Çocuklarda görülen tip 2 diyabet hastalığının dünyada büyük bir hızla arttığını belirten uzmanlar, bunun en büyük nedenlerinden birinin obezite olduğunu söylüyor.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği’nden Uzm. Dr. Sibel Karkaç, Dünya Diyabet Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, “Son 15 yılda çocuklarda tip 2 diyabet hastalığında yüzde 50 artış gözlenmiştir. Bundan 15-20 yıl öncesine kadar tip 2 diyabet 18 yaş altında ihmal edilebilecek kadar az görülüyordu ancak bu oranın obezitenin artması ile beraber arttığı düşünülmektedir. Etnik, coğrafi ve sosyoekonomik durumla ilgili farklılıklar da bu oranı etkilemektedir.” dedi.
Tip 2 diyabetin, insülin direnci varlığında salgılanan insülinin metabolik gereksinimi karşılayamaması sonucu geliştiğini söyleyen Karkaç, “Tip 2 diyabette insülin direnci genetik yatkınlık zemininde çevresel etmenlerle yavaş yavaş gelişir. Göreceli insülin eksikliği de tabloya daha sonra eklenir. Genellikle tabloya insülin direnci için tipik olan kolesterol yüksekliği, karaciğer yağlanması, yüksek kan basıncı da eşlik eder. Yani bu hastalar genellikle ailelerinde diyabet öyküsü olan, şişman ve kolesterol yüksekliği ya da beraberinde kan basıncı yüksekliği olabilecek çocuklardır.” diye konuştu.
Açlık Şekerine Bakılmalı
Rutin çocuk sağlığı kontrolü için hastaneye gelen her çocuğun vücut kitle endeksinin hesaplanması gerektiğini söyleyen Karkaç, “Vücut kile indeksi 95 persentilin üzerindeki çocuklarda kolay yapılabilir bir tetkik olduğundan açlık şekerine bakılmalıdır.” dedi.
Çocuklarda görülen Tip 2 diyabetin tedavisi ile ilgili bilgiler paylaşan Karkaç haraketli yaşama dikkat çekti. Karkaç “Tip 2 diyabet tedavisinin amaçları kan şekeri düzeylerini ve vücut ağırlığını normal aralığa getirmek, hareketi arttırmak ve böylece gelişebilecek bozuklukları (hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, böbrek hastalıkları, uyku bozuklukları ve karaciğer yağlanması gibi) önlemektir.” diye konuştu.
Paketlenmiş ve Rafine Gıdalara Dikkat!
Tip 2 diyabetin tedavisinde en önemli konunun yaşam şekli olduğunu vurgulayan Karkaç “Hayat tarzı değişikliği ile karbonhidrat ve kalori alımının azaltılması, hareketli yaşamın benimsenmesi bu eğitimin en önemli parçasıdır. Beslenmenin düzenlenmesi ve egzersizin alışkanlık haline getirilmesi tedavinin vazgeçilmez unsurudur. Tedavinin başarısı için beslenmenin ailenin sosyoekonomik koşullarına uygun düzenlenmesi önemlidir. Şeker içeren içecekler ve hazır meyve sularının beslenmeden tamamen çıkarılması, meyve ve sebze alımının arttırılması, işlenmiş ve paketlenmiş ve rafine basit şekerlerden yapılmış gıdaların tüketilmemesi aileye anlatılmalı ve benimsetilmelidir.” dedi.
Hayat Tarzı Birden Değiştirilmemeli
Besinlerin cinsi kadar miktarlarının da önemli olduğunu söyleyen Karkaç, “Porsiyon kontrolüne dikkat edilmelidir. Daha çok ev yemekleri tüketilmelidir. Glisemik indeksi düşük gıdalar seçilmelidir. Örneğin beyaz un yerine tam buğday unu içeren gıdalar tercih edilmelidir. Geleneksel beslenme tarzımız, örneğin sebze ve eti birlikte içeren tencere yemekleri teşvik edilmelidir. Kahvaltı kesinlikle atlanılmamalıdır. Yemek, aile fertlerinin birlikte oturduğu masa etrafında bir sosyal etkinlik olarak düşünülmeli, kişisel belirli bir pay içinde ve yavaş yemek amaçlanmalıdır. Bu konudaki değişiklikler birden büyük değişiklikler şeklinde değil küçük adımlar ile başlamalıdır. Böylece önerilerin yapılabilirliği arttırılmış olur. Asıl önemli olan yapılan değişiklerin kalıcı olmasının sağlanmasıdır. Alınan besinlerin miktarı, cinsi ve öğün sayısı kayıt edilmelidir.
Günde En Az 1 Saat Egzersiz
Diyabet yönetiminin ana ayaklarından birinin egzersiz olduğunun altını çizen Karkaç, “Düzenli egzersiz, kardiyovasküler risk etmenlerini azaltır, kan şekerinin kontrolüne ve ağırlık kaybına yardım eder. Tip 2 diyabetli gençler günde en az bir saat egzersiz yapmaya yönlendirilmelidirler. Ailenin bu konudaki desteği çok önemlidir. Hareketli aile ekinlikleri ve daha küçük çocuklar için oyun aktiviteleri desteklenmelidir. Hareket programı da günlük çizelge oluşturulması ve bunun için ödül sistemi başarı için yardımcı olabilir. Diyet ve egzersizle kontrol altına alınamayan ve ilerleyen semptomlar varlığında tedaviye ilaç eklenebilir. Diyabetle yaşamayı öğrenerek toplumdaki sağlıklı diğer çocuklar ve gençler gibi başarılı ve mutlu bir birey olarak yer alabilirler.” diye konuştu.(BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)