Sivas'ta yaşayan ve 47 yıldır gazetecilik yapan Sirer Doğan, 1976 yılında ipeğe bastırılan ve 3 tane olan gazetenin kendisinde olana evinde gözü gibi bakıyor.
1970 yılında başladığı gazetecilik hayatında Milli Gazete, Hürriyet, TRT gibi kurumlarda çalışan ve yaptığı haberlerle birçok ödül alan Sirer Doğan, 1976 yılında Sivas Demirçelik Fabrikası'nın temel atma törenine gelen ve dönemin Başbakan Yardımcısı Alpaslan Türkeş'e hediye edilmek üzere ipek diktirdi. Diktirilen 10 ipeğin üzerine bastırılan gazetelerden sadece üçü dönemin teknolojisiyle sağlam çıkarılabilirdi. Sağlam kalan üç ipek gazeteden biri Alpaslan Türkeş'e hediye edilirken, diğeri Doğan'ın ustası Abdulkadir Hergüner'de kaldı. Gazetelerden birini kendisi alan Doğan 41 yıldır ipek gazeteye gözü gibi bakıyor.
1970 yılında gazeteciliğe başladığını ve çeşitli kurumlarda görev yaptığı ifade eden Doğan, ipek gazetenin hakkında bilgi vererek, "1976 yılında Sivas Demirçelik Fabrikasının temel atma törenine gelen Başbakan Yardımcısı Alparslan Türkeş'e verilmek üzere 10 tane ipek diktirdik. Fakat makine o zaman kurşun harflerle taşıyan "Albert Otomat'tan 10 tane ipekten yalnızca 3'ünü sağlam çıkarabildik. 11 Ekim 1976'da biri Rahmetli Türkeş'e hediye edildi, diğeri ustam Abdulkadir Herhüner'de kaldı, biri de bende. Ustamdaki gazete çocuklarına geçti duruyor mu durmuyor mu bilmiyorum ama ben o günden beridir meslek hatırası olarak saklıyorum" dedi.
Meslek hayatında yaşadığı anılarını da anlatan Doğan, "47 yıllık gazeteciyim, çok sayıda eleman geçirdim, bi kısmını emekli ettim, 14 tane çalışanımı evlendirdim, bunlar tabi unutamayacağım mutluluklar. Tabi bunların yanında çok güzel haberlere imza attım. Mesela Sivas'a göktaşı düştü, hiç kimse çekemedi bir tek ben çektim. O zaman TRT 72 Eurovision aracılığı ile tüm dünyaya sattı o görüntüleri. Taşım şuan da Ankara'da MTA Genel Müdürlüğü Tabiat Tarih Müzesi'nde duruyor, 40 kilo ağırlığında. Bana bir plaket verdiler onunla avunuyoruz. Mesela C130 nakliye uçağı düştü, Kızıldağ'a Amerikalıların ilginç haberlerim arasında. Erzincan depreminin ilk görüntülerini geçen benim. Çünkü Erzurum ekibi kaza geçirmişti yol yarıldığı için ben gittim. Dördüz doğuran kadınımızı ben yakaladım. 39 kişinin öldüğü otobüs kazasının görüntülerini de ben çektim. Eskiden biz şanslıydık gazeteci olarak çünkü parmakla gösterilecek kadar azdık fakat teknik imkanlarımız yoktu, ulaşım, haberleşme imkanlarımız yoktu. Ama bugünkü gazetecilerin bir şansı var her türlü ekipman, iletişim var ama cebinde telefonu olan herkes gazeteci, onun için daha iyilerini seçmek ve yapmak zorundalar" diye konuştu.
İHA