İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar Türkiye Gazetesi'ndeki köşesinde, "Almanya ile niçin ipler geriliyor", "Cumhurbakanı Erdoğan'ın konumasından kimler rahatsız oldu", "Şansölye Merkel, Başbakan Yıldırım'a ne söz verdi", "Alman Bakan, Bozdağ'ı nasıl oyuna getirmek istedi?" sorularına cevap aradı.
Batuhan Yaşar'ın yazısının tamamı ise şöyle:
"Brexit ile İngiltere'nin AB'den ayrılışına çok şaşıranlar vardı. Trump Başkan seçilince benzer tepkiler geldi. Anlaşılan bu yeni siyasi projeden haberi olmayanlar var.
Bu yeni projenin bir başka hedefi daha var:
Ekonomik olarak ABD ile rakip olan Almanya daha da yalnızlaştırılacak.
Merkel, her geçen gün biraz daha zayıflıyor, sıradanlaşıyor.. Avrupa Birliği içindeki "lider" vasfını da yitirmek üzere.
Eylüldeki seçimler dolayısıyla da Şansölyeliği kaybedeceği yorumları yapılıyor.
Biz asıl konumuza gelelim.
İşte bu Almanya, Türkiye ile çok ilgili.
Hatta şimdilerde coşkulu bir "hayır" kampanyasına başladı.
Olanları biliyorsunuz zaten.
Konuşturulmayan Cumhurbaşkanı, siyasetçiler ve bakanlar.. Nerede mi? Özgürlükler ülkesi Almanya'da!
Bugüne kadar tek bir FETÖ'cüyü bile iade etmeyen Almanya ile ipler geriliyor.
Cumhurbaşkanını öldürmeye giden daha sonra trajikomik bir şekilde Yunanistan'a kaçan FETÖ'cü teröristlerin iade edilmemesi için Atina'ya baskı yapan Almanya ile fırtınalı günler yaşıyoruz.
Atina yönetimine "iade ederseniz para yardımını, avro akışını keseriz" tehdidinde bulundukları iddiaları çok ciddi.
Çipras Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ne demişti, sonra neler oldu hatırlayın..
PKK ve DHKP-C konusunda da çok farklı bir durum yok.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya'da işbaşındaki yönetimin anlayacağı dilden konuşunca yer yerinden oynadı.
Berlin'deki Türkiye düşmanları, daha doğrusu Türkiye'nin altını oymaya çalışanlar çok rahatsız oldu.
Ama buradan belirtelim ki Cumhurbaşkanı Erdoğan bu işin peşini bırakmayacaktır.
Siz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı konuşmasına 2 saat kala Anayasa Mahkemesinden karar çıkartıp engellerseniz, buna karşılık kırmızı bültenle aranan, Avrupa Birliği'nin terör listesinin başında olan Cemil Bayık'ın konuşmasına izin verirseniz, herkes sizin gerçek yüzünüzü görür.. Maskeniz düşer!
Şansölye Merkel, Başbakan Yıldırım'ı aradı ve tam 1.5 saat süren telefon görüşmesi gerçekleşti. Çok şey konuşuldu..
Şansölye Merkel'in bundan sonra bu türden engellemeler yapılmayacağına dair verdiği sözün altını çizmek gerekir.
Bu söz tutulacak mı tutulmayacak mı hep birlikte göreceğiz..
Alman Dışişleri Bakanı Gabriel de mevkidaşı Çavuşoğlu'nu peş peşe 2 kez aradı. Çavuşoğlu ile görüşme talebinde bulundu. Çarşamba günü yani yarın bu görüşme gerçekleşecek.
Ankara'nın Berlin'deki "Hayırcılara" verdiği mesaj çok açık:
"Bak kardeşim, Türkiye'de bir referandum yapılacak, Almanya'daki Türk seçmenler de oy kullanacaklar. Neye oy verecekler veya vermeyecekler bilmeleri lazım.. Olay bu.. Ama bir bakıyorsunuz, "Hayır'ı destekleyenlere tüm kapılar açılıyor. "Evet" için düzenlenen bütün etkinlikler için türlü türlü bahaneler çıkartılıyor. Otellere aba altından sopa gösteriliyor."
FETÖ'ye gelince "bizim yargı sistemi" ama "Deniz'i bırakın"
Almanya, Ankara'dan, hakkında terör örgütü PKK ile bağlantıları konusunda ciddi suçlamalar bulunan Deniz Yücel'in serbest bırakılmasını istedi. Ankara'nın cevabı ise çok netti:
-"Yargıya intikal etmiş bir konu hakkında nasıl böyle bir talepte bulunabilirsiniz.. Siyaset, yargıya intikal etmiş bir konu hakkında nasıl talimat verebilir. Peki siz "hukukun üstünlüğü" diyordunuz, "demokrasi" diyordunuz ne oldu?"
Aklıma Merkel'in Ankara'da FETÖ'cülerin iadesi ile ilgili bir soruya verdiği cevap geldi:
-"Mahkemelerin ve bağımsız incelemelerin sonucuna saygı duymalıyız..."
Ne komik değil mi?
Bağımsız mahkemelerden, hukuktan insan haklarından bahseden Almanya, Deniz Yücel'in serbest bırakılması için siyasetin devreye girip talimat vermesini istiyor.
- Almanya'da bu işler böyle mi yürüyor?
- Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının engellendiği gibi, siyaset yargı üzerinde baskı kurup istediği kararları aldırabiliyor mu?
Alman Bakan, Bozdağ'ı nasıl oyuna getirmek istedi?..
Malum Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın Almanya'daki konuşması iki kez engellendi.. Ama bu olayların öncesinde olanlar çok daha dikkat çekici. Bekir Beyin hiçbir şeyden haberi yok. İptal kararından haberi yok.. Daha Strazburg'dayken telefon geliyor. Efendim diyorlar Alman Adalet Bakanı arıyor..
Özetle Alman Bakan Bekir Bozdağ'dan görüşme talebinde bulunuyor. Saat 18.00'de görüşmek üzere sözleşiyorlar.
Bu telefon görüşmesinden 2 saat sonra Bekir Bey'e Alman Belediyesinin aldığı iptal kararı iletiliyor.
Hâlâ her şey normal.
Hemen ikinci bir salon tutulup toplantı oraya kaydırılıyor.
Ama o da ne.. Peşinden ikinci iptal kararı geliyor.
Bu kez görünürde Emniyet var!
Bunun üzerine Bekir Bozdağ görüşmeyi iptal ettiriyor..
Yaşananlara bakar mısınız?..
Her şey hesaplanmış.
İptal talimatları çoktan verdirilmiş.
Suç bastırma senaryosu sahneye konulmuş!
İşler Almanya'nın istediği gibi gitmiyor diye Ankara mevcut politikasını değiştirmeyecek.
Hiçbir şekilde geri adım atmayacak.
Son bir not: İncirlik'teki Alman Tornadolar hâlâ PKK-PYD konusunda topladıkları bilgileri Türkiye ile paylaşmıyor."
İHA