Politika yolculuğuna CHP İzmir 2. Bölge Milletvekili Aday Adaylığına başvuru yaparak adım atan Prof. Dr. Fisun Şenuzun Aykar ile Bilim Sağlık Haber Ajansı röportajında, ‘politik güç olma’ kavramı en dikkat çeken açıklamalardan biri oldu.
Aykar, insanlığın var oluşundan günümüze kadar yaşanan tüm evrensel olayların,hemşirelik mesleğinin değişmesine ve gelişmesine sebep olduğunu ve Covid-19 süreci ile birlikte dünya genelinde hemşirelik meslek örgütlerinde bir farkındalık oluştuğunu, özlük hakları ve daha birçok sorunun çözüm yolunun seçim süreçlerinde seçmen olarak değil seçilen olarak var olmaktan geçtiğini söyledi. Türkiye’de hemşirelerin ve tüm sağlık emekçilerinin de artık farkındalık kazandıklarını söyleyen Prof. Dr. Aykar, ‘hemşirelerin politik güç’ önderi olarak çıktığı yolculuk ile ilgili sorularımızı yanıtladı.
Dersini İyi Çalıştı!
28. Dönem Milletvekilliği Seçimleri için Tınaztepe Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanlığı görevinden istifa ederek,Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) İzmir 2. Bölge Milletvekilliği Aday Adayı olan Prof. Dr. Fisun Şenuzun Aykar, BSHA ile bir araya geldi. Milletvekilliği olmayı geçmiş yıllardan beri hedefleyerek bu yola çıktığını söyleyen Fisun Şenuzun Aykar, milletvekilli olma fikrinin zihninde belirdiği yıllardan bugüne dek hazırlık sürecini anlatarak, hemşirelerin de özlük hakları başta olmak üzere birçok sorunla mücadelede sahip oldukları politik güç potansiyelinin farkına vardıklarını söyledi. CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşerek aday adaylığı çalışmalarına start veren Prof. Dr. Aykar, dünya genelinde özellikle Covid-19 sürecinden sonra hemşirelerin politik güçlerinin farkına vardıklarını ve 2021’den sonraki genel seçimlerde ‘biz de varız’ dediklerini söyledi.
“Tek Başına Bir Hiç, Hep Birlikte Her Şey”
Aykar, Hemşireler başta olmak üzere çok sayıda sağlık çalışanının Covid-19 Pandemi sürecinde ve 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde de yine ortaya çıkan ‘değersizlik’ duygusuyla baş etmek zorunda kaldıklarını söyledi. “Hemşireler olarak politik güç olmak konusunda söz sahibi olmazsak özlük haklarımız konusunda eksikliklerimiz başta olmak üzere hiçbir politik gücün savunucusu olamalıyız” diyen Aykar, “Tek başına bir hiç, hep birlikte her şey” sloganıyla yola çıktığını, yanıbaşında da kocaman bir ekibin gücü olduğunu vurguladı. Hemşire Profesör Aykar, Türkiye’deki hemşirelerin politik güçlerinin farkına varması için adeta bir doping verme stratejisi çizerek, milletvekilliği aday adaylığını başarıyla sonuçlandırmaya koşuyor.
BSHA: Kısaca Fisun Şenuzun Aykar’ı tanıyabilir miyiz?
F.Ş.A: Avrupa’nın ilk lisans eğitimi ülkemizde, Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu’nda 1955 yılında başladı ve ben de mezunu olduğum için çok gururluyum. Mezun olduğum okulda dekanlık görevinde bulunmaktan ötürü de ayrıca çok gurur duyuyorum. Yüksek lisans ve Doktora eğitimimi yine Ege Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra Post-Doktora eğitimimi Amerika’da sürdürdüm. 2006 yılında Doçent ve 2021 yılında Profesör olarak Hem devlet hem de Vakıf Üniversitelerinde çeşitli akademik ve idari görevlerde bulundum. Yerel yönetim ve STK’lar ile çok sayıda eğitim ve projeler gerçekleştirmiş bir bilim insanı olarak, 28. Dönem Parlamentosunda sağlık emekçilerinin temsiliyetini yerine getirmek ve hizmet vermek için aday adayıyım.
BSHA: 28. Dönem milletvekilliği seçimlerinde CHP’den, Millet İttifakından aday adayı oldunuz. Aday olma fikri nereden doğdu, teklif mi aldınız. Bize biraz süreçten bahsedebilir misiniz?
F.Ş.A: Tabi ki. Eğitim, akademik ve klinik olmak üzere mesleğin her alanında Dünya genelinde çok başarılı olan Türk Hemşirelerimizin maalesef Ülkemizin sağlık politikalarının oluşturulmasında ve mesleki özlük haklarının savunulmasında Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ve ilgili Bakanlıklarda hak ettikleri temsiliyet mümkün olmamıştır. Dünya genelinde Hemşireliğin politika oluşturma süreçlerindeki etkisi ve gücü incelendiğinde en güzel örneklerden birini Amerikan hemşirelerinin 2000’li yıllardan bu yana Başkanlık seçimlerinde mesleki özlük haklarını destekleyen, hastanelerde ve de tüm sağlık sistemlerinde hemşirelerin oynadığı hayati rolü anlayan adayları destekleyeceklerini ortak bir ses olarak duyurmaları ve “Hemşirenin oyu hemşirenin gücü ve sesi” hareketi ile hemşireliğin politik gücünü kazanmaları ve sürdürmeleridir (https://nursesvote.org/issues/). COVID-19 Pandemisi sonrası benzer örnekler Kanada, Avustralya, İrlanda genel seçimlerinde de başarı ile sürdürülmüştür. Bizler de, başarılı bir hareket planı ve farkındalık ile Ülkemizde Kamu ve özel dahilinde klinisyen, eğitimci, akademisyen, emekli ve öğrencisi ile toplamda 400 bin kişilik dev hemşirelik ordusu ve Ebeler, diyetisyenler, fizyoterapistler, sağlık teknikerleri, destek personeli ve tüm sağlık emekçileri olarak yaklaşık 1.400.000 sağlık çalışanının sorunlarını ve birlikteliğini temsiliyet hakkını istiyoruz. Dünün sağlık devriminin öncü kahramanları olarak, hem toplumun sağlık hakkını korumak ve savunmak hem de adaletsiz sağlık sisteminin sorunlarını en ağır yaşayan sağlık emekçileri için harekete geçiyoruz Milletvekili olduğumuzda ekibimizle birlikte karavanımız ile ülkemizdeki tüm kamu ve özel toplam bin 500’ü geçen hastanelere ziyaretler gerçekleştireceğiz. Hepsine gideceğiz. Ne olursa olsun ekip meslektaşlarım ile sürekli bir arada olarak taleplerini, isteklerini güncel tutacağız ve çözümleri için çalışacağız.
“Hak Mücadelesinde Meşale Olmayı Hedef Edinmiş Biriyim”
BSHA: Politik güç olma yolunda ilk adımı atarak örnek olmayı mı tercih ettiniz?
F.Ş.A: Bu hedef hem öğrencilerim hem benim için bir bütünleştiriciliği daha getirdi ve onlara söz verdim. Çünkü ben normalde de enerjisini öğrencilerinden alan bir akademisyenimdir. O süreç içerisinde büyüyen öğrencilerim ile mücadele de büyüdü. Hak mücadelesinde meşale olmayı hedef edinmiş biriyim. Mezun olduklarında kendilerini düz bir memur olarak görmeleri yerine her alanda var olma fikrini hep beraber hakim kıldık. Öğrencilerim derneklerde, sendikalarda, çeşitli alanlarda bunun gereğini fazlasıyla yaptılar ve mevcut sağlık politikalarının yarattığı bu yıkıma karşı 2 yıl önce artık inisiyatif alacak zamanın geldiğine karar verdiler. COVİD-19 bir kırılma noktası oldu. Ölüm tehlikesi altında yok sayılmaları, ayrımcılığa maruz kalmaları artık inisiyatifi ele almamız gerektiği şartını doğurdu ve bugün ben de burada sizlerleyim.
BSHA: Hemşirelikte politik gücü temsil ettiğinizi söylüyor, söylemekle de kalmayıp aday adayı olarak bu kavramı hayata geçiriyorsunuz. Çevrenizden aday adayı olunca nasıl karşılandınız?
F.Ş.A: Milletvekilliği süreci fikri yeni olmadığı ve ben gözüyle değil biz gözüyle bu süreci oluşturduğumuz için pek çok yerden takdir aldık. Hatta şunu belirteyim hemşireler hastalara en yakın olan meslek grubudur. Bu yakınlıktan kaynaklı da gelen o kadar çok destek var ki… Bizimle olduğunu ifade eden, bu sürece sonsuz destek sunan binlerce kişi var. Tüm örgütlü meslektaşlarım, sağlık emekçileri, bunun yanında öğrencilerim ile bu süreç içinde büyük bir güç olarak buradayız. Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanı Adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da sürekli ifade ettiği ‘güçlü meclis’ vurgusu, meclisin toplumu tümüyle temsil etmesi gerekliliği çıktığımız bu yolun en önemli mihenk taşı oldu.
BSHA: Sağlık alanındaki vaatleriniz, çözülmesi gereken başlıca sorunlardan en önemlileri nedir?
F.Ş.A: Sağlık alanında pek çok sorun var tabi ki ama burada en çok öne çıkan kısım aslında insani boyutu. Abraham Maslow’un meşhur bir ihtiyaç hiyerarşisinde de olduğu gibi fizyolojik ihtiyaçlar ve güvenlik ihtiyaçları ilk ihtiyaçlardır. Bu açıdan ilk sorun yoksulluk sınırı altındaki maaşlarımız. Uzun nöbetler ve çalışma saatleri yer alıyor. Bunun sebebi de çalışan sayımız, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ortalamalarının 3 kat altında ve bu soruna çözüm olacak 120 bin lise ve lisans mezunu meslektaşım atanmayı bekliyorlar. Bunun yanında; ‘Hemşirelik Kanunu’ mesleğinin görev tanımına uygun şekilde düzenlenmesi, Kadro ayrımına son verilmesi (4A-4B-45A), istihdamın tek kadro olması, performans ve döner sermaye gibi gelir güvencesi olmayan ve emekliliğe yansımayan ücretlendirme yerine yoksulluk sınırı üzerinde ve emekliliğe yansıyacak temel ücret verilmesi (ek ödeme değil tek ödeme ile tüm ödemelerin yansıtılması), her hastanede 7/24 hizmet veren, ücretsiz kreş sağlanması, güvenli çalışma ortamları oluşturulması ve şiddete karşı tüm tedbirlerin alınması, ek göstergelerin kademeli olarak artırılması, hastane yönetim reformunun gerçekleştirilmesi, yöneticilerin sendikalı olmalarının engellenmesi, hemşirelik ve var olan sağlık iş kolları için uzmanlık kadrolarının açılması, hemşirelik yöneticilerinin yasal güvence destekli liyakat ile belirlenmesi, Türk Hemşireler Birliği’nin kurulması, sağlık meslek eğitimlerinde klinik uygulama ve staj sorunlarının çözümü ve İntörnlük uygulaması olan tüm sağlık meslek gruplarına ücret haklarının verilmesine, öğrencilerin hastane klinik uygulamalarında temel hakları olan yemeklerinin hastane tarafından kesintisiz ve ayrımsız karşılanması, etik kurullarda tüm sağlık bilimleri bölümlerinin temsilinin sağlanması, koruyucu sağlık hizmetlerinin etkin hale getirilmesi ile etkin hemşirelik profilinin halk tabanında sağlanması vb çözümlenmesi için tüm gücümüz ile çalışacağımız konu başlıkları ve sorunlardan bir kısmını oluşturmakta.
“Tüm Sağlıkçıların Söz Sahibi Olacağı Bir Düzeni İnşa Edeceğiz”
BSHA: Sağlıkta şiddet ve yönetici mobbingi de öne çıkan sorunlar arasında yer alıyor. Mobbingle mücadelede sizin formülünüz nedir?
F.Ş.A: Liyakatin olmadığı yerde aklınıza gelebilecek her şey olabilir. Mobbing de bir şiddettir. Şiddetin illa hasta yakını ya da hastadan olmasına gerek yok. Bu şiddet durumları, olayları gerekli yasal düzenlemeler yapılarak ve mesleklerin itibarları iade edilip, yükseltilerek bitirilir. Liyatsız sisteme son vereceğiz.
BSHA: Hemşirelik mesleğinin mecliste temsiliyeti konusunda Fisun Şenuzun Aykar neler söyler?
F.Ş.A: Aslında sadece hemşirelik mesleği değil, sağlık alanında 39 branş var. Sadece 3 sağlık mesleğinin mecliste bir temsiliyeti var. Hekimlik, diş hekimliği ve eczacılık… Bunun haricinde yok.. Meslektaşlarımız yoksulluk sınırı altında maaş alan, yoğun ve yorucu şekilde çalıştırılıyor. Bunun akabinde ebelerimiz, fizyoterapistlerimiz, diyetisyenlerimiz, tekniker, teknisyenlerimiz, güvenlik görevlilerimiz, destek personelimiz, bilgi işlem personelimiz var. Biz hepsinin temsilcisi olacağız. Biz ekibimizle 2 yıldır hem kamu hem özel hastanelerde sahadayız, Tüm sorunları topladık, çözümleri çalıştık, raporlar hazırladık. Bunları Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanı Adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na da sunduk. Ayrıca şunun da bilinmesini isterim, bizim çözümlerimiz sadece tek maddelik çözümler değil, örnek bir modeldir. 2 yıldır aktif toplanan veriler ve büyük bir ekip çalışmasıyla elde edildi. Dolayısıyla şunu herkesin bilmesini isteriz, bu milletvekilliği, tüm sağlık emekçilerinin temsiliyetini de barındıran bir milletvekilliğidir.
“Sağlıkta Gerçek Ev Sahibi Olan Sağlık Emekçilerinin Artık Söz Sahibi Olma Zamanı”
BSHA: Hep kamu ve özelden bahsettik ama bir de unutulan bir kesim var; orta öğretim hemşireleri. Uzun zamandır atanamıyorlar, mesleki tanımlarının olmadığından yakınıyorlar. Vekil olursanız bu konuya yönelik bir çözüm planınız var mı?
F.Ş.A: Tabi ki var. Biz dışlayıcı değil bütünleyici yaklaşımdan yana olacağız. Bu konuda öncelikle şunu söylemek isterim. Bu konu pek çok tartışmayı içinde barındırıyor. Orta öğretim düzeyinde bir meslek temsiliyeti sağlık alanında uygun değil ama bu sorunu ortaya çıkaran alanın akademisyenlerine, temsil derneklerine danışılmadan yapılan hatalı eğitim uygulamalarıdır. Sağlık meslek liseleri defalarca rant alanına çevrildi. Çok sayıda özel sağlık meslek liseleri açıldı. Ardından ‘yardımcılık’ statüsü çıkarıldı. Hemşire yardımcılığı, ebe yardımcılığı gibi… Hükümet eliyle bir sorun yaratıldı kısacası ve bu arkadaşlarımız da mağdur edildi ister istemez. Orta öğretim mezunu arkadaşlarımızın ataması tabi ki yapılmalı çünkü haksızlığa maruz kaldılar. Bizim burada en öncelikli hedefimiz eğitimlerinin lisans düzeyine getirilmesidir. Yani YÖK ile ortak bir çalışma metodu olacak. ‘Yardımcılık’ statüsü içinde lisans şartı olacak ve mesleklerini lisans düzeyinde diploma ile temsil edecekler. Sayılar açısından baktığımızda hemşire açığımız var. OECD ortalamasının 3 kat gerisindeyiz. Bu çok ciddi bir sayıdır. Türk Hemşireler Birliği kurulduğunda da aynı çatı altında bu sorunu el birliğiyle çözeceğiz. Orta öğretim hemşireleri biraz daha dayanırlarsa mağduriyetlerinin son bulmasını sağlayacağız.
BSHA: Son olarak eklemek istediğiniz bir konu var mı? Teşekkür ediyoruz…
F.Ş.A: Şunu ifade etmek isterim. Türkiye’de Kahramanmaraş merkezli depremlerde 10 ilimizde çok büyük bir yıkım ve can kaybı yaşadık. Yakınlarını kaybedenlere baş sağlığı diliyorum. Hepimizin başımız sağ olsun, hepimize çok büyük geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Ülkemizi yasa boğan depremlerin ardından, tüm ülkede deprem bölgesine yardım kampanyaları başlatılırken, Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanlığı da bölgede en çok ihtiyaç duyulan acil tıp teknisyenleri ve sağlık personellerinden oluşan 20 kişilik bir ekibi Adana’ya gönderdi. Acil tıp teknisyenleri ve sağlık çalışanlarından oluşan 20 kişilik ekip ile depremden etkilenen Adana ilindeki organizasyonda ben de bizzat yer aldım. Bu acıların bir daha yaşanmamasını temenni ediyorum.
FİSUN ŞENUZUN AYKAR KİMDİR?
Eskişehir doğumlu Prof. Dr. Fisun Şenuzun Aykar, Diş Hekimi Oğan Aykar ile evlidir. Can dost ve doğa aşığı olan Prof. Dr. Aykar hem sivil toplum kuruluşlarında hem de öğrencileri ile sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyor. Hobileri arasında ilk sırada Yoga yer alan Aykar, bu alanda da eğitmenlik sertifikasına sahip.
Akademik Eserleri
Uluslararası indekslerde 60 olmak üzere yayınlanmış 120 araştırma makalesi, araştırma makalelerine yapılmış olan 1682 atfı, 8 tanesi uluslararası olmak üzere 50 kitap/bölüm yazarlığı, 14 kitap editörlüğü, 100 tanesi uluslararası olmak üzere 200’ü aşkın bilimsel bilimsel bildirileri, uluslararası ve ulusal örgütlerce desteklenmiş 18 araştırma projesi, yerel yönetim ve STK’lar ile çok sayıda eğitim ve projeler gerçekleştirmiş bir bilim insanı olarak, 28. Dönem Parlamentosunda sağlık emekçilerinin temsiliyetini yerine getirmek ve hizmet vermek için aday adayıyım.
Üyesi Olduğu Dernekler
– European Society of Cardiology (ESC Nursing and Allied Professional Board Member – 2006-2011)
– Türk Kardiyoloji Derneği (Hemşirelik ve Teknisyenlik Çalışma Grubu Üyesi ve Başkanlığı 2003-2015)
– Türk Hemşireler Derneği
– Acil hemşireliği Derneği
– Evde Bakım Derneği
– Alzheimer Derneği (Yönetim Kurulu Üyesi-İzmir)
– Ege Geriatri Derneği (Yönetim Kurulu Üyesi)
– Belenbaşı Yörük ve Türkmen Derneği
– Sesi Olun Sessizliği Derneği (Yönetim Kurulu Üyesi – Başkan Yardımcısı)
– Öğretim Elemanları Sendikası – İzmir Şubesi (Yönetim Kurul Üyesi – Sekreter) 1997-2000
-İzmir Kent Konseyi: Sağlıklı Yaşlanma ve Yaşlı Politikaları Çalışma Grubu 2021-2023 (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)