Sıradışı Eğitim Gönüllüleri, sıraların dışına çıkıp teknolojinin tüketicisi değil üreticisi olan çocuklar yetiştirmek için Kod Saati uygulamasıyla Bimeks sponsorluğunda Ankara'da bir alışveriş merkezinde çocuklarla buluştu.
"Eğitim sistemimiz değişebilir mi? Yazılımların ve internetin toplumumuzdaki en büyük dönüşümü sağladığı, her bir endüstri dalındaki her bir iş alanının dokusunu değiştirdiği günümüzde, okullarımız bu değişime ayak uydurmak için ne yapabilir?" Bu sorulara yanıt ararken teknolojinin esiri değil, teknolojinin bir vasıta olduğunu bilip onu doğru şekilde kullanmaları için çocuklara erken yaşlarda bilgisayar biliminin tohumlarının atılması gerektiğine inanan Sıradışı Eğitim Gönüllüleri Derneği, Bimeks sponsorluğunda MEB desteğiyle Yenimahalle'de bir ilkokulda pilot uygulamadan sonra "Kod Saati" ve "Bilgisayar Bilimi Becerileri"ni öğrencilerle tanıştırıp, onlara geleceğin mesleklerinde en çok fayda sağlayacak bilimin kapısını aralamak için bu uygulamayı başlattı.
Bir AVM'de yapılan uygulama ile 7-12 yaş aralığındaki çocuklara bilgisayar programı programlayıcısı eğitimine giriş niteliğinde eğitim verildi.
Bu organizasyon ile takım çalışması yapılabileceğini göstermek istediklerinin altını çizen Sıradışı Eğitim Gönüllüleri Derneği Başkanı Kadriye Arberk, "Eğitim gönüllüsü arkadaşlarımızla birlikte takım çalışması yaptık. Kim hangi konuda iyiyse o konuda yer aldı. Network'te iyi olan network ürünleri kurdu. Çocuklara takım olabilmeyi öğretmek amaçlı örnek bir çalışma yaptık" dedi.
Sıradışı Eğitimciler Derneği'nde eğitimci olan Ayşe Meva Önyurt ise bir grup eğitimci öğretmenin bir araya gelerek Bimeks sponsorluğunda Kod Saati Projesini başlattıklarını kaydederek, projeyle çocuklara teknolojinin tüketicisi değil üreticisi olmaları için çalışma yaptırdıklarını söyledi. Bu uygulamayı halka yaymak istediklerini ifade eden Ayşe Meva Önyurt, "Her çocuğun 1. sınıftan itibaren aslında bilgisayar dillerini de öğrenmesi gerekli, çünkü gelecekte duvarların bile bilgisayar olacağı bir dönemde yaşayacaklar. Bu dili bilmezlerse sadece tüketici olacaklar ve kendi kültürlerinden, değerlerinden, inanışlarından bir şeyler katamayacaklar" diye konuştu.
Alt yaş grupları için çocukların oynadığı çoğu oyunun programlama yapılabilecek bir dil haline dönüştürüldüğünü kaydeden eğitmen Ömer Faruk Şafak ise, "O dilde kolaylıkla programlama yapılabiliyor. Çocuklara öğretici kılavuzlar hazırlamışlar ve bu kılavuzları okuyarak herkes çocuğuna öğretebiliyor. Bu programlamaya giriş niteliğinde bir eğitim ve çocuklara çok güzel faydaları var. Çocuklara bilgisayar programlama konusunda çok büyük faydası olur, ufuklarını açar. En azından bir internet sitesine girdiğinde arka planda neler olduğunu çok iyi bir şekilde anlayabilir. Ya da oynadığı oyunun nasıl yazıldığını çok iyi bir şekilde aklında tutabilir. Biz de bunu Sıradışı Eğitim Gönüllüleri Derneği olarak AVM'lerde etkinlik halinde ilk defa denemeye başladık. Çok büyük ilgi gördük. Burada öğrencileri toplayarak Minecraft isimli oyunu kod yazdırarak uygulamaya başladık. O dili öğreniyoruz daha sonra programlamaya alıyoruz, bir saat süreleri oluyor ve 14 bölümü 1 saat içinde bitirmelerini istiyoruz. 07-12 yaş arasındaki çocukların programlama yapabildiği güzel bir etkinlik. Onlar için çok güzel bir heyecan kaynağı, "başardım" sesini duymak çok güzel bir şey bizim için" açıklamasında bulundu.
İHA