Başbakan Binali Yıldırım, muhalefet partilerine seslenerek, "Hiç mutabakat olmayacak ülkelerle bile mutabakat yapıyoruz da kendi ülkemizde vatandaşımıza hizmetten başka amacı olmayan partiler neden mutabakat yapmasın. Dostluk elimizi muhalefet partilerine de uzatıyoruz. Dostluğu muhalefet partileri ile de geliştirmeyi hedefliyoruz" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Meclis'te işlerin istenilen hızda gitmediğine işaret ederek, "Muhalefet partilerinin gayet tabii muhalefet yapmak gibi bir görevi. Düşüncelerini, önerilerini milletin gündemine getirme gibi bir görevi var. Buna asla ve asla söyleyecek bir şeyimiz yok. Ancak, istiyoruz ki Meclisimiz daha verimli çalışsın. Zamanı daha etkin kullanalım. Vatandaşın zamanını da yemeyelim. O yüzden uzun süreden beri gündemde olan içtüzük konumuz var. İçtüzükle ilgili artık bir şey yapmanın zamanı geldi ve geçti. Çünkü, maalesef bu konuda kötü alışkanlıklar, içtüzüğün getirdiği imkanları amacı dışında kullanma, aldı başını gitti. AK Parti grubu olarak bu hafta diğer siyasi parti gruplarına da içtüzük konusunda bir kez daha birlikte hareket etme, içtüğüzün daha etkin bir hale getirilerek Meclis'in daha verimli ve hızlı çalışmasını sağlayacak yeni içtüğüzün yapılması konusunda diğer partilerin katılımı ve desteğini bekliyoruz. Ümit ederiz ki ortak zamanda konuşulur. Hiç mutabakat olmayacak ülkelerle bile mutabakat yapıyoruz da kendi ülkemizde vatandaşımıza hizmetten başka amacı olmayan partiler neden mutabakat yapmasın. Dostluk elimizi muhalefet partilerine de uzatıyoruz. Dostluğu muhalefet partileri ile de geliştirmeyi hedefliyoruz. Onun için, buradan bir çağrı yapıyorum, muhalefetinizi seçim öncesinde sahada istediğiniz kadar yapın ama seçimden sonra bırakın muhalefeti geleceğimiz için ne yapabilir buna kafa yoralım. Artık, milletimiz boş laflar duymak istemiyor. Anlamsız suçlamalara tahammülü yok. İktidara deyin ki şöyle yapıyorsunuz bu yanlıştır, şöyle yapın. Herşey yanlış olmaz ki kardeşim. Her şey yanlış olsa bu sağlıkta dönüşüm nasıl yapılır. Bu gerçeği görün lütfen. Cümle alem gördü, siz hala görmemekte ısrar ediyorsunuz. Görmezseniz, millet de sizi görmez" diye konuştu.
Sağlık alanında yaşanan gelişmeler
Sağlığın AK Parti iktidarlarının başarı öykülerinden birisi olduğunu belirten Yıldırım, "Sağlık büyük bir dönüşümü gerçekleştirdi. İnsanın mutluluğu toplumun huzuru için siyasetin adresi AK Parti'dir. AK Parti iktidarından önce vatandaş hastaneye sağlam gider, hasta çıkardı. Memnuniyet oranı yüzde 35 düzeyindeydi, AK Parti döneminde yüzde 70'in üzerine çıktı. En son tıbbi cihazlarla sağlık kuruluşlarımızı donatıyoruz. 2003-2015 yılları arasında 810 tane yeni hastane ve ek bina yapımı gerçekleştirdik. 2 bin 585 sağlık tesisini hizmete aldık, vatandaşımızın hizmetine sunduk. Şimdi sağlıkta yeni bir değişimi yapıyoruz. Sağlık şehirleri kuruyoruz. Şehir hastaneleri kuruyoruz. Şu anda 16 Büyükşehir inşaatının çalışmaları devam ediyor. 30 ilimizi kapsayacak çalışmalar tamamlandığında, 35 bin civarında yeni yatak kapasitesi sağlamış olacağız. Mersin ve Yozgat şehir hastaneleri bu yıl içinde tamamlanacak, hizmete alınacak" ifadelerini kullandı.
Acil servislerin verdiği hizmetlere değinen Yıldırım, "Acil servislere bayramda vatandaşlar kız bakmaya gidiyorlarmış, birisi söyledi şaşırdım. Evlendirmek için kızını, oğlunu. Hastaneler o kadar şirin hale geldi ki. Demek acil servis sadece tedavi etmiyor. Yuva kurmak için de hizmet veriyor" dedi.
Yıldırım, 30 bin 227 hastanın naklinin hava yoluyla gerçekleştirildiğine dikkati çekerek, vatandaşa hizmetle "Büyük Türkiye'nin olduğunu söyledi. Bütün Türkiye'de 5 bin 500 tane ambulansın olduğunu anlatan Yıldırım, her yerde hazır ve nazır ambulansın olduğunu ifade etti. Yıldırım, halk sağlığı, aile hekimliği uygulamasının hayata geçtiğini belirterek, "Biz gençliğimizde babaannem hasta, gidiyoruz kuyruklarda, bir türlü sıra gelmiyor. Onun yerine çareyi bulduk, ben gideyim muayene olayım, ilaçlarını alayım geleyim. Öğlene doğru sıra gelir, konuşur doktor, yüzümüze bakmazdı doktor. Fırsat bulur anlatmaya başlarsın. Sonra doktorun biri bana dedi ki, ne kadar çok hastalığın var. Halbuki onların hastalığını söylüyoruz da ilaç alalım. Suratına bakıyor, ağzını aç, a de, bitti. Şimdi bak, Türkiye nereden nereye geldi. Bunlar unutulur. AK Parti iktidardayken doğan gençler 13-14 yaşına geldi" diye konuştu.
Yerli ve milli ilaç sanayisini geliştirecek adımların da hızlandırıldığını anlatan Yıldırım, "Sağlıkta yeni dönüşüm sistemini basitleştireceğiz. Vatandaş sade bir yönetimle daha etkin hizmet almanın önünü açıyoruz" dedi.
"Suriye krizi, terör örgütlerinin eylemi için zemin oluşturuyor"
Suriye krizinin başta DEAŞ olmak üzere, terör örgütlerinin eylemi için zemin oluşturduğuna dikkati çeken Yıldırım, "Anamuhalefet partisi bizi DAEŞ'le ilgi soru yağmuruna tutuyor aklı sıra. Bana diyor ki, işte siz DEAŞ'a şöyle yaptınız, böyle yaptınız, bunların cevabını ver diyor. Tek bir cevap veriyorum, 2013'te Meclis'te DEAŞ ve PKK'ya karar alınırken CHP neden hayır oyu verdi? Onun cevabını versin önce. Kimin PKK'ya, DEAŞ'a müzahir olduğu Meclis'te yapılan o oylamanın sonucunda belli. Onun cevabını versin de sonra bize terör örgütüyle ilgili suçlamalarda bulunsun" dedi. Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"2011 yılında TÜrkiye, El-Kaide'den sonra, Irak işgalinden sonra, dünyanın başının belası yeni bir örgütün doğduğunu bütün dünyaya duyurdu. 2013 yılında 50 bin 153 şüpheliyi bütün dünya ülkelerine bildirdik. Bunlarla ilgili seyahatlerde, giriş çıkışlarda dikkat edin diye, 144 ülkeye 3 bin 560 tane şüpheliyi yurt dışına deport ettik, geri gönderdik. Bin 560 kişiyi de mahkemelere sevk ettik. Unutmayın, Brüksel saldırısını yapanları da Türkiye'de yakalayıp saldırıdan önce gönderen, alın bunların geriğini yapın diyen Türkiye'dir. onlar ne yaptılar, bunlar birşey yapmaz deyip dışarı bıraktılar, sonra da o saldırılarla karşı karşıya kaldılar. Bir lafı konuşmadan önce, bir suçlamada bulunmadan önce işin doğrusu nedir bakacaksınız, göreceksiniz, ona göre konuşacaksınız. Öyle laf olsun diye edeceğiniz sözler sonra başınıza bela olur."
Avrupa'daki ırkçı akımların alıp başını gittiğini anlatan Yıldırım, "Siyahilerle güvenlik güçleri arasında yaşanan olayları günlerdir takip ediyoruz. Herşeyde Türkiye'ye yoğunlaşacağına biraz da kendi içinize bakın, nerede yanlış yaptık, nasıl düzeltiriz, onun gayreti içinde olun. Senin teröristin kötüdür, benim teröristim iyidir anlayışı sonunda en büyük belayı sizin başınıza açacak" şeklinde konuştu.
"NATO ülkeleri artık, bölgelerdeki karışıklıklar, terör olaylarının tırmanmasına karşı çok daha duyarlı hareket etmek mecburiyetindedir" diyen Yıldırım, "Türkiye'nin beka mücadelesinde terörle mücadelesinde daha ciddi NATO üyesi olarak destek alma hakkı vardır. NATO eğer bu sorumluluğunu bugün yerine getiremezse, ileride Avrupa'yı çok daha büyük sorunların beklemekte olduğunu anlaması gerekmektedir" ifadelerini kullandı.
DEAŞ'la mücadele konusuna işaret eden Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti:
"O kadar insan yok olduktan sonra, şimdi Eski İngiltere Başbakanı günah çıkarıyor. Irak'ın işgal acısını yaşamasaydı insanlık bugün DEAŞ diye bir örgüt olmayacaktı. DEAŞ, dini inancı olmayan çapulcuların biraraya geldi bir yapı. İnsanlığın başbelası bir yapı. DEAŞ'la mücadele edelim, güzel. Ellerindeki en modern silahlar nereden geldi? DEAŞ fabrika mı kurdu, Irak çöllerinde. Bir yandan silahları sizden alacak, orada masum insanları katledecek. Bir yandan da bu örgüte mücadele yapacağız. Ne zamandan beri bir terör örgütünü yok etmek için bir başka terör örgütü yardım etmeye başladı. Bu sakat görüşten dostlarımızın vazgeçmesini istiyoruz. Bir terör örgütünü başka terör örgütüyle alt edemezsiniz. Etseniz de o terör örgütü bu sefer sizin başınıza bela olur."
"NATO'nun güvenlik konsepti yeni baştan ele alınmalıdır"
Başbakan Yıldırım, "Avrupa Parlamentolarına ırkçı saldırganlara destek veren sloganlar ve siyasetçiler yakışmıyor. Avrupa başkentlerine bu insanlık suçlarına karşı gerekli tedbirleri almayan devlet adamları da yakışmıyor. Avrupa başta olmak üzere modern dünya sürekli kendi değerlerini tekzip etmekten artık vazgeçmelidir. NATO'nun güvenlik konsepti yeni baştan ele alınmalıdır" dedi.
Bosnalı öğrencilerden Srebrenitsa çiçeği
Bosna Hersek'ten gelen öğrenciler, Srebnitsa Soykırımı adına Srebrenitsa annelerine ait çiçeği Başbakan Yıldırım'ın yakasına taktı.