Siirt'in Şirvan ilçesindeki maden faciasında bir ferdini kaybeden Ant ailesi, göçük tedirginliği yaşıyor. Köydeki iki katlı bir evde yaşayan 16 nüfuslu aile, evlerinin bazı bölümlerinin maden ocağındaki patlatmalar yüzünden çatladığını söyleyerek, önlem alınmasını istedi. Kendisi de maden ocağında çalışan Nizamettin Ant, "Üç ay içerisinde iki göçük oldu. Köydeki bütün evler alındı. 16 insanın ölmesini mi bekliyorlar" dedi.
Şirvan ilçesi Maden köyündeki faciada 20 günlük evli Murat Ant'ı (24) kaybeden aile, bir taraftan kayıplarının yasını tutarken, diğer taraftan da evlerinin göçük altında kalması endişesini yaşıyor. Büyük bir kısmının boşaltıldığı bölgedeki iki katlı bir evde yaşayan 16 nüfuslu aile, evlerinin bazı bölümlerinin maden ocağındaki patlatmalar yüzünden çatladığını öne sürdü. Aile, 16 kişinin her an göçük olabileceği tedirginliği ile yaşadığını belirterek, önlem alınmasını istedi. Ant ailesi, 16 kişinin göçük altında kaldığı, 8'inin cansız bedenine ulaşıldığı faciada da ihmal olduğunu ileri sürdü.
Hayatını kaybeden kardeşi Murat gibi kendisi de maden ocağında çalışan Nizamettin Ant, 1 yıldır madende çatlak bulunduğunu ve tehlikeli olduğunu söylediklerini anlatarak, "Buna karşılık yetkili ise "tamam, önlem alınmış" diyor. Önlem alınsaydı bu olmazdı. Göçük olan yerde iki basamak daha yapılmış olsaydı 16 kişinin hayatını kaybedeceği yerde belki de 1-2 kişi ölürdü. Bunun önlenmesini istiyoruz. Eğer böyle devam edecekse, her gün bir insan ölecekse çalışmasın daha iyi. Bundan çok sayıda insan yararlanıyor, biliyoruz. Ben de çalışıyorum. Kamyon şoförüyüm. Ama eğer her gün burada 1 kişi, 5 kişi ölecekse kapatılmasını istiyoruz. Heyelandan olmuş diyorlar. Heyelan 200-300 metreden gelmiş. Orada en az iki üç basamak açılsın. Açılsın ki tehlike olmasın. İki basamak açılmış olsaydı bu kadar insan içinde kalmazdı" dedi.
"16 insanın ölmesini mi bekliyorlar?"
Maden sahasındaki evlerinin yakınında üç ay önce de göçük olduğunu kaydeden Ant, "Şu an göçük olan yer de 200 metre uzaklıkta. Her an evimiz de gidebilir. Derdimizi anlatıyoruz. Şirket yetkilisi "tamam" diyor. Tamamsa neden bakmıyorsun, neden önlem almıyorsun? İlla ki bir iki insan daha mı ölmeli. Burada 16 insan yaşıyor. Hepimizin gitmesini mi istiyor? Üç ay önce göçük oldu, bir hafta önce de oldu. Her an biz de gidebiliriz. Köy olarak sadece bizim ev kalmış. Şirket diğer evleri aldı. Biz emsaline göre istediğimiz için çok istiyoruz diye almıyorlar. Bize şu an lazım değil diyorlar. Peki, şu an size lazım değilse göçük olduğu, insan içinde öldüğü zaman mı lazım olacak? Bunun hesabını kim verecek? Eğer böyle devam edecekse kabul etmeyiz. Şirket yetkilileri, "mühendisler var, gereken neyse yapılıyor" diyor. Ama yapılmıyor. Projeyi çıkarıyor, "önlem alınmış, herhangi bir şey yok" diyor. Önlem alınsa bu olmazdı. 16 insan gideceğine, 1-2 insan giderdi, 5 insan giderdi" diye konuştu.
İHA