Konya'nın Beyşehir ilçesinde, "Sazana bir şans ver, torunların da görsün" konulu bilgilendirme toplantısı düzenlendi.
Beyşehir Kaymakamlığının himayesinde, İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından Öğretmenevi konferans salonunda gerçekleştirilen toplantıda, Beyşehir Gölü'nün önemli bir potansiyeli olan su ürünleri ve balıkçılık, göldeki av yasağı dönemi, yasa dışı avcılık faaliyetleri ve yaşanılan çeşitli sorunlar ve çözüm önerileri masaya yatırıldı. Toplantıya, Konya'nın Beyşehir İlçe Kaymakamı ve Derebucak Kaymakam Vekili Muzaffer Şahiner, Hüyük Kaymakamı Emre Zeyrek, Isparta'nın Yenişarbademli İlçesi Kaymakamı Mustafa Dinç ve Şarkikaraağaç Kaymakamı Ayhan Abatay, Beyşehir Belediye Başkanı Murat Özaltun, Beyşehir İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Yalçın Urlu, Beyşehir Emniyet Müdürü İbrahim Taşdemir, Konya İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdür Yardımcısı Orhan Tat, Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürü Halil Sözmen, Beyşehir İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Mehmet Kaya, Hüyük Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Yücel Doğan, Beyşehir Milli Parklar Şefi Mehmet Şener, göle kıyısı olan yerleşim birimlerinin muhtarları, su ürünleri kooperatifi yöneticileri, sivil toplum örgütü temsilcileri, jandarma teşkilatı mensupları, balıkçılar ve ilgili kurumların müdürleri katıldı.
Toplantının açılışında konuşan Beyşehir Kaymakamı Muzaffer Şahiner, düzenledikleri toplantının önemine dikkat çekti. Önceki yıllarda yapılan incelemelere göre, göl bünyesinde daha önce sıraz, kızılkanat, yağ balığı, yılan balığı, kaya balığı, taş balığı, pullu sazan, çamurca, akbalık ve tatlı su karidesi gibi türler yaşarken, günümüzde ise sadece levrek ve sazan ile nadiren sıraz, akbalık, kadife ve aynalı sazan türlerinin varlığını sürdürebildiğini belirten Şahiner, "Gölümüzün kıymetini bilirsek, gelecek nesillere çok değerli bir nimet bırakabiliriz. Allah'ın bize bir lütfu olan bu göl ve içerisindeki varlıklar olarak bunun kıymetini bilmezsek, gelecek nesiller de bizlere beddua ve lanet ederler" dedi. Amaçlarının toplantıda sadece av yasağını konuşmak değil, bundan sonraki süreçte de gölü içindeki varlıklar ile birlikte korumak olduğunu söyleyen Şahiner, Beyşehir Gölü'ndeki yasa dışı balıkçılık faaliyetleri ile ilgili kendisine anlatılanları, özellikle elektroşokla avcılık yapıldığını duyunca bunu vahşi ve dehşet verici bulduğunu bu olumsuzluklardan büyük bir üzüntü yaşadığını dile getirdi. Bu sorunların önüne geçebilmek için tüm kurumların el birliği içerisinde hareket etmesi ve çalışması gerektiğini ifade eden Şahiner, gölü ve bünyesindeki su ürünlerini koruma görevinin ne kaymakamlıkların, ne yerel yönetimlerin, ne de tarım ilçe teşkilatlarının ya da ilgili kurumların tek başına bir görevi olmadığını, bu görevin herkesin bir görevi olduğunu kaydetti. Şahiner ayrıca bu konuda gündem oluşturup herkesi duyarlı olmaya davet etmek istediklerini de dile getirdi.
Kaymakam Şahiner, kuş çeşitliliği yönünden ve önemli bir potansiyeli olan Beyşehir Gölü'nde geçimini su ürünleri avcılığından sağlayan 520 balıkçı ve 418 de ruhsatlı tekne olduğunu belirterek av yasağı döneminin başlamasıyla birlikte sürdürülebilir bir balıkçılığın temininin yanı sıra gelecek nesillere de bu mesleğin bırakılabilmesi adına kanunlara riayet edilerek kaçak avcılığın yapılmamasının önemli olduğunun da altını çizdi.
"Yasak dönemde, kaçak avlanan tatlı su balığını yemeyelim"
Beyşehir Belediye Başkanı Murat Özaltun da, Beyşehir Gölü'nde geçmişten günümüze gelen bilinçsiz avcılık yüzünden birçok önemli balık türünün neslinin kaybolduğunu ifade ederek, yasa dışı yöntemlerle avcılığın devam etmesi ve yasak dönemde gölde kaçak avcılık yapılması halinde mevcutların da zamanla kökünün tamamen kuruma noktasına geleceğini söyledi. Özaltun, Beyşehir Gölü ve bünyesindeki varlıkların bölge için büyük bir nimet olduğunu, çok sayıda insanın bu işten rızkını temin ettiğini ve bunun gelecek nesillere de bırakılması gerektiğini de vurgulayarak, yasak dönem avcılığıyla mücadelede vatandaşların vereceği desteğin de önemli olduğunu belirtti. Vatandaşları yasak dönemde avlanması yasak olan kaçak avlanmış tatlı su balığı yememeye çağıran Özaltun, "Hep 15 Mart-15 Haziran yasak diyoruz. Ama bu tarihler arasında önümüze, soframıza bir sazan geldiği zaman gönül rahatlığıyla yiyoruz. Öyle değil mi? Kendimizi de şöyle teselli ediyoruz, "bu derin dondurucudan çıkmıştır. Yani 15 Mart'tan önce yakalanmıştır" diyoruz. Ama aslında böyle midir, bunu inceleyip, araştırıyor muyuz? Vatandaşımıza da bu konuda çok büyük görev düşüyor. Biz vatandaş olarak 15 Mart'tan sonra Beyşehir Gölü'nden tatlı sudan çıkan sazandır, levrektir buna benzer balıklardan almazsak, soframıza konuk etmezsek zaten otomatikman bu yasak avcılığın önüne geçmiş olacağız vatandaş olarak. Bizler de, gerek kolluk kuvvetlerimizle, gerek ilçe tarım müdürlüğümüzle bu konuda elimizden gelen ne varsa göl içerisindeki balıkların bitmemesi adına uğraş veriyoruz, uğraş vermeye de devam edeceğiz" diye konuştu.
"Hedefimiz, temel kitleyi eğitmek, bilinçlendirmek"
Konya İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdür Yardımcısı Orhan Tat ise, Beyşehir Gölü'ndeki balıkçılık konusunda bugüne kadar zaman zaman yaşanan sorunların dozunun arttığını, zaman zaman azaldığını, ancak ciddi anlamda sorunları kökünden tamamen kurutmuş bir vaziyette olmadıklarını dile getirerek, "Bu sorunlar da devam edecek gibi görünüyor. Ancak, bizim buradaki temel hedefimiz, özellikle hedef kitleyi eğitmek, bilinçlendirmek ve diğer görevli kişilerin de, bu gerek kolluk kuvvetlerimiz, gerek muhtarlarımız, gerek belediye görevlilerimiz ya da belediye başkanlarımız olsun, burada bir farkındalık oluşturup, kimse görevden kaçmadan, aynı sorumluluk anlayışı içerisinde oluşan varsa uygunsuzlukları ve yapılan kaçak avcılığı ilgililere bildirmeyi temin etmektir. Göl demek Beyşehir ilçesi demek, gerçekten çok büyük bir zenginlik ama bunu korumak gerekiyor. Hepimiz bu sorunların altından kalkmak durumunda ve zorundayız. Onun için bu yasak dönemden başlamak üzere Beyşehir Gölü'ndeki koruma faaliyetleri ile ilgili olarak tüm kamu kurumları ve kuruluşları ile birlikte koordineli bir şekilde çalışmamız gerekiyor. Yani, bu konuda topu kimse bir başkasının sahasına atmamalı" şeklinde konuştu.
Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürü Halil Sözmen de, ticari avcılığı düzenleyen profesyonel ve amatör balık avcılığını ilgilendiren kanun, yönetmelik ve tebliğlerde değindi. Sözmen, bu yıl geçen ağır kış şartları nedeniyle balıkçıların avlanmadan yeterince istifade edemediklerini bildiklerini ancak, yasak dönemde avcılık yapılmayarak su ürünlerinin neslinin korunmasının yine kendi kazançlarına olacağını kaydetti.
Beyşehir İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Mehmet Kaya ise, iki avlak sahası bulunan ve 4 ilçeye sınırı olan Beyşehir Gölü'nün zaman zaman değişse de yaklaşık 650 kilometrekarelik bir alana hükmeden, Türkiye'nin en büyük tatlı su gölü olduğunu vurgulayarak, koruma ve kontrol faaliyetlerinin etkili ve uyumlu bir şekilde yapılabilmesi ve daha iyi bir koordinasyon sağlanabilmesi adına geniş bir katılımla bu toplantıyı düzenlediklerini ifade etti.
Konuşmaların ardından gerçekleştirilen sunum sonrasında Beyşehir Gölü, balıkçılık ve yasak dönemle ilgili sorunları değerlendirme ve çözüm önerileri üzeri konularında katılımcılar da görüşlerini dile getirdi.
İHA