Çürümüş aort kalp kapakçığı için cerrahi şansı olmayan ve ölüme terk edilen hastalar artık kapalı yöntemle yapılan ameliyatla sağlıklarına kavuşabiliyor. MEÜ Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Türkay Özcan, Türkiye'de çok az, Mersin'de ise ilk kez yapılan ameliyatsız aort kalp kapakçığı ameliyatıyla 28 hastanın yeniden hayata tutunmasını sağladı. Özcan, "Eğer bu hastalar ameliyat olmasa 2 yılda 2 kişiden biri hayatını kaybeder" dedi.
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Bölümünde Türkiye'de çok az, Mersin'de ise ilk kez kapalı yöntemle yapılan aort kalp kapakçığı ameliyatlarıyla hastalar sağlıklarına kavuşabiliyor. Ek hastalıkları bulunan, ileri yaşta, akciğer, böbrek yetmezliği gibi nedenlerden dolayı cerrahiden mahrum kalan hastaların artık kasık, kol veya boyun arterinden girilerek aort kalp kapakçıkları değiştirilebiliyor. Mersin'de yıl başından beri 30 hasta bu yolla ameliyat edilirken, bu hastalardan 28'i sağlıklarına kavuştu.
"Bu hastalığın tek tedavi yöntemi cerrahidir"
Yaptığı kalp ameliyatıyla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Prof. Dr. İsmail Türkay Özkan, kalbin birçok grupsal hastalıkları olduğunu söyledi. Kalbin zar, et, damar, ritm ve kapak hastalığı olduğunu kaydeden Özcan, "Bunların hepsi ayrı ayrı hastalıklardır. Kalbimizde 4 tane kapak vardır. Özellikle aort kapak hastalığı son derece yaşamı tehlikeye sokan bir kapak hastalığıdır. Bu dünyada yeni gelişen düzende aort kapak hastalığı olanlarda tedavi için birinci tercih her zaman cerrahi müdahaledir. Cerrahi ile bu kalp kapağını değiştirmek en tercih edilen yöntemdir. Fakat toplumda aort kapağı değişmesi gereken yüzde 30 hasta ek hastalıklar, ileri yaşı, akciğer, böbrek yetmezliği nedeniyle bu cerrahiden mahrum kalmaktadır. Bu hastalara hiçbir tedavi yapılamamaktadır. Bu yeni tedavi yöntemiyle cerrahi şansı olmayan hastalarda, kasık, kol veya boyun arterinden girerek bu aort kapağını, açık kalp cerrahisi yapmadan değiştirmekteyiz. Bu cerrahi şansı olmayan, tabiri doğru olmasa da neredeyse ölüme terk edilen hasta grubunda dünyada çok önemli bir tedavi alternatifi olmuştur. Bizde bu yılın başında bu tedaviyi başlattık. Yaklaşık 30 hastamız var. Başarıyla bu işlemi takmaya devam ediyoruz" şeklinde konuştu.
"Ameliyat edilmezse 2 yılda 2 kişiden bir kişi hayatını kaybediyor"
Tedavi edilmezse aort kapak hastalığında ölümün yüksek olduğunun altını çizen Özcan, "Aort darlığında eğer hastanın göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi semptomları varsa yapılan çalışmalarda 2 yılda ölüm oranı yüzde 50. Yani 2 yılda bu kapak hastalıklarında 2 kişiden biri kaybedilecek demektir. O yüzden son derece önemli bir klinik durum. Bu hastalarda kasık yoluyla kapak yerleştirme sonucunda bu riski neredeyse tamamen ortadan kaldırmış oluyoruz. Bizde yıl başından beri bu durumda olan 30 hastayı cerrahi yöntemsiz ameliyat ettik. Ne yazık ki bizde bu hastalardan 2'sini kaybettik. Ancak 28 hastayı şu anda aktif takip ediyoruz. Şifa ile yaşamlarına devam ediyorlar. Her hangibir semptomları yok. Gayet iyi durumdalar. Yakın takibimizdeler. Ne yazık ki bu işlemin de kendine has riskleri var. Çünkü büyük bir kapak bu. Kasık arterinden giriyoruz, yukarı aorttan geçip kalbin içine oturuyoruz ve bu kapağı oraya yerleştiriyoruz. İşlem komple yapılıyor ama her zaman hastanın böyle kalma riskinden çok daha düşük bir riskle bu işlemi yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de bu yöntemin henüz çok fazla yaygınlaşmadığını vurgulayan Özcan, "Bu tabi özel ilgi ve alaka gereken bir işlem. Özel eğitim gereken bir işlem. Dünyada da bu hızla yaygınlaşıyor. Aslında son 5 yılda bu işlem yapılmaya başlandı ama ciddi anlamda bu hasta grubu ihtiyaç duyduğu için hızla ilerliyor. Mersin'de Prof. Dr. Oben Döven ile birlikte bu işlemi yapıyoruz. Şu anda Mersin bölgesinde bu işlemi yapan başka yok. Ancak yapacak arkadaşlarımızı da destek olmaktan büyük keyif alırız. Kardiyolog olan her arkadaşımız kısa bir eğitimle bu işlemi rahatlıkla yapabilir" diye konuştu.
İHA