Meşhur Bursa ipeğinin yeniden canlandırılması için çalışmalar sürerken, vücut tarafından emilen antibakteriyel ipek ameliyat iplikleri dünyaya pazarlanacak.
Bursa Kent Konseyi Tarihi Kültürel Miras Çalışma Grubu, Koza Salonu'nda "İpekçilik ve İpek Böceği" konulu panel düzenledi. Büyükşehir Belediyesi Kültür Turizm Dairesi Başkanlığı'ndan Serkan Teke, 2015'te "Bursa ipeği yeniden hayat bulacak" projesinin başlatıldığını kaydetti. Proje hakkında bilgi veren Teke, "Bursa ipeği" markasının coğrafi işareti için Türk Patent Enstitüsü'ne başvuru yaptıklarını söyledi. Eğitim ve araştırma alanında çalışmalar yaptıklarını ifade eden Teke, "'Bursa ipeği" markasının coğrafi işaretli olarak tescillendiğinde artık Çin'den, Brezilya'dan gelen ipekler Bursa ipeği olarak satılamayacak. Bursa ipeğinin özellikleri araştırılarak tescillenecek. Yapılan kontroller sonucunda gerekli yaptırımlar sonucunda pazarlanacak. Öte yandan cerrahi müdahalelerden sonra yapılan dikişlerde kendini absorbe ettiği için ipek kullanılır. Vücut bunu kendi kendine emebiliyor. Yaptığımız çalışmalarla yüzde 100 Bursa ipeği ameliyat ipliği üretimi başladı. Yani ipek anti bakteriyel bir üründür. Bunun da tescillenmesi adına adımlar attık. İpekhane markasıyla ürettiğimiz ürünleri Bursa ve dünya pazarına sunmak istiyoruz" dedi.
Tarihi Kültürel Miras Çalışma Grubu Temsilcisi Kimya Mühendisi Yusuf Kenan Yetişen, şehrin tarihi ve kültürel mirasını yeni nesillere aktarmak maksadıyla çalıştıklarını söyledi. Bursa'nın önemli bir değeri olan ipek kültürünü her yönüyle ele aldıklarını belirten Yetişen, teknolojinin hızla gelişmesi ve insanların değişen ihtiyaçları neticesinde unutulmaya yüz tutmuş ipekçiliğin tekrar canlandırılması gerektiğini ifade etti. İpekçiliğin Uzak Doğu'dan Anadolu'ya geliş serüvenini anlatan Yetişen, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından ülkelerin ellerinde kalan kimyasalları tüketmek istemesiyle farklı ipek çeşitlerinin türediğini, ipek ipliğine karşı kara propaganda yapıldığını bildirdi. Yetişen, "1500 senedir bu memlekette ipek böcekçiliği yapılıyor. Koza çıkmadığı için ipekçilikten vazgeçemeyiz. Kestane şekerinden, şeftaliden, İskender dönerinden vazgeçmediğimiz gibi ipekçilikten de vazgeçemeyiz. Günün şartlarına göre ayak uydurmalıyız. Global dünyada ürünün onun bunun olması önemli değil. Yeter ki Bursa ipeğinin şöhreti devam etsin. Yeni teknoloji gelişmeler benimsenmeli, altyapı kaybedilmemeli, nano teknoloji kullanılarak ürünler üretilmeli, hediyelik ipek hediyeler inovatif çalışmalar yapılmalı, yaşayan bir müze oluşturulmalı" dedi.
"İpekböcekçiliği yetiştiriciliği teşvik edilmeli"
Kozabirlik Genel Müdürü Aysel Akbaba, Kozabirlik faaliyetleri hakkında bilgi verdi. İpekböceği kozası üreticilerinin ürünlerini daha iyi şartlarda değerlendirmek, müşterek menfaatlerini korumak ve çalışmalarını koordine etmek maksadıyla 1940'ta Kozabirlik'in kurulduğunu anlatan Aysel Akbaba, ihtiyaç duyulan ipek böceği tohumlarının tamamının birlik tarafından üretildiğini, Türkiye'nin dünyada kendi ipek böceği tohumunu üretebilen birkaç ülkeden biri olduğunu hatırlattı.
Tohumların üreticilere ücretsiz olarak dağıtıldığını söyleyen Akbaba, üreticilere her sene 40-50 bin dut fidanının da ücretsiz dağıtıldığını aktardı. 2016'da 42 şehir, 155 ilçe, 459 köyde 2000 aileyle yaş koza üretimi yapıldığını kaydeden Aysel Akbaba, "Ülkemizin senelik yaş koza üretim ortalaması 130 ton civarındadır. Son dönemde ekolojik ve doğal ürünlere olan talep artmaktadır. Ülkemizde organik tarımın gelişmesiyle organik üretimin yapıldığı sahalarda alternatif ürün olarak ipek böcekçiliği yetiştiriciliği de teşvik edilmelidir. 1 dönüme dikilecek 250 dut fidanıyla 4-5 kutu ipek böceği beslenerek 200-250 kilo koza elde edilebilir. 40 günlük sürecin sonunda üreticiler 6750 ile 9000 TL arasında gelir elde edebilir. Ülkemizde senelik ortalama 100 ton ipek ipliği kullanılmaktadır. Yaklaşık yüzde 15'lik kısmı ülkemizde üretilen kozalardan karşılanmaktadır. Yaş kozadan ipekli ürünlere kadar olan üretim safhalarında ürün, 14 kat katma değer kazanmaktadır" dedi.
İHA