Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz şehitlerini hatırlatarak, "Bu toprak uğruna ölenleri 15 Temmuz gecesi gördük. Onlar "evet'çiydi, "hayır'cı değildi. Çünkü onlar o "hayır" diyenlerin karşısına dikildiler. F 16'larla benim vatandaşıma bomba yağdıranlar, işte bugünün "hayır'cılarıydı" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından düzenlenen "Kadın ve Demokrasi Buluşması"na katıldı.
Abdi İpekçi Spor Salonu'nda "Evet! Kadın varsa demokrasi var" sloganı altında gerçekleşen buluşmaya eşi Emine Erdoğan ile birlikte gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınları selamladı. Eşi ile birlikte salonu dolduran kadınlara çiçekler veren Erdoğan, ardından salondaki yerine geçti.
"Kadınlarımızın ahlaklarını korumak için dışarıdan model almaya ihtiyacımız yok"
Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan kadın hakları konusunda Türkiye'yi eleştirenlere yanıt vererek, "Dün kadını insan yerine koymayanlar, bugün kadınları farklı bir yere konumlandırmaya çalışıyor. Dün kadını alınıp satılan bir eşya gibi görenler, bugün de kadın bedenini ve emeğini metalaştırarak bir anlamda modern kölecilik yapıyorlar. Bizim kadınlarımızın ahlaklarını korumak için dışarıdan model almaya, tercüme yapmaya, kopya çekmeye ihtiyacımız yoktur. Medeniyetimizde kadın haklarını istediğimiz istikamette geliştirmeye yönelik her türlü örnek mevcuttur" diye konuştu.
"Erkek bir kadına şiddet uyguluyorsa hiç kimse bunun faturasını dinimize, kültürümüze çıkartamaz"
Konuşmasında kadına yönelik şiddete de değinen Erdoğan, "Kadına şiddet elbette bir insanlık suçudur. Kimse aksini söyleyemez. Buna tevessül eden olursa karşısında önce bizi bulur. Öte yandan insan hakları zaviyesinden baktığımızda kadın meselesinde bizim tarihimizde olumlu manada çok daha fazla uygulama vardır. Ama bunları asla konuşmazlar. Çünkü dertleri kadınların sıkıntılarının çözümüne katkı sağlamak değil, bu konu üzerinden milletimizin değerlerine tarihine saldırmaktır. Halbuki bizim değerler dünyamızda iyi ya da kötü olan kadın veya erken değil, insandır. İnsan doğru ve yanlıştan birini kendi iradesiyle seçme özgürlüğüne sahip olarak yaratılmıştır. Bu davranışları yönlendiren de içinde yaşadığımız iklimdir. Bizim inancımıza göre insan yaratılmışların en şereflisidir. Aksi bir davranış içindeyken bunun sebebi değerlerimiz değil, kendi kişisel zaaflarımızdır. Ülkemizde şayet bir erkek bir kadına şiddet uyguluyorsa hiç kimse bunun faturasını dinimize, kültürümüze, medeniyetimize çıkartamaz. Çünkü inancımızda ve Anadolu irfanında kadın gerçekten çok müstesna bir yere sahiptir. Erkekle eşittir demiyorum, çok daha ötesidir. Vatanı bile "babavatan" değil "anavatan" diye ifade eden bir gelenekten başka türlü davranış beklenebilir mi? Milli kültürümüzde kadın toplumsal hayatın her yerinde söz sahibidir. Dinimiz cenneti babaların ayakları altına koymadı. Rabbimiz cenneti annelerin ayakları altına koydu" şeklinde konuştu.
"3-5 psikopatın yanlışı ne bizi, ne inancımızı, ne geleneğimizi temsil eder"
Cumhurbaşkanı Erdoğan kadına yönelik şiddetle İslam dininin de bağdaştırılamayacağını vurgulayarak, "3-5 psikopatın yanlışı ne bizi, ne inancımızı, ne geleneğimizi temsil eder. Bu tür yanlışlara yönelenlere hak ettikleri cezayı vermek devletin, onların üzerinde toplumsal baskı kurmak da milletin işidir. Bugün kadına en fazla şiddetin uygulandığı yerlerin başında güya bu meselede en çok hassasiyet gösterenlerin yaşadığı büyük şehirler geliyor. Hatta batı ülkelerinde bu tür olayların diğerlerinden fazla yaşandığı ifade ediliyor. Mesele zihniyet meselesidir. Zihniyet bozuksa siz ne kadar yaptırım getirirseniz getirin facialar yaşanacaktır. Ülkemizde kadınlarla ilgili sorunların bu çerçevede tartışılması, konuşulması en doğru yöntemdir" ifadelerini kullandı.
"Bu cumhurbaşkanı onlar gibi seçilmedi ki onlar gibi davransın"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin bugünlere sistemden kaynaklanan sıkıntılara rağmen geldiğinin altını çizerek şunları söyledi:
"Türkiye darbe dönemlerinde kurulmuş, tahkim edilmiş sistemle gidebileceği yere ulaşmıştır. Ülkemizde çok partili hayata geçildikten sonraki kriz dönemlerine baktığımızda hepsinin gerisinde yürütme, yasama ve yargı organları arasındaki güç kavgalarının bulunduğunu görüyoruz. 1960'da bu sorunu yaşadık, 1971'de yaşadık, 1980'de yaşadık, 1997'de yaşadık, 2001'de de yaşadık. Hatta bizzat kendim bu sıkıntıyı yaşadık. Yargı ve bürokratik vesayet aracılığı ile meclisin cumhurbaşkanı seçme hakkı engellenmeye çalışıldı. Cumhurbaşkanını doğrudan halkın seçmesi ile ilgili anayasa değişikliği işte bu krizi aşmak için geliştirilmiş bir formüldür. 2014 yılında Cumhurbaşkanlığı görevine geldim. Ortalığı ayağa kaldırdılar. Neymiş bu cumhurbaşkanı eski cumhurbaşkanları gibi davranmıyormuş. İyi de bu cumhurbaşkanı onlar gibi seçilmedi ki onlar gibi davransın. Onlar meclisin dengeleri içinden çıkıp geliyorlardı, biz milletimizin bağrından çıkıp geldik. Aramızdaki fark buydu. Bunlar yıllarca açık oy, gizli tasnif ile ülkeyi yönetenler gizli oya açık tasnif ile miller iradesine sahip çıkınca bir daha bellerini doğrultamadılar. Buna rağmen sistemin içine yerleştirdikleri çeşitli mekanizmalar aracılığı ile gizli iktidarlarını uzun süre devam ettirdiler. Menderes'i ve iki arkadaşını bunlar ipe götürmediler mi. Onlar bunlar değil mi. Aynı zihniyet."
"Kandil "oyumuz hayır" diyor"
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi Kandil'den haber var. Ne diyor Kandil "oyumuz hayır." "Oyumuz hayır" diyen Kandil'le birlikte hareket edenler var mı. Bunlar 13 yaşındaki çocukları, gençleri Kandil'e götürüyorlardı, orada eğitiyorlardı. Bunlara nasıl el yapımı bomba imal edilir onu öğretiyorlar. Ellerine silahları veriyorlar, ondan sonra bunları ülkenin her yerinde bazıları canlı bomba, bazıları el yapımı bomba patlatmak suretiyle terör estiriyor. Şimdi bu terörist başları ne diyor "oyumuz hayır" diyor. Eğer 16 Nisan'da "hayır" oyu vermek suretiyle Kandil ile beraber o değirmene su taşıyacaksak ülkemizin halinin ne olacağını düşünün. "Evet" dersek ne olacak. Biz 18 yaşındaki gençlerimizi parlamentoya taşımak suretiyle ülkenin kaderinde söz sahibi yapacağız. Biz "evet" demek suretiyle ülkemizin geleceğine yönelik şu adımı da atacağız. Bu ülkenin kadınları da 18 yaşında parlamentoda yer alma şansı yakalayacak. Biz gencimize güveniyoruz."
"F 16'larla benim vatandaşıma bomba yağdıranlar, işte bugünün "hayır'cılarıydı"
15 Temmuz şehitlerini de hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu toprak uğruna ölenleri 15 Temmuz gecesi gördük. Onlar "evet'çiydi, "hayır'cı değildi. Çünkü onlar o "hayır" diyenlerin karşısına dikildiler. F 16'larla benim vatandaşıma bomba yağdıranlar, işte bugünün "hayır'cılarıydı. Bunu belki eleştirenler olacak ama ben gerçekleri söylemekle mükellefim. Biz bir olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız ve böyle yürüyeceğiz. 249 şehit verdik."
İHA