Çocuk Gelişim Uzmanı Ayşenur Bekaroğlu, sürekli ne yapması veya yapmaması gerektiği söylenen, bazen de her dediği yapılan çocuklarda öfke nöbetlerinin gelişebildiğini söyledi.
Medical Park Samsun Hastanesi'nden Çocuk Gelişim Uzmanı Ayşenur Bekaroğlu "çocuklarda öfke nöbeti" hakkında bilgi verdi. Bekaroğlu "Öfke nöbetleri yaşanması hem çocuk için hem de ebeveyn için istenmeyen kriz anlarıdır. Bizlere de yolunda gitmeyen bir durumun olduğunun sinyallerini verirler. Her dönemin gelişimi kendine özgü olduğu için öfke nöbeti yaşayan 2 yaşındaki bir çocukla, 6 yaşındaki farklı, 10 yaşındaki daha farklı değerlendirmeye tabii olacaktır. Bir de bu süreçte çocuklarda nöro gelişimsel bozukluklar eşlik ettiğinde daha dikkatli hareket etmek gerekecektir" dedi.
Ayşenur Bekaroğlu şöyle devam etti: "Öfke nöbetine genelde tek bir şey sebep olmamaktadır. Çoklu bir maruz kalma ile öfke nöbeti kendini göstermektedir. Kendini ifade edemeyen bir çocuk bir süre sonra öfkesi artabilir, bu süreçte daha sinirli ebeveyn tutumları veya yasaklayıcı, kısıtlayıcı tutumlar sürecin daha yüksek gerilimde gerçekleşmesine sebep olabilmektedir."
"Sürekli her hareketi her sözü yönetilen, sürekli ne yapması veya yapmaması gerektiği söylenen çocuklarda öfke nöbetleri gelişeceği gibi, bazen de her dediği yapılan, neredeyse istemesine bile gerek kalmadan istedikleri, hatta istemedikleri bile yapılan çocuklarda da öfke nöbetleri gelişebilmektedir" bilgisini veren Ayşenur Bekaroğlu şunları söyledi: "Sonradan edinilen veya doğuştan gelen nöro gelişimsel bozukluğu olan çocuklarda da (otizm, yaygın gelişimsel bozukluklar, gecikmiş konuşma, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, serebral palse, down send. vb.) öfke nöbetleri izlenebilmektedir. Çocuğumuz öfke nöbeti geçirirken nasıl davranmak gerektiği, genel bir soru işareti olmaktadır. Her çocuk kendine özgüdür, bireysel değerlendirme gerektirir. Ancak genel bir başlıkla düzenlemek gerekirse; kaygısı artan yetişkin yardımcı olmak isterken genelde sürecin biraz daha kötüleşmesine sebep olabilmektedir. Bizim amacımız ise öncelikle mümkünse öfke nöbetinin oluşmasını önlemek olacaktır. Öfke nöbetine sebep olan tetikleyicileri ortadan kaldırmak, sorunun oluşmasını önleyeceğinden öncelikli tercihimiz olacaktır. Öfke nöbetine sebep olan tetikleyicileri önleyemediğimizde ve çocuğunuz öfke nöbeti geçirdiğinde, çocuğa temas etmeyin. Konuşmaya, ikna etmeye çalışmayın( tamam al, yeter ki sus, yeter ki ağlama ne istersen yapacağım gibi). Tehdit etmeyin(böyle yaparsan seni sevmem, artık annen/baban olmam gibi). Kendisine zarar verebileceği çevreyi düzenleyin. Sakinleşmesini bekleyin. Olumlu veya olumsuz konuşmalar süreci desteklemeyeceği gibi, öfke nöbetinin şiddetini artıracaktır. Çocuğunuz sakinleştikten sonra önce ona sarılarak, onu sevdiğinizi söyleyin. Ardından ne istediğini size anlatmasını isteyin. Konuşmaya yönlendirin. İsteklerini, mutsuzluklarını onu neyin rahatsız ettiğini ifade etmesini isteyin, size anlatabilmesi için zaman verin, bekleyin. Dikkatini dağıtın. Yapıcı olun ki dikkati dağılsın ve olumlu yönde çocuğu yönlendirelim."
Çocuk Gelişim Uzmanı Ayşenur Bekaroğlu açıklamasını şöyle tamamladı: "Öfke nöbetleri, sebep sonuç yelpazesi geniş krizlerdendir. Her çocuk için bu nöbetlerin sebebi değişken olabilir. Çocuğunuz için böyle durumlarda öncelikle bu krize neyin sebep olduğunu anlamak için uzman desteği alıp, sebebini çözüme kavuşturmak gerekir. Diğer türlü anı kurtarmaktan öteye geçemeyebiliriz. Büyüdüğünde ergenlik/yetişkinlik döneminde, kriz anlarında çözüm bulamadığında öfke nöbeti geçirip, kendisine ve sevdiklerine zarar veren bir yetişkin olmaktan onu koruyalım."
İHA