UCLG-MEWA Dönem Başkanı ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Kolombiya'nın başkenti Bogota'da UCLG Dünya Teşkilatı'nın düzenlediği 5. Kongresi ve Dünya Yerel ve Bölgesel Liderler Zirvesine katıldı.
2016 Dünya Kongresi, UCLG tarihinde ilk kez bir Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kentsel Kalkınma Konferansı yani Habitat III Konferansı ile peş peşe gerçekleştiriliyor. Dünya Yerel ve Bölgesel Liderler Kongresi'nde "Göç ve Hareketlilik" konusunu katılımcılar ile paylaşan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gaziantep ve bölge hakkında konuştu. Başkan Şahin, aynı zamanda Suriyeli mülteciler ve FETÖ terör örgütünün 15 Temmuz darbe girişimin de anlattı.
"2. Dünya Savaşı'ndan sonra en büyük göç hareketiyle karşı karşıyayız"
Önemli zirvelerde olmaktan ve paylaşmaktan mutlu olduğunu anlatan Şahin, "Bugün şehirlerin anası dediğimiz İstanbul'dan belediye başkanlarımız ile birlikte buradayız. Göçten en çok etkilenen belediye başkanları ile buradayız. Dünya büyük bir sınavdan geçiyor. Özellikle 2. Dünya Savaşı'ndan sonra en büyük göç hareketiyle karşı karşıyayız. Milyonlarca insan yurdundan, yuvasından vatanından ve toprağından oldu. Binlerce insan, özellikle kadınlar ve çocuklar canından, sağlığından oldu. Sorumluluk makamındaki başkanlar olarak çocuklarımızın daha iyi yaşayacağı bir dünya için, dünya ve Ortadoğu barışına, huzuruna katkı sağlamamız lazım. Ortadoğu'daki bu göçün durmasını hızlı bir şekilde sağlamamız gerekiyor. Bütün sınırların kalktığı küreselleşmenin yaşandığı, dünyaya vatandaşlığının konuşulduğu bu zamanda, benim coğrafyamda değil bana hiçbir şey olmaz diyenlerin de bu göçten sorumlu olduğunu düşünüyorum" dedi.
"79 milyon o gün darbeye darbe yaptı"
Ülkesinde bir darbe girişimi yaşandığını hatırlatan Başkan Fatma Şahin, kendi ülkesinde yaşayan bir grup insanın, yaklaşık 40 yıldır kendi insanlarının kutsalını kullanarak girişimde bulunduğunu anlattı. Şahin, "İnsanların dini duygularını kullanarak, altın nesil yetiştireceğiz diye çıkan bir gurubun kendi silahı ve tankı ile kendi insanlarını öldürdüğü bir gece yaşadık. AB ülkelerinin kuruluş amacı olan demokrasi ve insan hakları konusunda ne kadar duyarsız olduğunu, bir ay sonra liderlerin geçmiş olsun diye ülkemizdeki liderleri aradığına şahit olduk. Bir Fransız olarak bugün 15 Temmuz'u yapanları kınayacağınıza bizi eleştirmenizi hayretle karşılıyorum ve yaptığınız bu yorumu kesinlikle kabul etmiyorum. 79 milyon o gün darbeye darbe yaptı ve egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğunu gösterdi. Fransız ihtilalinde, Fransızlar nasıl bedel ödediklerinden dolayı mutlu ve gururluysalar biz de 15 Temmuz akşamı mutlu ve gururluyuz, iftihar ediyoruz. Liderimizin cesaretiyle o gece darbeye darbe yaptık ve hedeflerimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz. Türkiye bir hukuk devletidir, bunu yapanlar hukuk devleti yasalarında cezalarını çekecekler. O gün 240 kişi şehit oldu. Eksik ve yanlış yorum yapmasını da kınıyorum" şeklinde konuştu.
İbni Haldun'un "Coğrafya bir kaderdir" sözlerini de anımsatan Fatma Şahin, "Biz de bir ada ülkesinde doğabilirdik ve bunların hiç birini yaşamayabilirdik. Bu coğrafyada doğmamız bize bir insanlık dersinde sınıfı geçmemize, bütün insanlık için kardeşlerimiz için, komşularımız için ve zorda kalan herkese yardım etme anlayışını ortaya koymamıza vesile oldu. İnancımız gereği alan elin veren elden üstün olduğunu, komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir anlayışını özümsettiğinden dolayı da bu coğrafyada büyük bir insanlık dersi vermenin vicdani sorumluluğunu hissediyoruz" ifadelerine yer verdi
"Suriyelilere kapımızı kapatamazdık"
Suriye'de yaşanan olaylara da değinen Şahin, "5,5 yıl önce yaklaşık 930 kilo metre sınırı olan komşumuzda başlayan savaşa gözümüzü yumamazdık, sınırlarımızı kapatamazdık. Açık kapı politikası ile zor durumda kalmış canını kurtarmaya çalışmış tüm komşularımıza kapımızı açtık. Bugün ülkemizde 3,5 milyon mülteci yaşamaktadır. Yalnızca Gaziantep'te 350 bin mülteci var. Bu bütün Avrupa'nın aldığı sayıdan çok daha yüksektir. Bir şehrin yükü bir Avrupa'nın yükünden çok daha ağırdır. Bir insanın yaşaması için önce acil ihtiyaçları, karnının doyması, barınması, kılığını kıyafetini ayarlamamız gerekiyordu. 2 milyonluk şehrimde acil durum ilan ettik ve herkes gelen mültecilere insanca yaşaması için elinden gelen gayreti ve yardımı yaptı. Orta vadede bu işin uzun olacağı anlaşılınca bir neslin kaybolmaması ve özellikle çocuklar bizim için çok önemliydi. Suriye'de barışı beklerken onlar eğitimsiz kalmamalıydı. Sağlıkta kendi ülkemde ve şehrimde kendi çocuklarımıza ne veriyorsak aynısını mülteci çocuklarını da vermemiz gerekiyordu" dedi.
Suriyelilere sağlanan imkanlar
Şahin, kendisinin başkan olduğu dönemde şehirde 3 bin Suriyeli mülteci çocuğun okula gittiğini anımsatarak, "Ben 2,5 yıl önce başkan oldum ve şu anda 70 bin çocuk eğitim hayatına kazandırıldı. Yüzde 70 Suriyeli mülteci çocuklar sistemin içine dahil edildi. Eğer bu çocuklar Halep'te okumuş olsalardı, eğitim oranı bizim oranımızdan daha düşük olacaktı. Şuanda Suriyeli mülteci çocuklar da bizim çocuklarımız gibi bütün imkanlardan istifade etmeye başladı. Kadınlara açtığımız kurslarla dil ve meslek öğretiyoruz. Kendi vatandaşlarımıza verdiğimiz imkanları onlara da verdik, sosyal hayatı paylaştık. Çünkü sosyal uyum, entegrasyon, adaptasyon ve imkan için birlikte yaşamamız lazımdı. Aksi takdirde kutuplaşma, nefret söylemlerinin artmasına neden olacaktı. Bu yüzden 2023 yılında ulaşmamız gereken nüfusa 2015 yılında ulaştık. Bunun için daha fazla konut, yol, su, altyapı ve enerji gibi ihtiyaçları yapmamız zorunluğunu bize getirdi" şeklinde konuştu.
"AB ülkeleri elini taşın altına koymalı"
Şahin, Suriye sorununda AB ülkelerinin Türkiye'yi yalnız bıraktığını söyleyerek, AB ülkelerine sitem etti. Şahin, "Kişi başına düşen milli geliri bizim 10 katımız 20 katımız olan ülkelerin liderleri şehrimize geldiği zaman, "biz yükünüzü nasıl hafifletelimden çok, bize nasıl mülteci gelmez, bize zararı dokunmaz anlayışından da çok üzüntü duydum. Dünyanın geleceği için ve dünya barışı için de endişelendiğimi ifade etmek istiyorum. Onlarla konuştuğumuz zaman geri topraklarına dönmek istiyorlar. Cerablus bunun en güzel örneği. Suriyelilerin toprak bütünlüğünün sağlanması ve Suriyelilerin Suriye'de yaşayacağı, terörizmin bittiği, Ortadoğu'da barışın sağlanması için bütün dünya liderlerin ortak bir karar alması gerekiyor. Bu karasızlık her gün binlerce çocuğun ölmesine ve savaşın devam etmesine neden oluyor. Başkalarından beklemeden hepimiz elimizi taşın altına koymamız gerekiyor" diye konuştu.
Etkinliğe dünyanın değişik ülkelerinden ortalama 3 binin üzerinde ilçe, şehir, büyükşehir belediyesi, bölge, sivil toplum, iş dünyası ve akademik dünyadan temsilciler, çeşitli konuları görüşmek üzere uluslararası zirvede bir araya geldi. Ayrıca zirve, tüm UCLG üyelerinin haklarını kullanabildikleri, küresel gelişim gündemine etki edebildikleri ve UCLG faaliyet planını gelecek 3 yıl için yönlendirebildikleri bir fırsat niteliğinde oldu. Kamusal tartışma alanı olan zirvede, yerel yönetimlerin seçilmiş lider ve uzmanı tarafından "yerel yönetim ve kentsel sürdürülebilirlik" alanlarındaki zorlu konuları tartışabilmeleri için hazırlanmış genel oturumlar, politika forumları ve networking aktivitelerinin yanı sıra pek çok farklı etkinlik sunuldu. 2016 Dünya Zirvesi'ne UCLG Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da katıldı.
İHA