanda tam anlamıyla güvenliği sağladık. Sınır güvenliğini sağladık. Bölgedeki vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağladık. Terör örgütlerinin sızmak suretiyle ülkemizde intihar eylemleri yapmasını büyük ölçüde kontrol altına aldık. Fırat'ın batısı diyoruz ama eğer terör eylemleri Fırat'ın doğusunda da devam ederse orası içinde gereğini yaparız. Hiç kimse şunu unutmasın 911 kilometre Suriye ile bizim hududumuz var. 911 kilometre hududun her karışını güvenli hale getirmek, terör unsurlarından temizlemek bizim boynumuzun borcudur. Bir şeyi açık ve net söylüyorum, Suriye'de Irak'ta yaşayan Kürt kardeşlerimizle bizim bir derdimiz yok.Tıpkı Türkiye'deki Kürt kökenli vatandaşlarımız gibi. Bizim derdimiz onların huzurunu bozan, hayatını zehir eden alçak terör örgütleriyledir. Kimse bize Kürtlere karşı operasyon çekiliyor safsatasını anlatmasın. Türkiye'nin Kürtler için ne yaptığını Kobane'ye gidin bakın. Bir günde tehdit altında canını kurtarmak için topraklarımıza geçen Akçakale'ye akın etmeye mahkum eden 200 bin Kürt kardeşimize bağrını açan Türkiye'dir. Birinci Körfez Savaşında Kürt kardeşlerimize bağrını açan Türkiye'dir. Ama HDP EŞ başkanı ne yaptı 6-8 Ekim'de isyan daveti yaptı 53 vatandaşımızın Kürt Türk katline sebep oldu. Onların yaptıklarıyla bu asil milletin yaptıklarını hiç kimse birbirine karıştırmasın. Irak'la Suriye ile ne gönül bağı ne fiziki bağı olmayan birçok ülke orada cirit atarken, ülkemizin güvenliğini, bölgemizin güvenliğini sağlamak için bizim oradaki varlığımıza, faaliyetimize laf edenler kusura bakmasın abeste iştigal ediyor. Asla ve asla ülke güvenliğimizi milletin can ve mal emniyetini tehlikeye atacak hiçbir oluşuma izin vermeyeceğiz. Bugünlerde Musul'da planlanan operasyonların DEAŞ'ın Musul'dan çıkarılmasıyla sınırlı olması gerektiğini tüm dostlarımıza anlattık. Eğer siz DEAŞ'ı çıkardıktan sonda Musul'da demografik yapıyı değiştirmeye kalkarsanız çok büyük bir iç savaşın, mezhep savaşının da ateşini fitillemiş olursunuz. Bizim uyarımız budur, bizim Başika'da varlık sebebimiz de budur. Müslüman kanının dökülmemesi ve mezhep savaşlarının hortlatılmamasıdır."
İHA