Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, YPG'ye verilen desteğin Suriye'nin geleceği için riskli olduğunu belirterek, "Bir terör örgütüne verilen silah sadece Türkiye'ye karşı değil tüm insanlığa karşı kullanılabilir. Avrupa'da son Brüksel görüşmelerimizde de gördük ki Avrupa ülkelerinin çoğunda da bu endişe var" açıklamasını yaptı.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye-Slovenya Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) Toplantısına katılmak üzere Türkiye'de bulunan Slovenya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Karl Erjavec ile ortak basın toplantısı düzenledi. Türkiye ile ikili ilişkilerin çok iyi seviyede olduğuna dikkat çeken Slovenya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Erjavec, Türkiye'nin önemli bir ortak ve güvenli bir ülke olduğunu söyledi.
Avrupa Birliğine üyelik sürecine ilişkin soruyu yanıtlayan Bakan Çavuşoğlu ise, tüm Avrupa Birliği üyesi ülkelerin Türkiye'nin üyeliğine karşı olmadığına dikkat çekti. Karşı olan çok az ülkenin olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, "Hele hele bazıları Avrupa Birliği'nin patronunun kendileri olduğunu düşünüyorlar. Oysa öyle değil. Türkiye ile üyelik müzakerelerinin durdurulması konusunda Avusturya yalnız kaldı. Geri kalan 27 ülke buna karşı çıktı. Ülkelerin iç siyasi kaygılardan dolayı sesi çok çıkıyor. AB'nin bize kendi iç siyasi kaygılarından bağımsız bir şekilde yaklaşmasını istiyoruz. Öyle olduğu zaman gerçekleri daha iyi görüyorlar. Şuandaki en büyük problem; Avrupa ülkeleri içindeki iç siyasi dengeler, desteği artan ırkçı partiler, eksen kayması içinde olan başka partiler, basının negatif rolü veya oluşturulan kamuoyları, İslam karşıtlığı, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, göçmen karşıtlığı gibi son derece tehlikeli akımların maalesef siyasete yansımalarını görüyoruz. Ama en son Sayın Cumhurbaşkanımızın Juncker ve Tusk ile görüşmeleri en azından önümüzdeki süreçte hangi adımları atacağımız konusunda çok faydalı olmuştur. Ortamı yumuşatmıştır. Malta'da da Dışişleri Bakanları Toplantısında verilen mesajlar önemliydi. O toplantıda da Karl çok açık ve net bir şekilde Türkiye'nin önemini vurgulamıştır ve Türkiye'nin AB üyeliğine tam destek vermiştir" diye konuştu.
Çavuşoğlu, ABD'nin YPG'ye ağır silah yardımına ilişkin iddialara yönelik şunları dedi:
"YPG-PKK konusunda ve Suriye'de YPG'ye verilen veya verilecek destek konusunda tutumumuz nettir. Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Washington ziyaretinde hem baş başa hem de heyetler arası görüşmede Türkiye'nin bu konudaki tutumunu ve kaygılarını dile getirmiştir. YPG'ye verilen desteğin Suriye'nin geleceği için riskli olduğunu vurguluyoruz. Bir terör örgütüne verilen silah sadece Türkiye'ye karşı değil, tüm insanlığa karşı kullanılabilir. Bir terör örgütüyle mücadelede YPG gibi bir terör örgütüyle iş birliğinin mahsurlarını anlatageldik. Avrupa'da son Brüksel görüşmelerimizde de gördük ki, Avrupa ülkelerinin çoğunda da bu endişe var. Özellikle Suriye'nin geleceği ile ilgili bir endişe var. YPG'nin bugüne kadar gittiği yerlerde kendisinden farklı olan Kürtler de dahil herkesi sürgüne gönderdiğini ve kendi ideolojisine uygun bir kanton oluşturmaya çalıştığını biliyoruz. Diğer taraftan Suriye'nin birliği, beraberliği ve toprak bütünlüğü bakımından bu adımlar son derece tehlikelidir. Suriye'nin geleceğinde istikrarı arıyorsak bu yanlışlardan dönmemiz lazım. Geçici ortaklık diye bir şey olmaz. Geçmişteki hatalarımızdan ders almamız lazım. Her görüştüğümüzde Amerikalı ve Avrupalı dostlarımız bize "2012-2013 yılında Türkiye'nin tavsiyelerini dikkate almadığımız için üzüntü duyuyoruz" diyorlar ama bugünkü tavsiyelerimizi de dikkate almalarında fayda var. 2-3 sene sonra aynı sözleri duymaktan biz memnun olmayacağız. Astana süreci ile beraber çatışmasızlık bölgelerini güçlendirmek istiyoruz ve ihlalleri engellemek istiyoruz. Güven artırıcı adımlarla beraber siyasi çözüme odaklanmak istiyoruz. Terörle mücadele önemli ama en az terör örgütleriyle mücadele kadar siyasi çözüme odaklanmada önemlidir. Burada boşluk bırakmamamız gerekiyor. Siyasi çözüm ve istikrar olmazsa DEAŞ'ı yenersiniz ama bu sefer yeni isimle başka bir terör örgütü ortaya çıkar. Yani terörün bitmesi mümkün olmaz. En iyi çözüm siyasi çözümdür."
İHA