Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Düzce'de demokrasi nöbeti tutan binlerce insana seslendi. Türkiye'nin tarih boyunca böyle bir ihanet yaşamadığını söyleyen Özlü, "İstiklal Marşımızı 15 Temmuz akşamı yeniden yaşadık" dedi.
Düzce'de Anıtpark Meydanı'nda 15 Temmuz akşamından bugüne demokrasi nöbetini sürdüren binlerce Düzceli'ye hitap eden Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, konuşmasına ünlü yazar Martin Luther King'in, "Hayatlarımız, gerçekten önemli konular karşısında sessiz kalmaya başladığımız zaman sona erer" sözleriyle başladı. 15 Temmuz gecesi adeta herkesin şiarı olduğunu belirten Özlü, "Hayatlarıyla ölümleri arasında tercih yaptıklarında milyonlar, ölümü tercih etti. Asil bir ölümün, zillet içinde bir hayattan daha güzel olduğunu düşünen ve meydanları dolduran milyonlarca vatandaşımıza tekrar tekrar teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Türkiye'nin tarihi ve önemli günlerden geçtiğini dile getiren Özlü, Türkiye'nin İstiklal Marşını yeniden yaşadığını da ifade etti. Faruk Özlü, "İstiklal Marşımızda bizden istenen, milletten beklenen ne varsa hepsini yerine getirdik. Gövdemizi siper ederek, hayasız bir akını durduk. Bize bu vatanı emanet eden şehitlerin oğulları, torunları olduğumuzu gösterdik, atalarımızın ruhunu incitmedik. Bu yurtta tüten en son ocak sönmeden, şafaklarda yüzen al sancağın da sönmeyeceğini bir kere daha herkese ilan ettik. Canımızı, cananımızı, varımızı vereceğimizi, ama dünyaları alsak da bu cennet vatanı hainlere, düşmanlara vermeyeceğimizi haykırdık. Hiçbir çılgının bu millete zincir vuramayacağını, gerektiğinde kükremiş bir sel gibi bentleri, setleri, engelleri çiğneyip aşacağımızı ispat ettik. İstiklal Marşımızın nasıl başladığını lütfen hatırlayın. İstiklal Marşımız, "Korkma" diye başlıyor ve bu millet, korkmadı. İşte bu kahraman millet, korkmadığını ve hiçbir zaman korkmayacağını cümle aleme gösterdi" diye konuştu. Bakan Özlü, "Tankların önüne yatan, siper almadan kurşunların üstüne yürüyen insanları hatırlayınca gözlerim yaşarıyor. Helikopterlerin, savaş uçaklarının bombaladığı yerlere koşarak giden insanları düşününce gözlerim yaşarıyor. 15 Temmuz gecesinde eşleriyle, çocuklarıyla, anne ve babalarıyla helalleşerek meydanlara inen insanları düşününce inanın heyecandan nefesim kesiliyor. Tarih kitaplarında okuduğumuz nice kahramanlık hikâyesi vardır. O hikâyeleri okurken, zaman zaman, "Yahu bu kadar da olmaz" deriz ya, şu günlerde gördük ki oluyormuş kardeşlerim. Tarihimizde bize anlatılan nice kahramanlık destanı, yeniden ete, kemiğe büründü. Hangi birini anlatayım? Darbeci generali, 20 kişinin arasında bir an bile düşünmeden alnının ortasından vuran şehidimiz Ömer Halisdemir'i mi anlatayım? Silah namına bulabildikleri ne varsa, birliklerini geri almak için çatışmaya giren özel kuvvetler komutanımızı ve askerlerini mi anlatayım? "Tanklar çıkamasın" diye birliklerin kapısına traktörlerini, biçerdöverlerini koyan çiftçilerimizi mi anlatayım? Tüm kritik noktaları geri almak için muazzam mücadele veren emniyet güçlerimizi mi anlatayım? Olayın ilk anından itibaren büyük tehdit altında olmalarına rağmen, mertçe yayın yapan basın mensuplarımızı mı anlatayım? Uçağını darbeciler tarafından ele geçirilmiş bir havalimanına doğru kaldıran Cumhurbaşkanımızı mı anlatayım? Siz söyleyin, hangi birini anlatayım kardeşlerim?" şeklinde konuştu.
"Demokrasi tarihimizin en utanç verici gecesi"
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, 15 Temmuz akşamı yaşanan darbe girişimini demokrasi tarihinin en utanç verici gecesi olduğunu belirterek, "Ancak aziz milletimiz devreye girdi ve 16 Temmuz sabahında tarihimizin en şerefli sayfalarından biri yazılmış oldu. Paralel Yapının ordu içindeki uzantıları tarafından planlanan ve uygulanan bir darbe girişimi yaşadık. Silahlı Kuvvetlerimizi asla temsil etmeyen bir cunta, milletin silahlarını millete doğrultma cürretini ve cürmünü işledi ancak milletimiz, hadisenin en başından itibaren kararlı tutumunu gösterdi. Cumhurbaşkanımızın ve hükümetimizin arkasında duran milletimiz, dün gece, sadece demokrasimiz için değil, sadece hükümetimiz ve Meclisimiz için değil, vatanımızın bizatihi kendisinin tehdit altında olduğunu görerek cepheye koştu. Ellerinde silahları olmayan insanlar, kurşunların, bombaların, tankların üstüne doğru korkusuzca atıldı. Cuma gecesi sokaklarda ortaya çıkan manzarayı hepimizin iyi görmesi gerekiyor. Her yaştan, her cinsiyetten, her siyasi görüşten, farklı yaşam tarzlarına sahip binlerce insan, ülkemizin namusunu, onurunu, şerefini korumak için bir bütün oldu. Bizi güçlü kılan ve darbeyi püskürten işte bu birlik oldu. İnanıyorum ki dün gece, alçak bir darbe girişimini bertaraf etmenin de ötesinde bir şeyi başardık. İnanıyorum ki dün gece ortaya çıkan o ruh, Türkiye'nin geleceğin güçlü ve lider ülkelerinden biri olmasını da sağlayacaktır" dedi.
"Geçmişte böyle bir ihanet yaşamadık"
Türkiye'de geçmişte kötü hadiseler yaşandığını anımsatan Özlü, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Darbelerle, ihanetlerle karşılaştık ancak inanın, böyle bir alçaklığı, böyle bir adiliği, böyle bir ihaneti, sadece cumhuriyet tarihimizde değil, bütün bir Türk tarihinde yaşamadık. Kendi insanına kurşun sıkan, bomba atan, Ankara'yı ve İstanbul'u adeta savaş alanına çeviren bu alçaklarla hesabımız bitmedi. Allah her birinizden razı olsun, bu darbe girişimini sizler püskürttünüz ancak emin olun, asıl mücadele şimdi başlıyor. Saflarımızı asla bozmayalım. Asla ama asla gevşemeyelim. Bu devletin neferleri olarak, başkomutanımızdan ikinci bir çağrı gelene kadar, sakın ama sakın meydanları boş bırakmayalım."
Etkinliğe Düzce Valisi Ali Fidan, AK Parti Düzce Milletvekilleri Fevai Arslan ve Ayşe Keşir, Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş, ilçe belediye başkanları ve çok sayıda vatandaş katıldı.
İHA