Denizli'de, "Varlık fonu ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi" konferansı düzenlendi. Konferansta konuşan Cumhurbaşkanı Baş Danışmanlarından İhsan Şener, "hayır" cephesinin krizlerden beslenmek gibi bir özelliğe sahip olduğunu, krizin olmadığı bir Türkiye'de onların siyaset yapmasına ihtiyaç kalmayacağını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Baş Danışmanlarından İhsan Şener ve Öz Finans-İş Sendikası Genel Başkanı Ahmet Eroğlu, düzenlenen "Varlık fonu ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi" konferansa katıldı. Bir otelde düzenlenen toplantıya Cumhurbaşkanı Baş Danışmanı İhsan Şener, AK Parti Denizli Milletvekili Şahin Tin, Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin, Merkezefendi Belediye Başkanı Muhammet Subaşıoğlu, Öz Finans-İş Sendikası Genel Başkan Ahmet Eroğlu ve sendika üyeleri katıldı.
Programda Başkan Gürlesin ve Subaşıoğlu ile Milletvekili Şahin Tin birer konuşma gerçekleştirdi.
Daha sonra konuşan Öz Finans-İş Genel Başkanı Ahmet Eroğlu, varlık fonunun öneminden söz etti. Eroğlu, "Ülkenin istikrar problemi en fazla bankacıları ilgilendirir. İstikrar olmazsa, bankacılar hiçbir şey yapamaz. Önce bir istikrarın olması lazım, istikrarın da bir merkezden kaynaklanması lazım. Eğer evinizde istikrar yoksa, evinizde huzur yoksa evinizde bereket de yoktur. ülkenizde istikrar yoksa, ülkenizde huzur yoksa ülkenizde de bereket yoktur. o zaman ülkenin siyaseti de ülkenin değişikliği de bizi ilgilendiriyor. Gündem 16 Nisan referandumu olduğunda dışarıdan bazı arkadaşlar diyor ki, size ne siyasetten, bankacıları niye ilgileandiriyor, sizleri niye ilgilendiriyor. Dinleyelim ve bilelim, bize ne anlatılacak, bize ne doğru anlatılıyor, ne yanlış anlatılıyor çünkü herkes bir şey anlatıyor" diye konuştu.
Son olarak konuşan Cumhurbaşkanı Baş Danışmanı İhsan Şener, "Milletin iradesiyle iktidar şansı bulamayan siyasi oluşumlar, aslında krizlerin neticesinde, olağan üstü hallerde, yani darbe sonrasında iktidarı ele geçiriyorlar. Bu anayasa bu süreçleri sonlandırıyor, bunun için karşı çıkıyorlar. Bu işin özeti budur. Yoksa 18 yaşındaki gencin seçme iradesine başvuruyorsa, seçilme hakkının ona iade edilmesini herkes teslim eder. Yani buna kimse hayır demez" şeklinde konuştu.
Anayasanın oylanacağı referandum hakkında çok yanlış propagandanın yapıldığını kaydeden Şener, "Eğer bir sistemin açıkları varsa, uluslar arası müdahalelere açık varsa ya da üzerinde oyun oynamaya müsait alanları varsa, bir devletin birinci vazifesi bu müdahale alanlarını kapatmaktır. Bu müdahale alanları da aslında "vesayet" diye adlandırdığımız şeydir. Bazen herkes tarafından etkileri görülebilen ama bazen etkilerini görülmeyen süreçler yaşıyoruz. Bu vesayet alanlarını yok edip, iradenin tamamını millete tevdi etme sürecedir" ifadelerini kullandı.
Parlamenter sisteminin 1931 yılında Mustafa Kemal ile İsmet İnönü ile arasında bile sorunlar oluşturduğunu belirten Şener, iktidar şansı bulamayan siyasilerin krizden beslendiğini ileri sürdü.
"Hayır cephesi krizden besleniyor"
Şener, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu krizlerden yapısal olarak çıkma zarureti var. Peki bunda niçin ısrar ediyorlar, bu krizde "hayır" diyen cephenin bunu bildiğini açıkça biliyoruz. Peki neden buna karşı çıkıyorlar, tek karış çıkma sebepleri var. Krizlerden beslenmek gibi bir özellikleri var. Eğer kriz çıkmazsa, Türkiye'de onların siyaset yapmasına ihtiyaç kalmayacak. Krizden beslenmek istiyorlar. Kamuoyunda anayasa maddeleri üzerinden açıkça tartışmak yerine, semboller ve ideolojiler üzerinden tartışarak, bunun içinden çıkılmaz hale getiren bir yapı izliyoruz."
İHA