Saltukova Belediye Başkanı Zerrin Güneş, 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin 102 inci yıldönümü kutlamaları ile ilgili bir mesaj yayımladı.
Başkan Güneş mesajında; "Şanlı tarihimizdeki kahramanlık destanlarından biri de Çanakkale Zaferidir. Bu zaferin Türk tarihi içinde ayrı bir yeri vardır. Hâlâ gözler onunla yaşarır, yürekler onunla ürperir, düşünceler onunla yücelir. Bu gün meydana gelmiş gibi canlıdır. Unutulmamıştır. Unutulamaz da.Neden? Çünkü o, anaların gözyaşı, Mehmetçiğin canı ve kanıdır. Destanlar, genelde bir kısım olmamış hadiselerin olanlara ilavesiyle ortaya çıkmıştır. Halbuki Çanakkale zaferi bütünüyle yaşanmış, inanılmaz hadiselerden oluşan bir destandır. Çanakkale Zaferi, Birinci Dünya savaşında kahraman yiğitlerimizin cihanı hayrette bırakan başlı başına gerçek bir iman ve eşsiz bir kahramanlık destanıdır. Çanakkale Zaferi, müslüman türkün, iman ve azminin, güç ve kuvvetinin canlı bir belgesi, mağrur ve zalim küfrün hakkın karşısında mağlubiyeti ve maddenin mana önünde ezilip yok olmasıdır.
İngilizler ve müttefikleri, Osmanlı Devleti'ni en zayıf anında yakaladıklarına inanıyor ve Çanakkale'yi geçerek İstanbul'a girecekleri ve devleti dağıtacaklarına kesin gözüyle bakıyorlardı. Öyle ki, İngiltere Başvekili Lloyd George, bu durumu müttefiklerinin hissiyatına tercüman olurcasına şu alaylı ifadelerle ortaya koymuştu: "Türk Milleti sadece birinci sınıf dövüşen bir kalabalıktır."
"Ancak gelin görün ki, kuvvet dengeleri arasında korkunç uçurumlar vardı. Her türlü askeri malzeme bakımından gayet iyi düzeyde olan modern düşman ordusuyla; topu-tüfeği sayılı, siperleri ve silahları zayıf, yarı aç ordumuz güya savaşıyordu. Ordumuzun en yeni topu üzerinde yapım yılı 1885 yazılıyken; düşman topları ise saatte sayısız seri atışlar yaparak mevzilerimizi dövüyor, cehenneme çevirircesine kan kusturuyordu. Hatta ne hazindir ki, top yetersizliğinden dolayı, hiç olmazsa aldatıcı olsun diye bazı mevzilere soba borusu yerleştirilmişti. Siperler için yeterli kum torbası ise hiç bulunamıyordu. Bazen İstanbul'dan birkaç yüz torba getirildiğinde, bırakın kum torbası olarak kullanmayı, askerlerin harap elbiselerinin tamirine ancak yetiyordu. Anafartalar Komutanı ve Devletimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Çanakkale'deki Türk askerinin manevi gücünü şöyle anlatıyor; "Karşılıklı siperler arası sekiz metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulamayarak kâmilen düşüyor. İkinci siperdekiler onların yerine geçiyor. Fakat ne kadar gıpta edilecek îtidal ve tevekkül ki, öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiçbir terettüd bile göstermiyor, sarsılmak yok,okuma bilenler ellerinde Kur'an-ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şahadet getirerek yürüyorlar. "Çanakkale Geçilmez" sözüyle şahikalaştırılan büyük destan işte böyle yazılmış, bu şuur ve sarsılmaz iman ile kazanılmıştır.
Bu duygu ve düşüncelerle Çanakkale Zaferinin 102 inci yıl dönümünde bütün şehitlerimizi minnet, şükran ve saygıyla anıyor, kendilerine Allah'tan rahmet diliyorum" dedi.
İHA