Afyonkarahisar'da geçtiğimiz haziran ayında kaybolduktan yaklaşık 1 ay sonra cesedi çürümeye yakın bir halde bulunan 17 yaşındaki gencin cinayet davasında tutuklu 3 sanık, duruşmada birbirlerini suçladı. Cinayete kurban giden gencin otopsi raporlarına göre ise vücudunda çok sayıda kesici ve delici alet izine rastlandığı öğrenildi.
Haziran 2016'da meydana gelen olayda kent merkezinde yaşayan 17 yaşındaki Yunus Emre Kesgin'in cesedi kaybolduktan yaklaşık 1 ay sonra ormanlık bir alanda çürümeye yüz tutmuş bir halde bulunmuştu. Olayın ardından başlatılan soruşturmanın ardından cinayet şüphelisi olarak Yılmaz B. (23), İsmail Ü. (25) ve S.A., (16) isimli şahıslar gözaltına alınmış ve çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderilmişlerdi. Olayın ardından Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "çocuk, beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak kişiyi tasarlayarak öldürme" suçundan dava açılmıştı.
Davanın ikinci duruşması ise Kasım ayı başlarında yapıldı. Duruşmada biri çocuk yaşta 3 cinayet zanlısı birbirlerini suçlarken, yaşları büyük olan 2 zanlı olayda hayatını kaybeden genci, çocuk yaştaki zanlının bıçakla yaraladıktan sonra öldürdüğünü iddia ettiler. Çocuk yaştan zanlı S.A., ise bunu reddederek Yunus Emre Kesgin'i diğer 2 şahsın bıçaklayarak öldürdüklerini öne sürdü.
Duruşmada 3 zanlının da verdiği ifadede örtüşen tek noktanın ise hayatını kaybeden Yunus Emre Kesgin'in başta boyun ve sırt bölgesi olmak üzere vücudunun çok sayıdaki yerine aldığı bıçak darbeleri ile yaralı halde olay yerinden kaçtığı konusu oldu.
Diğer yandan, Kesgin'in çürümeye yüz tutmuş cesedinin ise olay yerinden yaklaşık 25 metre ileride ormanlık alanda bulunması ise dikkatlerden kaçmadı.
Cinayete kurbanını, cinayet zanlısı olay yerine götürmüş
Duruşmada S.A. isimli 16 yaşındaki cinayet zanlısı, emniyet ve savcılıkta verdiği ifadenin tam doğru olmadığını belirterek, mahkemede olayın gerçeğini anlatacağını söyleyerek savunmasına başladı. S.A., ayrıca cinayetin işlendiği yere olaydan yaklaşık 15 dakika otomobil ile gittiklerini ve Yılmaz B. ile İsmail Ü.'nün olay yerinde keşif yaptıklarını iddia etti. Hayatını kaybeden Kesgin'i olay yerine motosiklet ile diğer cinayet zanlısı Yılmaz B.'nin götürdüğünü kendisinin ise diğer kişi ile birlikte araçla takip ettiğini kaydeden S.A., "Bakkaldan Yunus Emre'nin dışarı çıktığını gördüm. Yunus Emre bizi görünce yanımıza geldi. Konuşmaya başladık Karşılıklı konuştular hal hatır sordular. Bir ara bana arabanın teybini kapatmamı ve müziği kısmamı söylediler. Ben de sesi kısmak için aracın içine girdim. Döndüğümde Yılmaz B.'nin maktulün mobiletine binip ikisinin birlikte gittiğini gördüm. Arkasından ben İsmail Ü. ile araca bindim. Daha sonra İsmail Ü., mobiletin arkasından onları takiple peşlerinden gitmeye başladı. Bir ara mobilet ara sokaklarda önümüzden kayboldu. Bu arada İsmail'e bir telefon geldi. İsmail Ü., telefonda görüştüğü kişiye sadece "gösterdiğin yerde misin?" diye sordu. Karşı tarafın ne cevap verdiğini bilmiyorum. Ardından İsmail telefonu kapattı ve doğrudan doğruya aracını arka taraftan dolaşarak aracı olayın olduğu yere götürdü" diye konuştu.
"Öldürülen zanlı kendisini korumaya, kurtulamaya çalışmış"
Cinayet anını anlatan S.A., ifadesine şöyle devam etti:
"Biz oraya gittiğimizde Yılmaz ile maktul Yunus. Yunus "un motosikletinin üstünde oturup konuşmaktaydılar. İsmail aracı onların yanına kadar götürdü. İsmail araçtan indi. Ben de arkasından indim. İsmail araçtan indiğinde Yunus Emre'ye doğru yaklaştı ve doğrudan belinden bıçağı çekti ve diğer eliyle de maktulün sağ elinden tuttuktan sonra ona doğru ve sırtına doğru salladığını gördüm. Yunus Emre yere düşmüştü. İsmail akabinde Yunus Emre'yi kolundan tutarak yerde sürükleyerek götürmeye başladı. Yaklaşık 3-4 metre sürükledikten sonra elindeki bıçağı yerdeki maktulün boğazına doğru salladı. O sırada Yunus Emre'de yerde olmasına rağmen belinden bıçağını çekti. Bıçağı İsmail'in ayağına doğru salladı. Bu sırada Yunus Emre ayağa da kalkmıştı. İsmail'e doğru bıçağını savurarak geri geri gidiyordu. Bir ara arkasını dönmüştü. O anda İsmail maktulün sırtına doğru bir defa daha bıçağı salladığını gördüm. O sırada Yılmaz "da onların bir iki adım yakınlarındaydı. Ben Yılmaz'ın elinde her hangi bir şey görmedim. Keza maktule karşı her hangi bir eylemi de olmadı. Maktulü bıçakla yaralayan sanık İsmail'dir. Bu esnada maktul oradan aşağıya doğru kaçmaya başladı. İsmail "de peşinden gitmedi."
"Olayın en doğrusu benim şimdi anlattığım şekildedir"
Duruşmada son olarak kendisinin olayla hiçbir ilgisinin olmadığını iddia eden S.A., "Biz araca doğru geri geldik. Bana "sen motoru al" dediler. Ben maktulün motoruna bindim. Onlarda arkamdan beni takip ettiler. Onların talimatıyla motosikleti bir mahalle arasında onların gösterdiği yere doğru bıraktım. Arabaya bindim. Hatta motosiklette tuttuğum yerlerdeki el izlerimi de sildirdiler. Daha sonra tekrardan arabaya bindim. Birlikte Yılmaz'ın evine gittik. Orada bana İsmail maktulü bıçakladığı bıçağı verdi ve ayrıca bir satırda araçtan çıkardı. Onları bana verdi ve bunları al kaleye doğru bir yere sakla dedi. Ben bıçak ve satırı aldım. Kale sırtındaki bir yere taşların arasına doğru sakladım. Ben de daha sonra maktulün cesedi bulunduğunda avukatın söylediği şekilde biraz gerçekte olaya uygun ama biraz farklı bir savunma verdim. Fakat olayın en doğrusu benim şimdi anlattığım şekildedir. Benim savunmam bundan ibarettir. Olayla hiç bir ilgim yoktur."
Öte yandan, duruşmada diğer iki sanık ise Yunus Emre Kesgin'i, S.A.'nın anlattığı şekilde öldürdüğünü iddia ettiler. Duruşma ise önümüzdeki aya ertelendi.
İHA