Anadolu Aslanları İş adamları Derneği (ASKON) Adana Şube Başkanı Recep Çalışkan, Srebrenitsa katliamının 22. yıl dönümünde, "Düşmanca duygularla Müslümanlara saldırmak için fırsat kollayan herkese karşı dim dik ayakta durabilmek için çok çalışmalı, aklımızı ve kalbimizi hiç kimseye emanet etmemeliyiz" dedi.
ASKON Adana Şube Başkanı Çalışkan, Srebrenitsa katliamının 22. yıl dönümünde üzüntülerini dile getirerek bir mesaj yayımladı.
"İkinci dünya savaşından sonra dünyada yapılan en büyük katliam olan bu saldırılarda sırplar kadar suçlu olan birileri daha vardı" diyen Çalışkan, "BM Barış Gücü Hollandalı Komutan Thom Karremans kendisine sığınan 25 bin mülteciyi ve şehri Sırplara teslim etti. Sırp general, bu davranışı ödüllendirmek için Hollandalı komutana hediye verdi ve bu görüntüler bütün dünya TV'lerine servis edilmekten çekinilmedi. 8 bin 372 masumun dünyanın gözü önünde katledilmesinin ardından Türkiye'de pek çok duyarlı kişi büyük acı ve üzüntü içinde tepki göstererek Bosna'ya olan duygularını kaleme aldı, şiirler yazdı" diye konuştu.
ASKON Adana Şube Başkanı Recep Çalışkan, Milli Görüş lideri merhum eski Başbakan Necmettin Erbakan'ın Bosna ile ilgili yurt içinde ve yurt dışında Milli Görüş sevdalılarını harekete geçirdiği ayrıca Aliya İzzetbegoviç ve arkadaşlarına da fikri anlamda yol gösterdiğini belirterek, "Mültecilerle yakından ilgilenen, topladığı yardımları Bosna'ya ulaştıran Merhum Erbakan, küçük de olsa silah ve cephane üreten atölyeleri Bosna'da kurdurtmuştur. Siyasi hayatı boyunca iyinin,doğrunun,güzelliğin ve faydalı olanın hakim olmasının mücadelesini veren Merhum Milli Görüş lideri Erbakan Hoca'nın Bosnalı kardeşlerimiz üzerinde emeği büyüktür" dedi.
"15 Temmuz başarılı olsaydı Irak, Suriye veya Yemen gibi bizler de zulüm ve işkence altında inleyen toplumlar gibi olabilirdik"
Çalışkan, Srebrenitsa soykırımının kadın, erkek, genç, yaşlı demeden pek çok kişinin ölmesiyle kalmayıp tüm Müslümanlarının kalplerinde kapanmayan delik açtığını söyleyerek şunları kaydetti;
"Müslümanların kenetlenmesine de kapı aralayan bu olaylar yıllar sonra sanki dün gibi içimizde hissettiğimiz derin bir acımızdır. Bu acıların bir daha yaşanmaması için Müslümanların bir ve beraber olması elzemdir. Kişisel hesapları bir kenara bırakarak bu ve benzeri hadiselerden dersler çıkararak kendi aramızda hiç bir ayrılığa düşmeden hem ülkemiz için hem de dünya Müslümanları için taşın altına elimizi koymalıyız. Yakın bir zamanda, ülkemizde 15 Temmuz saldırıları oldu. Allah vatanımızı korudu ki eğer bu darbe kalkışması gerçekleşseydi Irak, Suriye veya Yemen gibi bizler de zulüm ve işkence altında inleyen toplumlar gibi olabilirdik. Amerika ve Yahudilerin kullandığı bu zalim insanlar birer maşadır. Bu duruma düşmemek için uyanık ve diri olmalıyız. Düşmanca duygularla Müslümanlara saldırmak için fırsat kollayan herkese karşı dim dik ayakta durabilmek için çok çalışmalı, aklımızı ve kalbimizi hiç kimseye emanet etmemeliyiz."
İHA