Doğada kavak ve kayın gibi ağaçların gövdelerinde yetişen bir mantar türü olan İstiridye mantarı birçok hastalığa iyi geliyor. Adını "İstiridyeye" olan benzerliğinden alan bu mantar türü, içerdiği vitaminlerle kanser hastalarının enfeksiyon kapma riskini azaltmakla beraber kırmızı etten alınan proteini fazlasıyla karşılıyor.
Türkiye'de yeni yeni mutfaklara girmeye başlayan İstiridye mantarı, birçok hastalığa iyi geliyor. Doğada kavak ve kayın gibi ağaçların gövdelerinde yetişen, İstiridye şeklinde olması nedeniyle "İstiridye mantarı" ismini de almış, kültür ortamında yetiştirilebilen ender türlerden bir tanesidir. Özellikle son yıllarda Türkiye'de ilgi gören bu mantar, besin değeri ve faydalarıyla ciddi talep meydana geliyor.
"Kırmızı etten protein olarak 2 kat daha fazla olan bir mantar"
Eskişehir'de kültür ortamında İstiridye mantarı yetiştiriciliği yapıp, bunun ticaretini yaklaşık 2 yıldır sürdüren Mutlu Şahin, mantar hakkında bilgiler vererek, İstiridye mantarının yetiştirilme sürecinden ve faydalarından bahsetti. Şahin, "2 seneye yakın İstiridye mantarı yetiştiriciliği ve bunun satışını ve pazarlamasını da yapıyoruz. İstiridye mantarı şuan dünyada ve ülkemizde çok revaçta olan bir mantar. Yetiştirmesi biraz zahmetli ama çok lezzetli, çok sağlıklı bir mantar. İçerisinde birçok vitamin ve protein barındıran kırmızı etten protein olarak 2 kat daha fazla olan bir mantar. Bunu hastalar, vejetaryanlar da kullanıyor. Mutfağımıza yeni giren bir mantar çeşidi şuan ancak hızla yaygınlaşmaktadır" ifadelerini kullandı.
"15 günlük bir kuluçka dönemimiz var"
İstiridye mantarı yetiştiricisi Şahin, üretim aşamasından bahsederek, "Belli başlı maddedeler var bunun içine kattığımız biz buna kompos diyoruz. Pamukla da çalışılabiliyor, samanla da çalışılabiliyor ya da pamuk-saman ve kavak-kayın talaşı ile de yapılabiliyor. Bunu suyla birlikte dezenfekte ettikten sonra kompos malzemesini hazırlıyoruz. 10'ar kiloluk poşetlerle üretim odalarımıza koyuyoruz. Üretim başlamış oluyor. 15 günlük bir kuluçka dönemimiz var. 15 günden sonra iklimlendirmemizi değiştirip farklı koşullara getiriyoruz ve pin dediğimiz mantarın yavrusunu görmeye ve devamında da mantarın kendisini görüyoruz 25-30 gün sonra. Daha sonrasında mantar kesimi, yolumu ve toplanması yapılıyor ve ardından pazarlamasının yapılacağa yerlere nakliye ediliyor. Biz ilk değiliz aslında. Bunu yapan başka bir ablamız vardı. O başarılı olamadı. Biz ondan sonra kendimize sürekli olarak ilk diyebiliriz. 2 senedir devam ediyoruz. Gayet başarılı ve iddialıyız. Tabi ufak tefek sıkıntılar oluyor ancak bunları da aşıyoruz. Şuan sağlıklı bir şekilde ilerliyoruz. Talep çok yoğun karşılayamıyoruz. Bunun kompos malzemesini alıp üretmek, yer yapımı, bunla beraber ticari boyutuna geçmek isteyen çok insan var. Şuan bunun pazar payı yüzde 5'lerde. Bu mantar daha yeni yeni mutfaklarımıza giriyor. Biz başladığımızdan itibaren yoğunluk giderek artıyor. Çok fazla kişi bu işi yapmak istiyor. Biz bu arkadaşlarımıza elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz. Sektör, sıkıntıları çok fazla olan bir sektör. Birlik aşamasında kooperatif aşamasında başlangıç noktasındayız. İnşallah o noktalara gelince ürünün değeri daha da artacak ve daha da iyi noktalara gelecektir. Biz de elimizden geldiği kadar tanıtım ve üretim konusunda çalışmalar yapıyoruz" şeklinde konuştu.
"Burada mantar nasıl kültür ediliyor, yetiştiriliyor, koşulları nasıldır, tecrübeli kişiler tarafından öğretiliyor"
Kültür ortamında yetiştirilen İstiridye mantarı hakkında bilgi almak için öğrencilerle birlikte sera alanına gelen Anadolu Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Rasime Demirel, yaptıkları gezi ve İstiridye mantarı hakkında çeşitli bilgiler vererek, "Burada 3 farklı dersin öğrencisi bulunmakta. Biyoloji bölümü öğrencileri 3'üncü ve 4'üncü sınıflar şuanda buradalar. Burada mantar nasıl kültür ediliyor, yetiştiriliyor, koşulları nasıldır, uygulama aşamasında dikkat edilmesi gereken noktalar, tecrübeli kişiler tarafından öğretiliyor. Biyoloji öğrencisi 1'inci sınıftan itibaren funguslar hakkında bilgi edinmeye başlıyor. Her sınıf adım adım bu bilgi seviyesi artıyor. 3 ve 4'üncü sınıfta ise, ilgi alanlarına göre mikroskobik, makroskobik ve mantarlar alemine genel bakış olmak üzere seçmeli dersler bulunmaktadır. Arkadaşlarımız da ilgi alanlarına göre bu dersin bir veya birden fazlasını seçebilirler ve kendilerini bu alanda yetiştirebilir. Sadece şapkalı mantarlar grubu ile değil her çeşit ile ilgili çalışmaları var. Özellikle 4'üncü sınıf öğrencileri bununla ilgili tez çalışmaları yapıyor 1 yıl boyunca ve dönemin sonunda tezini sunarak mezuniyet tezini tamamlamış oluyor" diye konuştu.
"Özellikle kanser hastaları her an çevresel faktörlerden her türlü enfeksiyonu kapma eğilimindedirler, mantarın tüketilmesi vücudu sürekli zinde tutacak bir maddedir"
Doç. Dr. Dermirel, İstiridye mantarının özelliklerine de değinerek, "İstiridye mantarı, şapkalı mantar grubundan bir mantar. Yenebilen bir mantarlar arasında yer almaktadır. Tabii ki hızlı bir şekilde yetişiyor olması ve besin kaynağı olarak da çok lüks bir ortama ihtiyaç duymaması nedeniyle üreticiler tarafından çok sık tercih edilen mantar grubundan bir tanesidir. Peki biz neden tüketme ihtiyacı duyuyoruz, bütün mantarlar hücre yapısında bulunan betaglukan adını verdiğimiz bir madde bulunmaktadır ve bu madde bizim sindirim sistemimizi her daim ayakta tutmaya yarayan bir maddedir. Bu nedenle mantarlar bizim değerli bir besin kaynağıdır. Özellikle kanser hastaları için onlar, her an çevresel faktörlerden her türlü enfeksiyonu kapma eğilimdedirler bahsettiğim konulardan dolayı mantarın tüketilmesi vücudu sürekli zinde tutacak bir maddedir ve bu hastaların sorunlarını engellemeye yardımcı olur. Ama bir kere değil düzenli olarak tüketimi gerekir" dedi.
İHA