Ailem köyde yaşıyor. Köyümüzün adı Narlıdere. Köyde akşam olunca neredeyse bütün erkekler kahveye gidiyor. Narlıdere çok kalabalık bir köy değil.
Abim, “sen de gel” diyerek beni de kahveye davet ediyor. Normalde kahveleri sevmem. Ama abimin daveti üzerine kahveye gidiyoruz.
***
Kahve dediğimiz yer kerpiçten yapılmış eski bir bina. İçerisinde 4 masa var. Köylüler iskambil kağıdı oynuyor. İçeride çok ağır bir duman kokusu var. Televizyon açık olduğu için herkes birinini duymak için yüksek sesle konuşuyor.
Kahvenin duvarları beyaz. Duvarlarında topraktan yapılma dolgu malzemesi kullanıldığı için boya yerine kireç kullanılmış. Bazı yerlerin sıvaları dökülmüş. Beyaz renk duvarları yeşil bir şerit kesiyor. Ahşaptan yapılmış bu şeridin üstünde askılıklar var.
Yine duvardaki şeritler gibi yeşile boyanmış İki ahşap pencere var içeride. Küçük bir çay ocağı tezgahı ve onun üzerinde raflar mevcut.
Kahvenin tam ortasında büyük bir soba var. Sobanın ısısıyla içerisi buhar atıyor.
Duvarlarda 4 tane Atatürk portresi görüyorum. İstiklal Marşı, Gençliğe Hitabe ve A4 boyutunda bir Türkiye haritası da duvarları süslüyor.
Kahvenin tabanı ve tavanı ahşap. Kahve rengine boyanan tavanda bir tane lüks asılı. Köydekiler elektrikler kesildiğinde bu lüksü yakıp oyun oynama devam ediyorlar.
Kahvede içilen çaylar ortada bulunan ve gümbür gümbür yanan büyük sobanın üstünde demleniyor. Çaydanlığın yanında büyükçe bir güğüm var.
Sandalye ve masaların hepsi ahşaptan. Kahvenin fiziki yapısı kısaca böyle.
***
Biraz da insanların görünümünden bahsetmek istiyorum sizlere.
Kahveye hem yaşlılar hemde gençler geliyor. Yaşlılar genelde sakalsız ama çoğunda bıyık var. Gençlerin çoğu sakallı.
Yaşlılar yöresel kasket şapka giyerken gençlerde bunları görmüyoruz.
***
Kağıt oyunu oynarken adeta dünyadan bağlarını kesip sineğin kızının, maçanın papazının, karonun birliğinin ve kupanın veledinin peşine düştükleri görülüyor.
Bir masada 4 kişi oyun oynarken en az 4 kişi de onları izliyor. Oyun oynarken ellerindeki kağıtları masaya vururken gavurun başına vurur gibi vuruyorlar.
Mistik bir havası var kahvenin. Yılların anısını biriktirmiş 4 duvar arasına.
***
Kış aylarında 7-8 gibi kahveye gelen köyün erkekleri gece 11-12 gibi evlerine dönüyor. Tabi bu da köydeki hanımefendilerin en büyük sıkıntısı. Kadınlar erkeklerin bu “kahvehane aşkı”ndan oldukça rahatsız.
İşte bir köy kahvesinde edindiğim izlenimler kısaca böyle…
Yusuf Bolat
Narlıdere Köyü Kahvehanesi / 05.03.2015