Bilecik'te, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin de bulunduğu toplantıda referandum ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi masaya yatırıldı.
Bilecik Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Toplantı Odası'nda gerçekleştirilen programa, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, Star Gazetesi Yazarı Halime Gökçe, Sivil Toplum Dayanışma Platformu Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Şahin, emekli diplomat yaza Akın Özçer, Sakarya Üniversitesi Öğretim üyesi Yardımcı Doç. Dr. Hüseyin Aykut, Bilecik Giyim Mensucat Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Haşim Balcı, Bilecik TSO Başkanı Mefail Ateş, Bilecik ASKF Başkanı Nusret Tosun ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.
Açılış konuşması yapan Bilecik Giyim Mensucat Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Haşim Balcı, "Bugün Halk Buluşması Sistem Değişikliğini Tartışıyoruz programı yapıyoruz. Şimdi dernek başkanlarımızla akşam 7'de de halkımızla beraber toplantı düzenleyeceğiz. Akşam sizlerin yönetim kurullarını da davet ederseniz seviniriz. Misafirlerimize geldikleri için teşekkür ediyor, sizlere de teşekkür ediyorum" dedi.
"Yaklaşık 2 aydır bu süreci hep beraber takip ediyoruz"
Ardından konuşma yapan Sivil Toplum Dayanışma Platformu Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Şahin ise, sivil toplum kuruluşlarının önemine değindi. Şahin, "STK'larımız bugün bulunan şehrin hakikaten sorunlarına değinen kendi bulundukları ve temsil ettikleri sivil alanlar bütün sorunları demokratik çerçevede değerlendiren katkı sunan ülkemizin kuruluşlarıdır. Türkiye önemli bir süreçten geçiyor yine bir tarihi eşikte malumunuz Türkiye'de anayasa değişikliği süreci TBMM'den geçti. Artık emanetin sahibi milletin huzuruna geldi. Yaklaşık 2 aydır bu süreci hep beraber takip ediyoruz. Bu sürecin vatandaş nezdinde, milletimiz nezdinde ülkemizde daha düzgün zeminlerde tartışılsın. Mesela artısıyla eksisiyle konuşulsun ve milletimiz önümüze gelecek 16 Nisan'daki sandıkta da kendi iradesini ortaya koyarak ülkenin geleceği adına bir sivil adım atılsın diye bir süreç başladı. Türkiye genelinde yaklaşık 50'ye yakın ilde illerimizdeki sivil toplum kuruluşlarıyla açık müzakere şeklinde bu yeni süreci değerlendirelim konuşalım konuşmadığımız hiçbir şey kalmasın. Akılda soru işaretleri kalmasın. Herkes söyleyeceği şeyi bu masada söylesin. Milletimiz aydınlansın. STK'ların eliyle bu mesele düzgün anlatılsın. İlk toplantımızı Osmanlı'nın kuruluşunda öncülük etmiş, Cumhuriyet'imizin kuruluşunda öncülük etmiş güzel şehrimizde Bilecik'imiz de başladık. Burada sınır yok herkes sözünü söyleyecek" ifadelerini kullandı.
"Buna kudretimiz var, buna gücümüz, buna irademiz var"
Star Gazetesi yazarı Halime Gökçe de, şunları kaydetti:
"2007'den bu yana açık görüşle belki 150-200 tane makale yayınladık. Sistem değişikliği neden gerekli, neden yeni bir anayasaya ihtiyacımız var, neden demokrasimizin bir üst kademeye geçmesi gerekiyor? Bu konular temel tartışma alanlarımdan birisiydi. Sivil toplum olduğu şehri ilçeyi değerli kılan, onun insan sermayesini de birikime dönüştüren aktif değere dönüştüren yapılar. Türkiye açısından bu konu yeni bir konu değil. Hep şu söyleniyor. "Ne aceleniz vardı, neyiniz eksikti, neden biz bu konuyu gündemimize aldık?" biz aslında bu meseleyi gündemimize 2007'de aldık. 2007 yılında referandum vardı. Cumhurbaşkanını halk seçsin kararını yine halk verdi. Geçtiğimiz zamanlara baktığımızda hep siyasetçilerin bugün evet ya da hayır desin fark etmez. Hepsinin gündeminde bir yeni anayasa meselesi söz konusuydu. Bana kalırsa biz bunun etaplarından 3'üncüsünü yaşıyoruz şu anda. Biz sistem değişikliği meselesinde 2007'de bir yola girdik. Sonra 2014'te bir adım ötesine geldik. Fiili olarak o gün verdiğimiz kararın devamını yaptık ve ilk turda yüzde 52 oy vererek bir Cumhurbaşkanı seçtik. Şimdi 3'üncü etabını gerçekleştirmek üzere yine meclisteki kararın nihayetinde 16 Nisan'da bir karar daha verecek. 2007'de 2014'te verdiği kararın bana kalırsa devamını ve gereğini yapacak benim bakış açıma göre. Türkiye hiç yoktan bir fantezi olarak bu meseleyi tartışıyor değil. Bence şu an en iyi zaman. Neden en iyi zaman çünkü biz 15 Temmuz'u 16 Temmuz sabahına çıkartabilmiş bir milletiz. Buna kudretimiz var, buna gücümüz, buna irademiz var."
"Bu demokratik bir süreçtir"
Sakarya Üniversitesi Öğretim üyesi Hüseyin Aykut, kendisinin 20-25 yıllık bir hayali olduğunu belirtti. Aykut, "Buradaki hiç kimsenin demokrasiyle bir sorunu yok. Son yıllarda televizyonlarda hemen hemen her akşam ve hemen hemen bütün kanallarda mevzu en yanlış yerlerinden tartışmaya açılıyor. Bu da çok ciddi bir bilgi kirlenmesine de yol açıyor. Bu demokratik bir süreçtir. Halkın kararına başvurulduysa bu kararı alanlar vereceği sonuç ne olursa olsun çıkan sonuca razıdırlar. Ne evet diyenler vatan hainidir, ne de hayır diyenler vatan hainidir. Bu rahatlıkla buradaki toplantıda konuşulmalı bu konu. Bu kadar yetki bir adama verilir mi falan diyorlar. Cumhurbaşkanı tek başına meclisin 400 kişiyle karar alması lazım. Şimdi eleştirilere baktığımız zaman bizde soralım kaç kişiyle olması gerekiyor? Baktığınızda incelediğinizde şunu görecekseniz. Amerika'daki Başkanlık Sisteminin bile bazı arızalarını bile giderecek ileride bir sistem getirilen" diye konuştu.
"Anayasaların her şeyden önce bir toplumsal sözleşme olduğunu belirtmek istiyorum"
Emekli Diplomat Akın Özçer ise, "Anayasaların her şeyden önce bir toplumsal sözleşme olduğunu belirtmek istiyorum. Aynı zamanda o toplumun nasıl yönetildiğinin yargının nasıl örgütleneceğini belirleyen temel metinlerdir. Anayasa referandumunda bizim karar verecek olması hangi yönde olursa olsun hayır veya evet bizim karar verecek olmamız en önemli husustur. Bu anayasa değişikliği tabii ki esas itibariyle tabii ki özgürlüklerle ilgili olan yeri değil bir takım evrensel ülkelerle karşılaştırdığımız zaman bazı eksikliklerimiz var" şeklinde konuştu.
Katılımcıların giriş konuşmalarının ardından STK temsilcileri, Bakan Yardımcısı Yayman ve katılımcılara sistem değişikliği hakkında sorular sorarak konu hakkında bilgi aldı.
İHA