Büyükşehir Belediyesi Strateji Geliştirme Dairesi Başkanı ve aynı zamanda Büyükşehir Stratejik Araştırmalar Merkezi (BÜSAM ) Genel Koordinatörü Yusuf Yerli, Kayseri'de şehir kavramına yönelik akademik zeminini oluşturmayı ve şehirle ilgili ürünler ortaya çıkarmayı amaçladıklarını söyledi.
Geçen yıl 15 Kasım'da kurulan BÜSAM'ın, Kayseri'de çokça tartışılan ve zayıf olduğu düşünülen kültür-sanat alanına dair üretimler gerçekleştireceğini belirten BÜSAM Genel Koordinatörü Yusuf Yerli, Merkezin amaçları ve faaliyetleri ile ilgili şunları söyledi:
Hangi ihtiyaçlar sizi Statejik Araştırmalar Merkezi'ni kurmaya yöneltti?
Kurumlar kendilerine stratejik plan yapıyor. Bu, şehirler için de geçerli. El yordamıyla şehircilik yapmak yerine, şehrin ihtiyaçları nelerdir, bunu nasıl karşılayabiliriz, buna yönelik araştırmalar yapmak gerekiyor. Biz bunun kurumlaştırılmış haliyiz. Örneğin Kayseri'de Suriyeli göçmenler gerçeği var. Bunu şu anda şehir olarak el yordamıyla çözmeye çalışıyoruz. Biz bunu ele alıp inceleyeceğiz. Kayserili Suriyelilerin sosyo ekonomik, eğitim durumları, Türkiye ve Kayseri'ye bakış açıları 60 bin kişilik nüfustan bahsediyoruz. Kayseri'nin neredeyse 20'de biri. Bu bir avantaja da dönüşebilir, dezavantaja da dönüşebilir.
Bir anlamda akademik bir alt yapı hazırlayıp belediyeciliğe dair çıkarımlar yapılması için ön ayak olacaksınız?
Elbette. Sadece teşhis etmeye yönelik değil, çözüm odaklı da davranacağız. Örneğin Başkan Mustafa Çelik, Kayseri'nin okuyanlar şehri olmasını istiyoruz diye bir hedef koydu. Kayseri'de ticaret ve sanayi hep ön plana çıkarıldı. Ancak Kayserinin geçmişine baktığımızda Makar'ul Ulema dediğimiz bir gerçek var. Kent merkezinde 10 civarında Selçukludan kalma medrese var. Bu şehrin bu anlamda bir birikimi var ve bunun devamlılığının da sağlanması gerekiyor. Kayseri'de aktif üç üniversite var. Ama Kayseri algısı hem kendi içerisinde hem de dışarıdan baktığımızda kültür-sanata, bilime önem vermeyen tüccarlar ve sanayiciler şehri şeklinde. Bu algının doğru olmadığına inanıyoruz ama bunu da anlatmamız lazım.
"Önceliğimiz şehir üzerine düşüneceğimiz bir zemin hazırlamak"
Örnek verirken bile Makar'ul Ulema ve Selçuklu üzerinden gittiniz. Kayseri'de başla kültürlerin de; Ermeniler, Rumlar gibi tarihi geçmişi var. BÜSAM'ın faaliyetleri bunları da kapsayacak mı? Bir akademisyen çıkıp da bu kentte böyle bir araştırma yaptım der ise, bu işe yaklaşımınız ne olacak?
Bizim Kayseri ile ilgili ne varsa bir kere ortaya koymamız lazım. Buna karşı tavrımız, tepkimiz ne olur o ayrı bir mevzu. Yani onun üzerinde de düşünmemiz gerekiyor. Ama her şeyden önce üzerinde düşüneceğimiz, tartışacağımız bir zeminin ortaya çıkarılması lazım, biz önce bunu ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Aslında bir şekilde çalışmalar var, üniversite bunu yapıyor ama o çalışmalar orada kalıyor. Bizim amacımız bunları açığa çıkarmak. Dergileri bunun için çıkarıyoruz. "Düşünen Şehir" ile verileri tartışmak istiyoruz, "Şehir Kültür-Sanat" ile hem de var olan birikimi tekrar tekrar gündeme getirerek gün yüzüne çıkarmaya çalışıyoruz. Bir de bu zeminleri tartışabilecek vasatın oluşması lazım, "Şehir Akademisi" de bunu sağlamaya çalışıyor. Bu çalışmaların hepsi de paralel gidiyor.
Araştırmacının biri geldi destek almak için kapınızı çaldı, süreç nasıl işleyecek onun için?
Kayseri şehrini ilgilendiren her türlü çalışma bizim için saygın bir kere. Onu muhatap alacağız. Eğer iddialı bir eserse bizim gündemimize girecek. Süreli ve süresiz yayınlarla ilgili bir birimimiz var, eğer o çapta bir yapıtsa kitaba dönüşecek. Kalite sorununu ister istemez gündeme getireceğiz. Akademik kurulumuzun değerlendirmesi çerçevesinde dergide yayımlayabiliriz, kitap olarak basabiliriz, atölye çalışmalarımızda konu edebiliriz. Yani hakkını vermeye çalışacağız.
Büyükşehir Belediyesi kitap-kafe projesiyle okurlara hitap edecek
Buna dair bir mekan oluşturma gayesi de var o zaman.
Büyükşehirlerde kitap kafe trendi var. Kitap evleri sadece kitapların satıldığı yer olmamalı, kitapların tartışıldığı, okunduğu yerlerin de olması lazım. Bu da bir tanışıklığı beraberinde getiriyor. Tanışıklığın en önemli unsuru ortak mekan paylaşımıdır. Buna hizmet eden bir Sahabiye Medresesi var ancak dar bir mekan. Daha geniş olması ve başka türlü ihtiyaçlara da yanıt vermesi gerekir. Kayseri'de böylesi bir kitap kafeyi özel sektörün yapma ihtimali görünmüyor. O nedenle Belediye'nin buna öncülük yapabileceğini düşündük ve araştırmalara başladık. Sonuçta Kayseri Forum'un karşısındaki Belediye'ye ait olan yer kitap kafe olarak projelendirildi. Kitap satış ortamları, sohbet ortamları olacak, aynı zamanda bizim Şehir Akademi'nin konferansları için bir alan olacak.
"Faaliyetlerimizde Belediye propagandası yapmıyoruz"
Belediyenin bu işi yapmasının, müşteriye yansıyacak maliyetleri bakımından elbette avantajları olur ama şöyle bir dezavantajı olabilir mi? Kayseri Büyükşehir Belediyesinin sonuçta iktidar partisinden bir belediye başkanı var. Sahip olduğu bakış açısı böyle bir mekanda her türlü kitabın bulunmasına, orada farklı ortamlar oluşmasına ne ölçüde imkan sağlar? İnsanlar bu gibi yargılar nedeniyle bu alana rahat gelebilirler mi?
Bu söylediğiniz bir gerçek. Ama biz bunu bir şekilde dönüştürmeye çalışıyoruz. Mesela BÜSAM'ın faaliyetleri kapsamında iki dergi çıkarıyoruz. Dergilere baktığınızda propaganda dergileri değil. Belediye, faaliyetlerini değil, şehrin kültürel dokusuna ilişkin faaliyetleri ön plana çıkarmaya çalışıyor. Düşünen Şehir bunun daha entelektüel yönüne vurgu yapıyor, Şehir Kültür Sanat da, Kayseri'nin kültürel faaliyetlerini, tarihi geçmişini tanıtmaya yönelik bir dergi olarak var. Dolayısıyla propaganda yapmadığımızı görenler, orada bu tür ortamlara dahil olacaklar diye düşünüyorum.
Süreli ve süresiz yayınlarla ilgili birim dışındaki birimleriniz neler?
Şehir Akademisi, Şehir Araştırmaları, Dökümasyon Birimimiz var. Bu birimde sözlü tarih derlemeleri yapıyoruz. Gelecek Vaat Edenler birimimiz var, sadece geçmişe yönelik olarak bakmıyoruz şehre, yaşayan şehre kıymet vermemiz gerekiyor, bu birimimiz de kentte gelecek vaat eden temaslarda bulunmayı ve katkımız varsa sunabilmeyi amaçlıyor. Bir de Kıdemliler dediğimiz, Kayseri'de herhangi bir alanda tecrübe kazanmış ve şimdi kenara çekilmiş insanlarla düzenli olarak toplanıp şehir hakkındaki görüşlerini alıp raporladığımız bir birimimiz var.
"Tarihi misyonumuzu sürdürme derdindeyiz"
STK ile resmi kurum arasında hareket eden bir yapı var sonuç olarak.
Modellemeyi İstanbul'daki Bilim Sanat Vakfı ve Ankara'daki SETA'nın faaliyetlerini birleştirme üzerinden yaptık ama konularımız şehir odaklı. Şehirciliğimiz müsellem. Mimar Sinan ve Balyan ailesi gibi Kayserinin iki değeri var. Şu andaki şehirleşme pratiği açısından bakıldığında da Kayseri örnek gösteriliyor. Ayrıca şu anda Türkiye'nin şehirleşmesi Kayseri'den giden bir siyasetçinin sorumluluğunda. Böylesi bir şehrin felsefi olarak da şehirleşme konularını girip tartışması bütünü tamamlayan bir unsur. Dolayısıyla şehir hakkında en çok hesap vermesi gereken, vizyon oluşturması gereken, konuşması gereken bir şehirdeyiz. Bu hem tarihi misyonumuz hem de güncel olarak böyleyiz zaten.
Çağrınız nedir bu işlere kafa yoranlara?
Biz şehirle ilgili yeni bir okuma yapma iddiasıyla yola çıktık. Bunun, felsefi ve fikri alt yapısını oluşturmaya çalışıyoruz. Belge bizim için çok önemli. Belge açısından insanlar çok ketum, bu konuda bize açık olmalarını arzu ederiz ki, literatüre dahil edebilelim.
İHA