Beled Suresi 30.cüzde 593. sayfadadır. Mekke döneminde inmiştir ve 20 âyettir. Sûre, adını ilk âyetteki “el-Beled” kelimesindenalmıştır. Beled, şehir, belde demektir. Kaf sûresinden sonra, Târık sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Beled suresinin faziletleri, arapçası, türkçe okunuşu ve meali haberimizde...
Beled Suresi Faziletleri
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Her kim Beled suresini (vird olarak) okursa, kıyamet günü (kafir ve münafıklara olacak) Allah’ın gazabından emin olur, kurtulmuş sayılır“(Ebûl-Leys Semerkandî, Tefsirul-Kur’ân, 6/429; Kâdı Beyzâvî, Beyzâvi Tefsir (Envârut-Tenzîl ve Esrârut-Te’vil), 2/598)
Rivayet edildi ki:
- Yeni doğmuş bir çocuk için, Beled suresi yazılıp bir tarafına asılırsa, bütün kötülüklere karşı çocuk korunmuş olur.
- Bu sureyi sabah namazının sünneti ile farzı arasında veya ikindiden önce okumayı adet haline getiren kimseler, fakirlikten kurtulur ve maddi sıkıntıya düşmezler.
Beled Suresi Arapçası
Beled Suresi Türkçe Okunuşu
1. La uksimü bilhazelbeledi.
2. Ve ente hıllün bihazelbeledi.
3. Ve validin ve ma velede.
4. Lekad halaknel'insane fiy kebedin.
5. Eyahsebü en len yakdire 'aleyhi ehadün.
6. Yekulü ehlektü malen lübeden.
7. Eyahsebü en lem yerehu ehadün.
8. Elem nec'al lehu 'ayneyni.
9. Ve lisanen ve şefeteyni.
10. Ve hedeynahünnecdeyni.
11. Felaktehamel'akabete.
12. Ve ma edrake mel'akabetü.
13. Fekkü rekabetin.
14. Ev ıt'amün fiy yevmin ziy mesğabetin.
15. Yetiymen za makrebetin.
16. Ev miskiynen za metrebetin.
17. Sümme kane minelleziyne amenu ve tevasav bissabri ve tevasav bilmerhameti.
18. Ol,eke ashabülmeymene
19. Velleziyne keferu biayatina hüm ashabülmeş'emeti.
20. 'Aleyhim narün mü'sadetün.
Beled Suresi Meali
1, 2, 3, 4. Sen bu beldedeyken bu beldeye (Mekke'ye), babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (olacak ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık.
5. İnsanoğlu, kendisine kimsenin güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?
6. "Yığınla mal harcadım" diyor.
7. Kendisini kimsenin görmediğini mi sanıyor?
8, 9, 10. Biz ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi; iki apaçık yolu (hayır ve şer yollarını) göstermedik mi?
11. Fakat o, sarp yokuşa atılmadı.
12. Sarp yokuşun ne olduğunu sen ne bileceksin?
13. O tutsak bir boynu çözmek(köle azat etmek) tir.
14, 15, 16. Yahut şiddetli bir açlık gününde kendisiyle yakınlığı olan bir yetimi, yahut yerde sürünen bir yoksulu doyurmaktır.
17, 18. Sonra da iman edenlerden olup birbirine sabrı tavsiye edenlerden, birbirine merhameti tavsiye edenlerden olanlar var ya, işte onlar Ahiret mutluluğuna erenlerdir.
19. Âyetlerimizi inkar edenler ise; kötülüğe batmış kimselerdir.
20. Üzerlerinde etrafı sımsıkı kapatılmış bir ateş vardır.